Çocuklarının aldığı önemli kararlarda payı bulunan babalar, meslek seçimi konusunda da çocuklarına yön vererek hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı oluyor.
Babasının mesleğine olan bağlılığından etkilenen birçok çocuk, babasıyla aynı mesleği seçerek geleceğini şekillendiriyor. Çalışma ortamından ve iş ilişkilerinden ilham aldıkları babalarının izinden giderek aynı yolda yürümeye karar veren çocuklar, babalarıyla iş arkadaşı oluyorlar.
Haber Kameramanı Cezmi Sayılgan ve kızı muhabir Sabahnur Sayılgan aynı sektörde çalışıyor. Ankara'da 30 yıldır haber kameramanı olarak görev yapan Cezmi Sayılgan, AA muhabirine, kızının gazetecilik mesleğini seçmesini, evde haberle iç içe büyümesine bağladığını söyledi.
Mesleği gereği sıcak haberleri takip ederek çok sık seyahat ettiğini dile getiren Sayılgan, kızının bu haber koşuşturmacasının etkisi altında kalmış olabileceğini düşündüğünü ifade etti.
Kızının, küçük yaşlarda haber sunma denemelerini yaptığını anlatan Sayılgan, "7-8 yaşında eline aldığı tarağı mikrofon yapıp ayna karşısında haber sunduğunu hatırlıyorum. Kızımın da gazetecilik mesleğini seçmiş olması bana heyecan ve tedirginliği bir arada yaşatıyor. Şuanda TRT gibi ciddi bir kurumda çalıştığı için hata yapmaması konusunda telkinde bulunuyorum. Haberde karşılaşınca heyecanlanıyorum. Ekranda görmek de daha bir başka. İlk canlı yayınını izlerken elim ayağım titredi. Yapacağına emindim ve başarıyla o yayını tamamladı." diye konuştu.
"CEZMİ AĞABEY'İN KIZI OLMANIN SORUMLULUKLARI VAR"
Babasının izinden gitmeye karar veren Sabahnur Sayılgan da gazeteciliğe gönülden bağlı olduğunu belirtti.
Küçük yaşlarda başlayan heyecan ve merakın, kendisine ekmek kapısı olduğunu ifade eden Sayılgan, çocukken babasıyla işe gittiğinde mikrofon ve kameranın ne işe yaradığını, nasıl haber yapıldığını merak ettiğini söyledi.
Üniversite eğitiminin ardından gazeteciliğe adım attığını aktaran Sayılgan, "Yaklaşık 3 yıldır sektörün içindeyim. Babamla gazeteci olarak ilk kez sahada staj dönemimde karşılaştık. Yanına 'babam olarak mı' yoksa 'sektörden bir arkadaşım olarak mı' gitsem diye çekincelerim oldu. Cezmi Ağabey'in kızı olmanın sorumlulukları var. Ben sektörde böyle biliniyorum. Daha dikkatli olmam, işime sadık olmam ve daha çok çalışmam gerekiyor babamın hakkını vermem için. Önümde uzun bir yol var. Hayalim bir gün, bir spikerin ağzından, 'Sabahnur Sayılgan'ın özel haberini, Cezmi Sayılgan görüntüledi' anonsunu duymak. İnşallah bu da gerçekleşir." diye konuştu.
"BABAMLA ÇALIŞTIĞIM DÖNEMDE DE ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
Avukat Şerif Vural da kızını kendi mesleğini seçmesi konusunda yönlendirenler arasında yer alıyor.
Radyo, televizyon ve sinema okumak isteyen kızı Deniz Vural'ı da kendisi gibi hukuk savunucusu olarak görmek istediğini belirten Vural, evladının kararını değiştirmesi için çalıştığını söyledi.
Vural, "Kızım üniversite tercihi yaparken çeşitli telkinlerde bulunarak hukuk fakültesini üst sıraya yazmasını sağladım. Ama avukat olduktan sonra, daha önce istediği bölüm olan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nü de bitirdi. Kızımın benim mesleğimi seçmiş olmasından dolayı mutluyum. Ben ve eşim gururlanıyoruz. Çocuklarının avukat olmasını isteyip bunu göremeyen meslektaşlarım bize özeniyorlar." şeklinde konuştu.
Avukat Deniz Vural da lisedeyken "Ne olursam olayım avukat olmak istemiyorum" dediğini, baba mesleğinin aklından geçmediğini aktardı.
Avukatlıkta 13 yılı geride bıraktığını belirten Deniz Vural, "Radyo, televizyon ve sinema okuduktan sonra o işi yapmaya çalıştım ama gördüm ki hayat o kadar kolay değil. Her ne kadar içimde bir mutsuzluk olsa da yıllar sonra babamın beni doğru yönlendirdiğini düşünüyorum. Babamla çalıştığım dönemde de ondan çok şey öğrendim. Bundan gurur duyuyorum. Babam beni ilk duruşmama, uzun yıllar tadilat yaptırarak giydiği eski cübbesiyle sokmuştu. Bunun da benim için manevi bir değeri vardır." dedi.
"BURAK'IN YÖNETTİĞİ İLK MAÇI İZLERKEN MİDE SPAZMI GEÇİRDİM"
Eski klasman hakemi ve Ankara İl Hakem Kurulu Atama Sorumlusu Gürcan Özcan'ın oğlu Burak Özcan da babasının izinden giderek hakemliği futbolculuğa tercih etti.
3 yılı klasman hakemliği olmak üzere 11 yıldır yeşil sahalarda düdük çalan Burak Özcan, babasından çıraklığını öğrendiği hakemlikte, FİFA kokartı alarak ustalığa terfi etmek istiyor.
Babasının futbolcu olmasını istemesine rağmen hakem olmayı seçtiğini ifade eden Özcan, "Babamın, futbolu bırakırsam üzüleceğini düşünerek sahalardan kopmadım ve hakem olmaya karar verdim. İyi bir hakem olarak ülkemi uluslararası alanda temsil etmek istiyorum." diye konuştu.
Oğlunun kendisinden habersiz açılan kursa yazılarak hakem olduğunu aktaran baba Özcan da oğlunun başarılı bir hakem olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti.
Oğlunun yönettiği maçları izlemenin kendisi için çok stresli olduğunu anlatan Özcan, şunları kaydetti:
"Çocuğunu maç yönetirken izlemek çok zor. Burak'ın yönettiği ilk maçı izlerken mide spazmı geçirdim. Hastaneye gitmek zorunda kaldım. Sonra alıştım ama çok fazla izlememeye gayret ediyorum. Onu sahada izlerken çok heyecanlanıyorum. Yanlış bir şey yapacak diye çok korkuyorum. Acayip bir duygu. Bazen maçlarını televizyondan ya da internet üzerinden seyrediyorum ama ellerim terliyor. Yavaş yavaş alışıyoruz gibi geliyor bana."