Türkiye’nin son yıllarda en önemli gündem maddeleri arasında yer alan yeni anayasa ve başkanlık sistemi konuları, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörlüğü tarafından düzenlenen “Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa Arayışları” panelinde ele alındı.
KSÜ Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda, İstanbul’da meydana gelen hain terör saldırısında şehit edilen vatandaşlarımız için okunan Kur’an-ı Kerim ve dualarla başlayan panelin açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci yaptı.
Tüm İslam âleminin Mevlit Kandili’ni kutlayarak konuşmasına başlayan Rektör Deveci, alçakça ve kalleşçe gerçekleştirilen terör saldırılarında şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi. Bu gibi üzücü olayların bir daha yaşanmaması temennisinde bulunan Rektör Deveci, “Zor ve sıkıntılı süreçlerden geçiyoruz, millet olarak çok dikkatli olmalıyız. Hepimiz görevlerimizi en iyi şekilde yaparsak, çok çalışarak bu sıkıntılı süreçleri birlikte atlatabiliriz. Eğer ülkemiz güçlü olursa, belirli bir seviyeye gelirse, inşallah o zaman şer güçlerinin bize gücü yetmeyecektir.” diye konuştu.
Suret-i haktan gözüküp içimize nifak tohumları ekmeye çalışanların varlığına dikkat çeken Rektör Deveci, “Onların yönlendirmesine, dolduruşuna gelmemeliyiz. Çok çalışmalıyız. Bu ülke bizim, başka ülkemiz yok, başka gidecek bir yerimiz yok. Bu yüzden çok çalışmalıyız.” şeklinde konuştu.
Rektör Deveci’nin açılış konuşmalarının ardından geçilen panelin oturum başkanlığını KSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Solak yaparken, panele konuşmacı olarak Maarif Vakfı Başkanı-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin katıldı.
Şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek panel oturumunu açan Prof. Dr. İbrahim Solak, “Yiğit düştüğü yerden kalkar. Tarihimiz boyunca hiçbir zaman esaret hayatımız olmadı. Evet, günümüzde bu acılı süreci yaşayacağız, yaşatacaklar. Fakat düştüğümüz yerden kalkmasını da bileceğiz.” dedi.
Son 30 yıldır Türkiye’de başkanlık serüveninin var olduğunu vurgulayan Solak, tarihimize bakıldığında başkanlık sistemine çok da uzak olmadığımızın görüleceğini belirtti.
Panelde ilk sözü alan Prof. Dr. Birol Akgün, tarih boyunca ortaya atılan yönetim anlayışı yaklaşımları hakkında bilgilendirme sunumu yaptı. Geçmişten bugüne siyasal rejimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akgün, günümüzde kabul gören demokrasinin son ve mükemmel yönetim şekli olduğunu düşünmenin de yanlış olacağını vurguladı. Akgün, şöyle konuştu: ‘En mükemmel anayasa 82 anayasasıdır. Mükemmel, tamam, dokunmayalım ona.’ yok böyle bir şey, hayat dinamiktir. Bir şekilde daha iyiye daha doğruya daha yaşanabilir bir ülkeye-topluma ulaşmak için beraberce kendi geleceğimizi inşa etme arayışı demokrasinin adıdır.
Siyasal rejim ve hükümet sistemi ayrımının çok iyi bir şekilde yapılması gerektiğine değinen Akgün, padişahlıktan cumhuriyete geçişin rejim değişikliği, fakat başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi ve parlamenter sistem değişikliği kavramlarının hükümet sistemi ile alakalı olduğunun altını çizdi.
Parlamenter sistem, yarı başkanlık ve başkanlık sistemlerini karşılaştıran Akgün, bu sistemler arasındaki asıl farkın yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arası ilişkilerin düzenlenmesi olduğunu söyledi. Akgün, başkanlık sisteminin en önemli amaçlarından birinin ‘yönetimde istikrarın sağlanması’ olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. Mehmet Şahin ise sunumunda başkanlık sistemi değişikliğinin bir rejim değişikliği değil yönetim sistemi değişikliği olduğunun altını çizdi. Konunun kasıtlı olarak bir rejim değişikliği olduğu şeklinde yansıtılmaya çalışıldığına değinen Şahin, bunun amacının iradeyi halka teslim etmeme girişimi olduğunu söyledi.
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin her zaman sorunlu olduğuna değinen Şahin, yılardır devam eden vesayet rejiminin sürdürülmesi için kontrol mekanizmaları oluşturulduğunu belirtti.
Başkanlık sistemi tartışmalarının kişi üzerinden yapılmaması gerektiğine değinen Şahin, “Bu değişikliği kişi üzerinden tartışırsanız önyargılı olabiliyorsunuz. Kişi üzerinden tartışmaya gerek yok. Kişiler geçicidir. Kalıcı olan milletin ve devletin geleceğidir.” diye konuştu.
Başkanlık sistemine, içeride vesayet sistemine yakın çalışmış yapıların karşı çıktığını vurgulayan Şahin, dışarıdaki karşı çıkışların nedenini ise ‘Türkiye’nin kapasitesini düşürmek.’ şeklinde açıklarken “Kırılgan siyasal yapıların olduğu Türkiye, manipülasyona çok açık. Bu şekilde bağımlılığı arttırmaya çalışıyorlar.” tespitinde bulundu. Başkanlık sistemine ilişkin 21 maddenin toplumun her kesimine en iyi şekilde anlatılması gerektiğine değinen Şahin, konuşmasını “Yerli ve milli olanı bağrınıza basın, yerli ve milli olmayanın üzerine basın.” sözleri ile tamamladı.
Sunumların ardından katılımcıların konuya ilişkin soruları cevaplandırılırken, günün anısına Akgün ve Şahin’e Rektör Deveci tarafından çeşitli hediyeler takdim edildi. Rektör Deveci, programın sonunda panelistleri Rektörlük makamında ağırlayarak bir süre görüştü.