SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, bilime hakim olan medeniyetlerin, dünyaya da hakim olacaklarını söyledi.
Gaziantep’te yerleşik SANKO Üniversitesi’nde 2016-2017 eğitim – öğretim yılının ilk ders heyecanı yaşandı. Rektör Prof. Dr. Sınav, ilk derste “Üniversite ve Tıp Bilimlerinde Eğitim” konusunu anlattı.
Üniversite kelimesinin, bilim adamları ve akademisyenlerin bir araya gelip, toplanarak eğitim verdikleri yer anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Sınav, “Bir insan ömrü 70-80 yıl ise üniversite 17-18 yaşından sonraki ömrünüzü nasıl yaşayacağınızı şekillendirir. Umarım, üniversitemizdeki yıllarınız hayatınız boyunca en iyi şekilde hatırlayacağınız dönem olur” dedi.
Ülkemizde ve dünyada üniversitelerin tarih içerisindeki gelişimleri konusunda bilgiler paylaşan Prof. Dr. Sınav, şöyle devam etti:
“Üniversitelerin başlangıcı ‘din’. ‘Üniversite’ sözcüğü ilk kez Avrupa'da 10-11. yüzyılda kullanıldı. Tarihte eğitim işi din adamları tarafından yapılırdı. Daha sonradan belli alanlarda eğitim verenler, toplanıp üniversiteyi meydana getirmişlerdir.
İslam medeniyetinde de eğitim tarihsel olarak yine din kaynaklı başlamıştır ve mekan olarak da Müslümanların toplanma yeri olan camiler kullanılmıştır. Bu mekanlar daha sonradan medreselere dönüşmüştür.
İslam dünyasındaki üniversiteler olan medreseler, Avrupa'dakilerden çok önce kurulmuştur. Fas’ta zengin bir tüccar kızı olan Fatıma el Fihri tarafından 859 yılında kurulan El Qarawiyyn medresesi, ilk üniversite olarak kabul edilir."
Osmanlı zamanında, 15. yüzyılda dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul edilen Sahn-ı Seman Medresesi’nin o dönem padişah olan Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırıldığını anımsatan Prof. Dr. Sınav, “Anadolu’da 15. yüzyılda, sayısı 82’ye ulaşan medreselerin, Osmanlı’nın bilime verdiği değerin bir göstergesidir. Bu da Osmanlı’nın yükselme döneminin bir tesadüf olmadığının, tarih boyunca bilim ve medeniyetin paralel yürüdüğünün kanıtıdır. Bilime hakim olan medeniyetler, dünyaya da hakim olmuştur” diye konuştu.
Üniversitelerin görevinin üçlü bir sacayağı şeklinde, bilim üretmek, eğitim ve hizmet olduğunu, birinin olmamasının dengeyi bozduğunu kaydeden Prof. Dr. Sınav, “Bizim medeniyetimiz, 16. yüzyıldan sonra telif bilim üretememiştir. Çünkü üniversitelerimizde ‘bilim üretme’ geleneği körelmiş ve ağırlıklı olarak eğitim vermeye yönelmiştir” ifadelerine yer verdi.
TIP EĞİTİMİNDE USTA ÇIRAK İLİŞKİSİ VE BAŞARI
Tıp eğitiminde usta-çırak ilişkisinin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sınav, şu önerilerde bulundu:
“Tıp ve sağlık bilimlerinde bilgi çok fazladır. Usta-çırak ilişkisi bu nedenle çok önemlidir. Çünkü usta, hangi bilginin ne kadar ve nasıl öğrenilmesi gerektiğini gösterir. Tıp eğitiminde her gün, günü gününe çalışmak lazım. Bilgiyi görsel olarak hafızanıza yerleştirin. Bunun 3 boyutlu bir resim olarak kaydedilmesi çok daha önemlidir. Çünkü görmek inanmaktır, bilmektir.
Kendinizi tanıyın, büyük bir hayaliniz olsun, ona ulaşabilmek için doğru stratejiyi kurun, sürekli çalışın ve başarın. Bir de; hayatı farkında olarak yaşayın ve mutlaka keyfini çıkarın.”