Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şehircilik Şurası'nda "yatay mimariden yanayım" çağrısına mimarlardan destek geldi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Şehircilikte Yeni Vizyon" konulu şurada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ben dikey mimariden yana değilim, ben yatay mimariden yanayım. İnsan topraktan uzak değil, toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Bugünün Türkiye'si böyle bir çirkinliği asla hak etmiyor" sözlerini alanında uzman mimarlar da destekledi. Şurada, Şehircilikte Kimlik ve Planlama Tasarım Komisyonu üyesi olan Mimar Sinan Genim kentsel mekanlarda güvenlik, rahatlık, estetik ve sosyal bütünleşmeyi sağlayan, şehirlerin kimliğini ve sürdürülebilir gelişimini temin eden özgün tasarımların olması gerektiğini belirtti.
SIRA EVLER MODELİ
Mevcut imar yasasında düzenleme yapılmasının şart olduğunu aktaran Mimar Genim, "Baştan sıfırdan radikal imar yasaları yapmamız lazım" diyerek yatay yapılaşmada "sıralı evler" modelini işaret etti. Mimar Genim, Yatay yapılaşmada devlet eliyle arsa rezervlerinin sağlanması gerektiğini hatırlatan Mimar Genim, "Devletin arsa üretmesi lazım. Yeni arsa üretmezseniz bu kadar müteahhit bu kadar şirketler nasıl yapacaklar bu işi. Burada iki-üç katlı bahçeli evler yapılabilir. Sıra evler yapılabilir" dedi.
"TEPKİ GÖSTERENLERLE UZLAŞI ŞART"
Konuya toplumsal bazda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini hatırlatan Mimar Genim, şikayetlerle, gösterilen tepkilerle yol kat edilemeyeceğini vurgulayarak uzlaşıyı şart koştu. Mimar Sinan Genim şunları söyledi:
"Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Hepimiz şikayet ediyorsak bir çözüm bulmamız lazım. Bir hata yapıyoruz. Hata rabbanidir. Hatada ısrar şeytanidir. Bir şeytani işler yapıyoruz. Bizim en büyük hatalarımız mevcut şehirlerimiz içinde büyümeye çalışmak. Böylelikle de şehir dokularımızı yok ettik. Belki 3'üncü Mili Mimari semineri yapmak lazım. Yeni bir mimari için ama bu emir komuta zinciri içinde olmaz. Kanunla resim yapamazsınız. Kanunla heykel olmaz. Burada tasarım özgürlüğü olacak. Çok fazla kanun var. Sayın Cumhurbaşkanımıza Sayın Başbakanımıza Sayın Bakanlara çeşitli toplantılarda ben bunu hep dile getiriyorum. 20'nci 30'uncu katta 100-150 metrekare dairede büyüyen çocuğun gelecek tasavvurunun ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. Sinek görüyorlar korkuyorlar. Yüksek bloklar yapılır bunlar ofistir. Bunlar insan depolarıdır. Eskiden açık ofisler vardı. İnsanların mutlu olmadığını görüyoruz. Verimleri düşüyor."
"PLANLAMA TEK ELDEN OLMALI"
Avrupa şehirlerinden örnek vererek imar yetkilerinin şehir mimarları tarafından yönetilmesi gerektiğini ifade eden Genim, "İmar iskan yetkilerini belediyelerden alıp şehir mimarı tarafından yönetilmeli. Avrupa şehirlerinde şehir mimarı vardır, bu şehir mimarı bu işleri yönetir. Anonim işler bizim ülkemizde sorumlusu olmadığı için ortaya kötü bir şey çıktığında herkes birbirini suçluyor. Herkes plan yapıyor. Belediyeler, Bakanlık, Toplu Konut İdaresi, Kültür Turizm Bakanlığı yapıyor. Bu plan yapmanın tek elde toplanması lazım" dedi.
"ÇALIŞAN KALBE AMELİYAT YAPMAK"
Mimar Mustafa İskender de yatay yapılaşmanın önünün açılması için şehirlerdeki yoğunluğun azaltılması gerektiğini söyleyerek, "Bir yerde yoğunlaşma varsa orada dikey yapılaşma da kaçınılmaz oluyor. Çünkü oraya fonksiyonel olarak aşırı yükleniyorsunuz. Bunu çevreye yaydığınız zaman oranın yükü hafifleyecek. Geçmişten gelen bir sürü sorun var. Tabiri caizse çalışan kalbe ameliyat yapmak bu. Sıfırdan bir yer geliştirmiyorsunuz. Buraya metro yapmak da çok zor ulaşımı çözmek de çok zor. Yapıları dönüştürmek o yoğunluğu azaltmak çok zor. Teorik olarak planlama anlamında uygun şeyler söyleniyor ama teorik olarak uygulamada sahada bunlar yetersiz kalıyor. Çünkü saha karışık. Sahanın önce bir düzenlenmesi gerekiyor" diye konuştu.