İSTANBUL (AA) - İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, Berlin Zirvesi'nin sonucunun kalıcı ateşkes ve silah ambargosu olduğunu kaydetti.
Medipol Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Babacan, 55 maddelik bildiride kalıcı ateşkes ve dış güçlerin silah teminine ambargo konması maddelerinin öne çıktığını belirtti.
Uluslararası kamuoyunda, çözümsüzlüğe neden olan ülkelerin Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğu yönünde baskın izlenim olduğunu belirten Babacan, Libya'nın geleceğinde Türkiye ve Rusya'nın ana aktörler arasında yer aldığını ifade etti.
Zirveye katılan aktörlerin Libya ile ilgili farklı ajandalara sahip olduğuna dikkati çeken Babacan, metinde geçen silah ambargosuna saygı ibaresinin ise muğlaklık barındırdığını vurguladı.
Bildirinin genelinde yapıcılık ile muğlaklığın izlerinin net bir şekilde görüldüğüne işaret eden Babacan, şunları kaydetti:
"Bildiride, silah ambargosu delindiğinde nasıl bir yaptırım uygulanabileceğine ilişkin ek bir ibarenin yer almaması, ateşkese giden yolda taraflardan birisinin doğru şekilde yürümeyi reddetmesi durumunda ki Hafter şimdiden buna başladı; buna verilecek cevabın neler olacağına ilişkin somutlaştırmalara ihtiyaç olduğu muhakkak. Bu bağlamda Batılı ülkelerin, Hafter'in dış destekçilerine özellikle Mısır ve Birleşik Arap Emirliklerine ne derece somut ve kararlı bir baskı uygulayacakları ayrı bir soru işareti. Yine tarafların üzerinde mutabık kaldıkları şekliyle, Libya'nın ulusal petrol şirketi olan NOC'nin Libya petrolünü satmakla tek yetkili kurum olarak tasdikinin uygulamadaki sürdürülebilirliği sorusu da bir başka önemli husus."
Berlin Zirvesi'nde verilen en kuvvetli mesajın, kararlılık olduğunu ve meselenin uluslararası siyasi-hukuki meşruiyet ekseninde ele alınacağını da dile getiren Babacan, "Berlin zirvesi, Libya'nın Suriyeleşmesini önleyici ilk adım olarak telakki edilebilir. Bundan sonra ise gelişecek ve daha da derinleşmesi için çabalanacak kalıcı bir barışın ve siyasi-hukuki kurumsallaşmanın tesisine uluslararası toplumun bağlılığının vurgulanması ve somut adımların atılması çok elzem. Kısa vadede ise çok ciddi yapısal değişiklik beklediğimi söyleyemem. Türkiye'nin Rusya ile birlikte oynadığı anahtar işlev hayatiyetini sürdürecek." ifadelerini kullandı.