Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstiklal Marşı'nı Çanakkale şiiri zanneden Ekmeleddin İhsanoğlu'nu eleştirerek, " 'Çarkçı Kemal'i tanımıştım da, şimdi de 'Çarkçı Ekmel' çıktı" dedi.
Erdoğan, seçim çalışmaları kapsamında Kahramanmaraş Müftülük Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka seslendi.
"Kardeşlerim, şunu iyi bilmenizi isterim ki, Suriye'nin, Irak'ın Gazze'nin umudu sizlersiniz. Şu anda bütün mazlum halklar yüzünü bize döndü.
Balkanların, Kafkasya’nın, Kuzey Afrika'nın Ortadoğu’nun umudu sizlersiniz, bizleriz. Şuanda bütün mazlum halklar bütün mazlum topluluklar yüzlerini bize döndüler. Biz onları yüz üstü bırakmayacağız" diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ecdadımız onlara nasıl sahip çıktıysa biz de imkanlar ölçüsünde onlara sahip çıkacağız ve çıkıyoruz. 81 vilayetin tamamına nasıl ulaşıyorsak Türkiye'yi baştan sona nasıl imar ediyorsak dünyanın her yerindeki mazlumlara, mağdurlara da ulaşıyor büyük devlet olmanın gerektirdiği şekilde onların ellerinden tutuyoruz."
Adana'da Suriye'de Türkmenlere yardım götürün MİT'e ait tırlara hukuksuzca baskın yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Bu Pensilvanya çetesi yargı, emniyet, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki uzantılar yoluyla bu tırlara baskın düzenlediler. Şimdi de CHP, MHP, utanmadan sıkılmadan çıkıyor, bizi Türkmenlere yardım etmemekle itham ediyor. Pensilvanya'ya sahip çıkan bu CHP, bu MHP. Adana'da tırların durdurulmasına sessiz kalan işte bu CHP bu MHP. Hem yardımın engellenmesine göz yumacak hatta destek vereceksin hem de Türkiye Türkmenlere bir şey yapmıyor diyorsun. Bunlar ikiyüzlü, ikiyüzlü. Bunlar hiçbir şey yapmazlar, yapılmasına da razı olmazlar" dedi.
CHP'nin tarihi boyunca dış politikada ne yaptıysa bugün de aynısını yaptığını ifade eden Erdoğan, "CHP, Hitler'e sahip çıkmıştı Mussolini'ye sahip çıkmıştı, Hitler'e övgüler düzmüştü hatta safında yer almıştı. Bugün de Hitler'in izinden giden İsrail'e sahip çıkıyor. CHP, kurulduğundan itibaren İsrail'in yanında yer aldı. Bugün de yanında durmaya devam ediyor. Bu CHP var ya. Bize sığınan Azeri kardeşlerimizi Stalin'in askerlerine işte bu CHP teslim etmiş, alçakça şehit edilmelerini işte bu CHP izlemiştir. O Azeri kardeşlerimiz ne demişti biliyor musunuz şehit edilmeden önce. 'Bizi Stalin'in askerleri değil, siz bizi öldürseydiniz de bizi onlara teslim etmeseydiniz' diyorlardı. Yıllarca bu CHP Filistin yıllarca Ortadoğu'ya Arap kardeşlerimize sırtlarını döndü bunu yaparken de Avrupa'ya yakınlaşamadılar Türkiye'yi müzakere safhasına bile taşıyamadılar biz taşıdık. Şuanda da Gazze'deki katliamın üzerini örtmek İsrail'in işini kolaylaştırmak için içeride ellerinden geleni yapıyorlar. CHP'ye bakıyorsunuz Irak'ta adaletsizliği destekliyor, Mısır'da darbecileri destekliyor. Bakıyorsunuz Suriye'de eli kanlı rejimi Esed'i destekliyor, yüz binlerce insanın katilini destekliyor. İşte Gazze'de de İsrail için rahat soykırım yapsın diye bizi susturmanın mücadelesini veriyorlar. Susmak yok, hakkı söylemeye devam edeceğiz."
MHP'nin de artık kimliğini kendi siyasetini bir kenara bıraktığını, CHP'nin yavrusu olduğunu ifade eden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"MHP Genel Başkanı CHP'nin peşine takıldı. CHP nereye sürüklerse oraya gidiyor. Sadece CHP değil, mevcut MHP yönetimi Pensilvanya'nın da oyuncağı oldu. Şuan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli meydanlarda konuşmuyor, salonlarda konuşuyor ve maalesef edebe adaba nezakete terbiyeye sığmayacak bir üslupla çok ağır hakaretleri arka arkaya sıralıyor. Biz onun seviyesine düşmeyiz. Biz onun debelendiği çamura çukura girmeyiz. MHP'nin Genel başkanı şuan gerçekten çok zor durumda. Yaptıklarını artık tabanına izah edemez duruma geldi. CHP'nin arkasına takılmış olmayı MHP tabanına anlatamıyor, Pensilvanya'nın dizinin dibine çökmüş olmayı artık MHP Genel Başkanı izah edemiyor tabanına. Ne dediler çatı dediler. Şimdi o çatının altında kim var? MHP var. yanında kim var? Sosyalist İşçi Partisi var. Başka? Devrimci Halk Partisi var. MHP Genel Başkanı artık bunlarla yol yürüyor. Hani ya siz milliyetçiydiniz? Hani ya siz komünistlere karşıydınız? Ya dünya da komünist mi kaldı? Bunların peşine takılıyorlar. Hatalarını beceriksizliğini başarısızlığını örtmek için de sabah akşam yalana iftiraya hakarete başvuruyorlar. Bu Bahçeli bize ne diyordu? Evimin önüne çocukları gönderip çocuklara andımızı okutacakmış. Kaldırdık ya onu okutacakmış. Sayın Bahçeli sen o çocukları ortak adayınızın evinin önüne gönder. O çocuklar artık gitsinler de sizin ithal monşer adayınıza bir zahmet İstiklal Marşını öğretsinler. Görüntüleri izlediniz mi? Bu ortak adayın Akif'in kabri başında sergilediği cehaleti gördünüz mü? Sürekli ne diyor 'benim babam merhumun arkadaşıydı' diyor. Mehmet Akif'in manevi dergahından geçtim diyor. Sonra kalkıyor, İstiklal Marşımızdan dörtlük okuyor. Şimdi ben çarkçı Kemal'i tanımıştım da, çarkçı Ekmel çıktı. Diyor ki, saptırıyorlar diyor ben orada böyle bir şey demedim. Şimdi size bunu izletiyorum. Bu adamın da nasıl çarkçı olduğunu nasıl yalan söylediğini burada bizzat izleyecek, bizzat kendinden dinleyeceksiniz, buyrun. Şimdi, bugün diyor ki tekrar, çok enteresan, güya bu profesör, 'ben' diyor, 'bir beyit okudum.' Ey profesör bu beyit değil, kıta kıta. Dört mısradan oluşan kıta. Dört mısra. Beyit 2 mısradan oluşur. Sen daha bunu öğrenememişsin yahu. Senin her yerin profesör olsa ne yazar."