Hastalar 'Parkinson Okulu'nda birlikte mücadele ediyor

Parkinson ile mücadele eden bireyler, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yaklaşık bir yıl önce hizmete açılan Parkinson Okulu'nda hastalığa karşı birlikte savaşıyor

İSTANBUL (AA) - Kamuoyunda "hareket bozukluğu", "titreme hastalığı" olarak da bilinen Parkinson ile mücadele eden hastalar, Parkinson Okulu'nda birlikte savaş veriyor.

Uzmanlar, kesin bir tedavisi bulunmayan, sadece ilerleme hızı ilaçlarla yavaşlatılabilen Parkinson'la mücadelede sporun, sosyalleşmenin ve yüksek motivasyonun da en az ilaç kadar önemli olduğuna işaret ediyor.

Bu düşünceden yola çıkarak Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı tarafından bir yıl önce hayata geçirilen Parkinson Okulu projesi kapsamında, hastaların nefes ve ses terapisi yanında egzersiz, pilates ve meditasyon gibi uygulamalara da kolayca erişebilmesinin önü açıldı.

Okulda tüm bu hizmetlerin yanında hastaların bir araya gelerek sosyalleşmesi de kolaylaştırılarak, hastalığın ilerleme seyrinin yavaşlatılması hedefleniyor.

İstanbul'un farklı bölgelerinden 50'den fazla hastaya hizmetin verildiği okul, bu kapsamda Türkiye'de sürekli eğitim verilen ilk Parkinson Okulu olma özelliği taşıyor.

Hastalara ücretsiz hizmet verilen program kapsamında, daha fazla kişiye ulaşılması hedefleniyor.

"Spor, egzersiz hastalığı belirgin olarak yavaşlatıyor"

Okulun kurucusu Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Günsel Babacan Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığın tespit edilmeden en az 8-10 yıl önce başladığını dile getirerek, sorunun beyinde hareketleri sağlayan merkezin kullandığı dopamini salgılayan hücrelerin nedeni belli olmayan şekilde ölmesinden kaynaklandığını aktardı.

Bununla ilgili birçok varsayım olduğunu ve hastalığın nedenlerine ilişkin genetik, epigenetik, çevresel olmak üzere pek çok başlık sayılabileceğini ifade eden Yıldız, "Hastalıkla beyinde neler olduğunu çok iyi biliyoruz ama buna ne sebep oluyor onu bilmiyoruz. Parkinson sadece yaşlı hastalığı değil. Her yaşta görülebilen bir sorun. Gençlerde görülenlerin çoğu genetik ama genetik olmayan formları da var. Bu hastalar yıllarca doktor doktor geziyorlar. Sonra da zaman kaybetmiş oluyorlar." diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldız, hastalığı yavaşlatan en önemli şeyin sosyalleşme noktasındaki destek ve egzersiz olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Spor, egzersiz hastalığı belirgin olarak yavaşlatıyor. Bizim bu okulu kurmamızdaki en önemli amaç da buydu. Her hastanın hayatında spor olması lazım. Çünkü spor beyindeki çok farklı mekanizmalarla dopaminin etkisini artırıyor, bu da hastalığın seyrinin azalmasına olanak sağlıyor. Ayrıca sporla hastanın uykusu, morali de daha iyi oluyor. Egzersizin sadece titremeye değil, diğer unsurlara daha ciddi etkileri oluyor. Hastalığın maalesef radikal bir tedavisi yok. Tamamen dopamini yerine koyan veya dopamin gibi davranan ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyoruz. Yaptığımız da sadece semptomatik tedavi. O yüzden burada sporun çok büyük önemi var. Çünkü egzersiz daha farklı bir mekanizmayla hastalığı yavaşlatıyor."

Okuldan 50'den fazla hasta hizmet alıyor

Şu anda okuldan İstanbul'un farklı bölgelerinden gelen 50'den fazla hastanın hizmet aldığını dile getiren Yıldız, bu sayede hastaların sosyalleştiğini ve artık aile gibi olduklarını anlattı.

Yıldız, "Özellikle genç hastaların hastalığı kabul etmesi çok zor oluyor. Doktor doktor gezip en sonunda 'tamam' diyorlar. Hastalığı kabul etmek savaşmanın da ilk unsuru aslında. Burada kendilerinin tek olmadığını gördüklerinde daha kolay savaşmaya başlıyorlar." diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldız, hastalıktan korunma yöntemlerine de değinerek, "Beynimizi çok fazla gereksiz bilgiyle dolduruyoruz ve bu beynimize zarar veriyor. Bu da alzaymır, Parkinson, MS olarak patlıyor. Dikkatimizi artırmamız lazım, bu da biraz durmakla sağlanabilir. Durmayı bilmiyoruz, çağımız onu gerektiriyor ama bu yanlış. Her dakika sosyal medyadayız. Bu beyin için çok zararlı bir şey. Gereksiz data yüklemesi... Düşünsenize her gün binlerce şey kayıyor gözümüzün önünden. Bu beynimize zarar veriyor. Biraz durmak lazım. Yani hiçbir şey yapmayacaksınız, beyninize bir süre data girmeyecek. Meditasyon bunun çok iyi bir örneğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Hastalara günde en az bir saat egzersiz öneren Yıldız, her hastanın spor programının kendisine özel olması gerektiğini sözlerine ekledi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri