Niyazi Kara ilk kitabıyla görücüye çıkıyor

Edebiyatçı Yazar Niyazi Kara'nın ilk kitabı Kahramanmaraş 2. Kitap Fuarında Okuyucularıyla Buluşacak... Bizde bu ilk kitap yolculuğunda Edebiyatçı Yazar Niyazi Kara ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Özel Röportaj: MUSTAFA ALYAZ

Çeşm (Katreden Ummana) Niyazi Kara

Edebiyatçı Yazar Niyazi Kara'nın ilk kitabı Kahramanmaraş 2. Kitap Fuarında Okuyucularıyla Buluşacak... Bizde bu ilk kitap yolculuğunda Edebiyatçı Yazar Niyazi Kara ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Niyazi Bey’e samimi cevaplarından dolayı teşekkür ederek, bakalım Niyazi bey ile neler konuşmuşuz?

Niyazi Bey, İlk kitabınız okuyucuları ile buluşacak ama bizler sizleri bir anda bir kitap ismi ile anmaya başladık, sizleri tanıyabilir miyiz, Niyazi Kara kimdir?

Kişinin kendini tarif etmesi oldukça zordur. Belki de kişinin en cahil olduğu konu yine kendini tanımak olsa gerek diye düşünüyorum. Öncelikle Allah’ın garip bir kuluyum. Ötekileri dert eden, diğer gam serisinin bir ürünü, etrafında var olan, akan ve yaşayan hayata duyarsız kalamayan yeri geldiğinde bunun için üzülen, yerini geldiğinde gördüğü güzelliklere başkasının adına da olsa sevinen bir insandır.

Niyazi Kara günlük hayatında, düşünmeden edemez. Kitap dostu bir insandır. Kitaplarla günlük hayatta ki yaşantıları bileştirip, güzellikleri paylaşmak adına hayatını sürdüren, çok da öyle uç noktalarda gezen bir insan değil. Müzik ile uğraşır, sazını çalar, türküsünü söyler. Ve Eğitim konusunda da bir taş köprünün taşı olmak gayretindedir.

Bize ilk kitap heyecanınızdan bahsedermisiniz?

Allah insanı iki tür yaratmış, kadınlar ve erkekler. Bir kadın doğum sancısını bilir onun ruhunda vardır. Bir erkek bunu bilemez. Şu günler de, bir kitabın çıkıyor oluşunu benzetmek gerekirse Bu kitabı o doğum sancısına benzetiyorum.

Bir yolculukla başlayan kitap yazma serüvenidir bu kitabın başlangıç noktası. Bir kırılma noktası sonrasıdır. 8 yıllık uzun soluklu birbirine ekli süre sonucu ortaya çıkmış bir eserdir Çeşm (Katreden Ummana).

Hakkında söyleyen çok şey var. İçinde ki her ayrı bölüm başlıca ayrı bir hikâyedir. Her başlığın bu gün oturup anlatacağım bir hikayesi var. Nazım biçimiyle kaleme alınmış bir hikâye aslında. Yazarın, şairin Leylası tükenmez. Bu iş Leylasızda olmaz zaten. Benim Leyla’m gerçek bir Leyla öyle başımın üstünde balondan bir Leyla değil. Çeşm demek göz demektir. İşte gidiyorum Çeşm-i siyahım diyor ya, İşte gidiyorum Karagözlüm demektir. Şiir yüreğin gözyaşıdır. Gözyaşı gözden gelir. Kimi zaman dert den kimi zamanda neşeden gelir ama kaynak aynıdır, yol aynıdır.

Bu bizde dil üzere şekle büründü, kelimeye büründü, cümleye büründü, dörtlüğe büründü… Nasip olanı ötekiler ile paylaşma gayretidir. Biz bu yolda bir şey örgendik biz hiçbir şeyin sahibi değiliz.

Kitabınızda ki Leyla eski bir Aşk mıdır?

Evet, geçmişten gelen bir aşktır. Gönül hikâyelerimiz olmadan, bu yolda tek başına yürüyemezsin. Varlığın temelinde sevgi vardır, varlığın en temelinde aşk vardır. Biz olaya böyle bakıyoruz. Bizi o menzile götürecek olan birde mecaz vardır. Şükür ki hakikat bilgisine ulaşmış durumdayız. Mecaz olmadan olmuyor.

Kitap Fuarında ilk defa okuyucularıyla buluşacaksınız. Nasıl bir duygu bu?

Bambaşka bir şey.  Kişisel paylaşımlarımızı takip eden dostlarımız vardı, uzun zamandır yaptığımız işlerden dolayı bir halka oluşuyor. Böyle bir heyecan daha fazlasıyla bizi bir daha sardı. Bu doğum herkesi sevindirir. Kişiler bu kitaba ulaştıklarında, evet bu kitap da benden de bir şeyler var dediklerinde bizde bir şeyler yapmışız rahatlığıyla yolumuza devam ederiz diyorum.

Bu kitap da okuyucular neler bulacaklar?

Benim kitabım, benim diyorum da bu kelimeyi de çok sevmiyorum. Nazım biçiminde yazılmış sırlı bir hikâye aslında. Şifrelenmiş mekânlar, şifrelenmiş yaşamlar ve evet şifrelenmiş bir kahraman var. Bizi yola düşüren duygu, sırda gereklidir. İfşa olduğu zaman, ilk hançeri saplayacağı kişi sahibidir yani benim. Bunu okuyucular çözebilirler. Niyazi Kara’nın ızdırabını yaşadığı şeyleri ve kahramanına dönük ipuçları elde edebilirler. Yalnız şu da vardır, orda mekân yalnızca üzerine bastığımız toprak değildir.

Kahramanınızdan bize bahseder misiniz?

Hayır. Sırdır ve sır olarak da kalmalıdır.

Niyazi Kara sırlar dünyasında gezinirken okuyucuda Niyazi Karaya mısralarda rastlayacak mı?

Ben bu şehrin sokaklarında gezdim

Ben bu şehrin sokaklarında gördüm

Ben bu şehrin sokaklarında yaralandım

Duvara tutunup yere çöktüm…

Soranlara bir bahane buldum

Görme gözlerim dedim

Görme gözlerim dedim

Ben bu şehrin sokaklarında

Kimi insanların koluna girip

Hadi şöyle bir tur atalım dedim

Maksadım koskoca bir şehirde

Bir simayı aramaktı

Belki görür müyüm?

Belki uzaktan birini benzetir miyim diye

Akşama çalan bir zamanda

Sabahın erken saatlerin de

 Öğlenin kalabalığında

Gezdim

Her açıdan baktım, her nokta da bekledim

Bir kere es kaza gördüğüm noktayı birkaç kere gezdim

Hani şu katillerin öldürdüğü yere sonradan gelmesi gibi

Birkaç kere gezdim…

Dolayısıyla okuyucularımız, o kokuyu o rengi, Maraş’ın dar sokaklarında ana caddelerinde çay bahçelerinde Atatürk parkında yakalayabilirler. Yeter ki sen şifre çöz. Hala benim o dar sokaklardan geçtiğim vakit o olur. Neden. Çünkü o sokaklar onun sokağıydı. Ben o sokaktan hep geçerim görürmüş gibi geçerim. Allah’ım her gönüle katıksız aşkı nasip etsin.

Aşkın gücü yüz yılları yenmeye mukadderdir. Gücünü, bitmez tükenmez kaynağından alır.

Her zaman diliminde kendini diri tutmayı başarmış başka bir kavram yok gibidir. Kimi zaman dillere destan olur, kimi zaman kendi çemberinde ifşa olmayı bekler. Aşk her zaman vardır. Kahramanları kimi zaman bizden senelerce uzakta olur, kimi zaman yanı başımızdadır. Çoğu zaman yakın olanları görmeyiz, göremeyiz. Çünkü aşk, mayası gereği sırda kalmaya mahkûmdur bir süre. İşte böyle bir aşkın hikâyesidir bu eser… Mecazdan –en azından-hakikat bilgisine ulaşmış bir aşk. Kahramanlarıyla her an bu şehrin sokaklarında, bir çay bahçesinde, bir muhabbette, bir dost meclisinde, bir alışverişte karşılaşabilirsiniz, lakin o olduğunu bilemezsiniz. Buradalar, aramızda… Hayatın günlük telaşı üzere yanı başımızdan geçerler imrendiğimiz, aradığımız o gönül yangınının kahramanları. Anlatımı nazım bir hikâye bu. Kahramanın birini bulmak kolay da, öteki sırlanmıştır. Ehli bulur, bulan bilir… Adıyla sanıyla tam karşınızda…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri