Gazeteci ve Köşe Yazarı Bekir Doğan bu haftaki yazısında şu konuyu ele aldı;
Ordu’nun dereleri yukarı mı ? akar ! , aşağımı ? akar ! orasını bilemem ama Ordu Nüfusunu 1 eksiye düşürdük Neslihan Gök’u “Kadımehmetoğlu” Kahramanmaraş’a getirerek şehrimizin nüfusunu bir adet artırdık bunu net söyleye bilirim..!
Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Necati Okay’a müjdemizi verelim , bir seçmen daha oldu.. Ordu dan yeni seçmen getirdik.. hayırlı olsun, Yeri gelmişken: 12 Ağustos 2016 Cuma günü akşam Kahramanmaraş sanayi esnaflarından Kaportacı esnafımızdan Mehmet Kadımehmetoğlu , oğlu Yücel Mesut Kadımehmetoğlu düğünü var tüm dostları düğüne davet ediyoruz.. şimdiden hemen söyleyim..
6 Ağustos 2016 Cumartesi günü , Kahramanmaraş Göksun, Pınarbaşı, Şarkışla, Yıldızeli, Tokat, Niksar, Akkuş ilçesi ve sonra Salman mahallesi , önceden kasaba iken Büyükşehir yasası ile mahalle olan Salman’a doğru yol almaya başladık..
Kahramanmaraş ormanlık Göksun- Kayseri arası karasal boz kır sonra Sivas Şarkışla’ya kadar boz kır ve Yıldızeli’den sonra yeşillik başlıyor..
Tokat tarihi ve yeşillikler içinde güzel bir şehir tarihi gezerek doyumsuz güzellikleri ile Ordu”ya doğru yol alırken Niksar’a vardığımızda bizi şeftali bahçeleri karşıladı..
Bahçe kenarında kendi elinle topladığı şeftalinin kilosunu 1 TL ile 2 TL arasında alabiliyorsun cinsine göre.. doğal yerli nefis.. organik ürün..
Şeftali Bahçesinde kahvaltı yaparak : yolumuza devam ediyoruz..
Akkuş ilçesi: Ordu’nun Akkuş ilçesi, bana bu Fotospor’un ustası komşumuz Sedat Akkuş ‘u hatırlattı ama buranın ismi Akkuş değil, yeşil kuş olmalı. Çünkü toprak yok, her yer yem yeşil.. Kahramanmaraş’tan çıkarken 41 derece idi.. Akkuş 19 derece işin doğrusu hemen ceket giydik.. ve üşümeye başladı..
Akkuş ilçesi Cumartesi pazarını gezdik.. Kahramanmaraş’a göre Akkuş da fiyatlar bize göre çok pahalı ama buna rağmen doğal ürünlerin satıldığını gördüm..
Sonra : Salman kasabası , bugün mahalle olan yere doğru yol almaya başladık ama , Niksar’dan sonra bu yollar için otomobil firmaları 1 ve 2. Fitesi olan araç üretmeleri gerekir, çünkü 3. Fitese taktığımı hiç hatırlamıyorum, 1 ve 2 ile ancak yol ala biliyorsun, bir dereye inip birinden çıkıyorsun.. dere tepe inip çıkmaktan tabiri caiz ise canım çıktı..
Ayrıntı: doğal geyik ve bol tavşan gördüm.. doğa harika suyu güzel..
Neyse : Böyle doğal güzellikler içinde Salman’a vardık..
Ne yetişir diye sordum: Fındık, Mısır, Fasulye başka biraz patates başka da bir şey yok..
Neyse : Salman halkı demokrasi nöbetini davul zurna ile tutuyor..
Enver Gök , kardeşimiz ilk yavrusunu, evlendirdiği için sevinçli, Kahramanmaraş’a gittiği için biraz buruk, eee kolay değil Salman’dan Kahramanmaraş’a gelmesi ! 100 km. yol en hızlı şekli ile 3 saatte ala bildik..
Güzel bir gelenek
Şöyle : Akşam oldu hava soğumaya başladı.. kışlıkları giydik, soğuk ateş başında oturmak daha güzel.. rüya gibi bir hayal ile geçmişe gittim: 30-40 yıl önceki bizim düğün geleneklerimiz Ordu da halen yaşanıyor.. özellikle köy kesimin de..
Tüm camilerin alt katına, mutfak, salon yapmışlar..
Cenaze yemekleri burada yapılıyor ve taziye ziyaretleri burada kabul edilerek yemek yeniyor..
Ramazan ayında : İftar yemekleri burada veriliyor.. özel davetler burada yapılıyor..
Düğün ve Nişan yemekleri burada veriliyor..
Beni etkileyen en güzel yanı : bizde unutulan Helise- Ordu’lular Keşkek diyorlar bu yemek veriliyor.. Düğün yemekleri helise ile veriliyor..
Cuma günü akşam : yemek vermişler kına gecesi yapmışlar..
Biz Cumartesi vardığımız için : akşam 2. Yemek ve düğün yapıldı.. bizim içinde yeniden bir kına yakma töreni ve takı töreni yapıldı.. tören uzadıkça dizlerimiz donmaya başladı..
Ölürüm Türkiyem diyoruz ya : Maraş’da Adana da yanarken, Ordu yaylasında ateş başında oturmak inanılır gibi değil !..
Bir güzellik daha gördüm:
Gelin- Damat, Kaynanalar, Kayın Babalar yan yana durdular..
Düğüne katılanlar: Gelinin yanında bulunan sadıç sandığına elinden çıkan- 10 TL ile 200 TL arasında paraları bu sandık içine attılar ama herkes, hayırlı olsun diyerek önünden geçip gittiler.. düğüne katılan aynı aileden 10 kişi varsa tamamı. Elinden geleni sandık içine attı..
Bizde olduğu gibi Altın takanlar geline veya damat taktıkları gibi para sandıkları içine altın atanlarda oldu.. kız ve oğlan tarafı takıları oldu..
Düğün sonunda toplanan paraya baktım: eh düğün masrafı çıktı gibi ! güzel bir gelenek güzel bir görenek geçmişte bu bizde de vardı..
Şerbet olurdu para toplanırdı.. düğünde para toplanır, kız evininde oğlan evininde yükü üzerinden alınırdı.. altın takacağız derken bu geleneğimizi unuttuk..
Velime yemeğini unuttuk, kardeşliğimizi unuttuk.. dua ve sofra bereketini unuttuk..
Galiba düğün salonları bunu unutturdu.. ama Ordu gezimizden çok şey öğrenerek Kahramanmaraş’a dönüyorum öğrenmenin yaşı ve sonu yok olduğunu gördüm..
Cuma günü Neslihan ile Yücel Mesut Kadımehmetoğlu düğününe buyurun..
İyi günler..