Ahmet Duran Balsuyu, çalıştayda yaptığı konuşmada; “Ülkemizin cari açık vermeyen istihdam ve ihracatta ön sırada olan 25 milyar dolara yakın ihracatı ile istihdamının büyük çoğunluğunu oluşturan tekstil sektörümüzün hammaddesi olan pamuk; elyafı ile insanları giyindiren, çekirdeğinden elde edilen yağı ile insanları besleyen, küspesi ile hayvancılık sektörünün yem ihtiyacını karşılayan, linteri ile savunma sanayimizin barut ihtiyacını karşılayan dünyada stratejik öneme sahip bir tarım ürünüdür.
1970-1980’li yıllarda ülkemizde her yıl 1 milyon tona yakın üretilip ihraç edilen pamuk; 1990’lı yılların başından itibaren; ülkemizde hızla gelişen tekstil ve hazır giyim sektörünün ana hammaddesi olan pamuk tarımı tekstil sektörü ile beraber gelişmesi gerekirken talihsiz bir şekilde gerileyerek 360 bin tonlara kadar düşmüştür. Oysaki normal olan ülkemizde sanayisi gelişen stratejik öneme sahip bu ürünün tekstil sektörüne paralel gelişmesi gerekirken bu denli gerilemesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Dünyada her geçen gün artan nüfusa, gelişen refaha bağlı olarak önemi artan pamuğun ülkemizde de içinde bulunduğu rehavetten kurtularak yaklaşık dünyadaki 28-30 milyon ton üretimin ülkemizin ihtiyacı olan 1.600 ton pamuğu kendimiz ülkemizde üretebiliriz. Son yıllarda dekar başı üretimde elde edilen verimlerin ortalamasına göre dünyada ilk üçün içerisindeyiz. Bu ülkeler Avustralya İsrail, Türkiye ve takip eden Brezilya, Suriye, Çin ve Meksika’dır” dedi.
EN KALİTELİ PAMUĞU BİZİM ÇİFTÇİLERİMİZ YETİŞTİRİYOR
Bu imkânlara rağmen son beş yılın ortalamasına göre dünyada en çok pamuk ithalatı yapan ülkeler içerisinde Çin’den sonra ikinci sırada olduklarının altını çizen Başkan Balsuyu, konuşmasına devam ederek; “Oysaki bizim ülkemiz tekstil sanayinin ihtiyacı olan 1.600 ton pamuğun daha fazlasını üretebilecek toprak ve iklim şartlarına sahiptir. Bu pamuğu üretme imkânımız var olmasına rağmen, ihtiyacımız olan pamuğun ithalatı için her yıl ortalama 2,5-3 milyar dolar döviz ödemekteyiz. Ülkemizin bu ithalattan dolayı cari açık üzerine 2,5-3 milyar dolar daha yük binmektedir. Bu olumsuzluk ülkemizin başlıca cari açık vermeyen istihdamda ve ihracatta ön sırada olan tekstil sanayinin geleceğini tehdit etmektedir. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, tarlada pamuğun en kalitelisini bizim çiftimiz yetiştiriyor. Ancak hasat makinelerimizin yetersizliğinden son yıllarda gerileyen pamuk üretiminin rehaveti olarak gördüğüm çırçırlama sistemindeki eksikler son derece kaliteli pamuğumuzun dünyadaki diğer üretici ülkelerin karşısında fiyatta rekabet şansını elde edememektedir. Çırçırlama esnasında pamuğa hoyratça verilen nem dünya standartlarının çok üstündedir. Elyafın mukavemetini düşürmektedir; renk kaybına sebep olmakta, fermante ve kartonaj olmaktadır. Birinci sınıf pamuğu 3., 4. sınıf pamuk haline getirmektedir. Kütlü pamuğu bilinçsiz depolamanın getirdiği fermantasyonun olumsuzlukları hasatta ve çırçırlamadaki dikkatsizlikten dolayı; uluslararası lisanla kontaminasyon bizim lisanımızla yabancı elyaf karışımı, lif değerleri fevkalade kaliteli olan ülkemiz pamuğunu kalitesiz hale düşürmektedir. Bundan dolayı dünya fiyatlarının gerisinde pazarlama zarureti doğmaktadır.” diye konuştu.
KTB Başkanı Ahmet Duran BALSUYU
pamuğun kurtulması için şu önerileri sıraladı :
AB ülkelerinde 50 Euro cent olan destekleme primi maalesef bizim ülkemizde 3 yıldan beri 42 kuruş olarak verilen destekleme primi kısa vadede minimum 70 kuruş a çıkartılmalıdır.
Prim sistemindeki aksaklıklar göz önüne alındığında uzun vadede TMO ofislerinde mısır ve hububatta olduğu gibi balyalı pamuğun destekleme alımı devlet tarafından yapılmalıdır.
Lisanslı depoculuk geliştirilerek tek balya tasnif sistemine geçilmelidir.
Pamuk toplama makinelerine mutlaka teşvik verilmelidir.
Çağın gerisinde kalmış çırçır işletmelerinin, devletin vereceği teşvik ve desteklerle, revize edilerek makineli hasata uygun hale getirilmelidir.
Hasat ve çırçırlama esnasında yabancı elyaf karışımının mutlaka önüne geçilmelidir.
Pamuk çırçırlama esnasında pamuğa hoyratça verilen su dünya standartlarına çekilmelidir.
SONUÇ OLARAK:
Yukarda belirtilen şartlar yerine getirildiğinde lifinden insanları giyindiren, çekirdeğinden elde edilen yağı ile insanların yağ ihtiyacını karşılayan, tortusu olan küspe ile ülkemizde gelişmesini ümit ettiğimiz hayvancılığa yem olarak katkıda bulunan, elyaf ile çekirdeğin arasından elde edilen linter ile savunma sanayimizde ihtiyacımız olan barutun hammaddesi olduğunu düşündüğümüz de;
Yukarda belirttiğim stratejik ürünün önemi göz önüne alındığında, ülkemizde pamuk üretimi iki milyon beş yüz bin ton ile üç milyon tonlara kadar çıkacaktır. İnanıyorum ki 2023 hedefine doğru ilerlerken ülkemiz tekstil sektörünün ihracatı 120 milyar dolara ulaşacaktır. İstihdam sorununun çözümüne büyük katkıda bulunacaktır.
Lütfen bu stratejik ürüne sahip çıkalım…