UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün tarihi evleriyle ünlü Safranbolu ilçesinde, Osmanlı padişahlarından 3. Selim'in sadrazamı İzzet Mehmet Paşa tarafından 12 metre yüksekliğindeki bir kule üzerine yaptırılan saat, 220 yıldır hizmet veriyor.
Dikdörtgen prizma şeklinde 1797'de kesme taştan yapılan, her cephesinde ikişer pencere, içerisindeki merdivenin aydınlatılması amacıyla da yer yer mazgal delikleri açılan kuledeki Londra'dan getirilen sistemle çalışan saatin bakımı, gönüllü 74 yaşındaki İsmail Ulukaya tarafından yapılıyor. Ulukaya, saati 7 günde bir kuruyor.
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa'nın "Herkesin evine ve cebine saat hediye edeceğim." diyerek yaptırdığı tarihi saat, Türkiye'de bulunan tek zembereksiz ve kulesine çıkılabilen en eski saat olma özelliğine de sahip.
Safranbolu Kalesi'nde hükümet konağı ve tarihi cezaevi ile yan yana konumda bulunan, dönemler içinde iki defa onarım gören kuledeki saatin, saat başlarında o anki saat kadar, yarım saatlerde ise bir kere çalan çanının sesi, 3 kilometre uzaklıktan duyulabiliyor.
52 YILDIR GÖNÜLLÜ
Asıl mesleği kunduracılık olan Uluklaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 52 yıldır saatin bakımını ve temizliğini üstlendiğini, saati ayarladığını ve haftada bir gün kurduğunu söyledi.
İlçeye gelen turistlere saatin tarihçesini ve özelliklerini anlattığını belirten Ulukaya, şöyle devam etti:
"Saatin özelliği sesinde... Engebeli olan Safranbolu'da vatandaşlar görerek değil de sesiyle saati anlıyor. Sesi her yere gitsin diye de yüksek yere konulmuş. İzzet Mehmet Paşa, bu saati 'Sizlerin evinize ve cebinize saat hediye edeceğim.' diyerek 1797'de armağan ediyor. İzzet Mehmet Paşa neden böyle demiş? Safranbolu iki kısımdan oluşur, 'kışlık' ve 'yazlık' diye. Tarihi bölge 'kışlık' oluyor. Burası arazi olmadığı için çukurda. Kışı evinde geçiren Safranbolulular sesten evinde saat varmış gibi saati biliyor. Halkımız ilkbahar geldiğinde Bağlar kısmına taşınır. Burada herkes bahçededir. Bu defa herkesin cebinde saat varmış gibi sesten saati biliyor. Yani özelliği sesi."
Saat hakkında teknik bilgiler veren Ulukaya, saatin her saat başı o saat kadar, yarımlarda ise bir defa çan çaldığını anlattı.
Saatin bakımını 1965'te öğrendiğini kaydeden Ulukaya, o zamandan bugüne hala bakımına devam ettiğini, elinden geldiğince de devam edeceğini aktardı.
Kuleyi ziyarete yerli ve yabancı turistlerin geldiğini, onlara saati anlattığını da belirten Ulukaya, "Beni gösterdikleri tebessüm dinlendiriyor. Haftada bir defa gelip kuruyorum. 16 defa çeviriyorum. Ayrıca gelen turistlere göstermek amacıyla da arada bir kuruyorum." dedi.