Gazeteci ve Köşe Yazarı Bekir Doğan bu haftaki yazısında şu konuyu ele aldı;
Cep telefonu kölesi olduk
İnternet kölesi olduk
Televizyon dizileri kölesi olduk
Sanal alemin kölesi olduk..
Okumayan bir köle topluluğu hale geldik..
2016 yılının çağın hastalığı elektronik- sanal alemin kölesi olmaktır.. !..
Türkiye’nin birinci sorunu bana göre : Elektronik – sanal alemin kölesi olmaktır ki bu hastalığın ilacı var mı ? bilemiyorum..
Ancak birinci ilacı çocuklarınıza gücünüz yeterse : Anne ve Baba olarak görülüyor !..
Bir iş yerine giriyorum: Es Selamünaleyküm , diyorum: iş yeri sahibi veya çalışanı kafasını kaldırıyor , bana :” Sende mi ? geldin ?” der gibi yarım gözle bakıyor sonra : gözünü yeniden cep telefonuna götürüyor.. görülen o bu dünyada değil !..
Okumuyoruz : kaç eve gazete giriyor ?
Sabah otobüsle geliyorum, bir gurup öğretmen dostla bir araya geldik,, hoş beş sohbetten sonra biz gazeteci olunca okuma meselesi gündeme geldi..
Otobüs içinde okula gitmek üzere evinden çıkan tüm öğrenciler bu arada cep telefonu ile oynuyorlar.. bugünkü derslerle ilgili aralarında bir tek kelime bile konuşmuyorlar..
Öğretmenler bizden dertli imiş, kimse okumuyor ! diyerek söze başladılar..
Bir öğretmenimiz :
Geçtiğimiz günlerde KPPSS Memurluk sınavı yapılmıştı. Orda şöyle bir soru vardı.. Cumhurbaşkanı yurt dışına giderse yerine kim vekalet eder ! sorusuna cevap verecek aday çıkmadı.. yönetmeliği kim çıkarır bunu bilen memur adayı çıkmadı ? vay ne hale gedik diyorduk ki daha vahimi var mış ?... bir öğretmenimiz ilimizin yöneticilerini bilmeyen öğrencilerimizin çok fazla olduğunu söyledi.
Sonra diğer öğretmenlerimiz : okumayan toplum bir şey bilmez, okumuyoruz kardeşim , diyerek devam etti..
Bir sınıf’a girdim 9. Sınıf öğrencilerine sordum : ilimizin yöneticilerini bilen çıkmadı
Oyunlar, diziler, internet ve cep telefonunun her şeyini biliyorlar ama sosyal hayatı bilmiyorlar.. dünyada yaşamıyorlar.. ! diye ilave etti..
Biz ilk okul’a başladığımız gün, okul müdürü ile öğretmenimizin adını öğrenmişti..
İlk okul üçe giderken, ilin valisi, belediye başkanı, garnizon komutanı, milli eğitim müdürü okul müdürü, öğretmenimizi biliyorduk..
İlk okulu bitirdiğimiz gün 5. Sınıf dan diplomamızı alırken, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, olmak üzere tamamını biliyorduk.. hatta diplomamızı verirken, sözlü gibi ya bunu saydırırlar yada İstiklal Marşımızı okuturlardı..!
Öğretmenimiz lise birinci sınıfa giriyor, yani bugünün 9. Sınıf
Yazılı yapacağım : ilin valisi, Belediye Başkanı , Garnizon komutanı, Milli Eğitim Müdürü Okul müdürü ve öğretmenlerinizin isimlerin yazın diye tahtaya yazı yazıyor..
Cevap vahim ?.. tam olarak yazan tek bir öğrenci çıkmıyor !..
Buda şunu gösteriyor ki : Bu çocuklar okulu buldukları için diploma vermek gerekecek okula kadar geldiklerine ey vallah ! çok defa şahit oldum, otobüs şoförüne :” Ben okulun önünde inecektim beni buraya niye getirdin !.” diye fırça atanları gördüm” telefon ile oynamaktan nereye geldiğini bilmiyor..
Türkiye de en az kitap satılan il Kahramanmaraş
Türkiye de en az dergi satılan il Kahramanmaraş
Türkiye de en az gazete okuyan il Kahramanmaraş
Bugün her eve bir gazete girse çocuklarımız da onu okusa : İlin valisini , Belediye Başkanını bilir diye düşünüyorum.. Özellikle mahalli gazete okunması çok önemli..
Hangi program, hangi oyun neden inecek ? nasıl çalıştırılacak ? cep telefonu özelliklerinin hepsini bilen bu nesil aptal olması mümkün değil ama eğitimden kopuk bir hayat yaşıyoruz..
Bir özel okulumuz: Cep telefonuna kısıtlama getirmeye çalışıyor.. öğrenciler ise okula gelmek istemiyorlar.. anne ve babalarına şikayet ediyorlar, cüzdanla – vicdan arasında kalıyoruz diyorlar..
Bizim okula gittiğimiz zaman: öğretmen kulağımızı çekerdi, cetvele elimize vururdu.. öğretmene karşı bir korku ve sevgi vardı.. ya bugün ? hangi o sevgi ?
Bir çok öğretmen: bırak kulak çekmeyi, kızmayı, cetvelle vurmayı, öğrenci ile kendisinin arasına cam bölme yapılmasını istiyor.. nasıl istemesin ki bir iftira ile cezaevine gitmek var..
Biz biliyoruz ki : melek gibi , baba , dede gibi öğretmenlerimiz iftira yüzünden, cinsel taciz suçlaması ile cezaevinde yatıyorlar..
Buradan Adalet Bakanımıza sesleniyorum: Bu kanunun gözden geçirilmesi gerekir.. Bugün birini yok edecekseniz, topla , silahla, vurmaya öldürmeye gerek yok, içinizde Allah korkusu da yoksa ! ahret gününe inanmıyorsanız, bir kadın bulun filan kişi bana cinsel tacizde bulundu deyin, cezaevine gönderisiniz gider..!
Bu dünyada paçayı kurtarışınız, Ahrette ne olur orasını Allah bilir.. Bedava yatan iftiraya uğrayan kader mahkumlarına Allah yardım etsin diyorum..
Sözün özü : Türkiye okumuyor, sanal alemin kölesi oldu, İnternet ortamında çok fazla bilgi kirliliği var herkes bunun kölesi ve esiri oluyor.. Devlet Büyüklerimize sesleniyoruz, Türkiye köle olmaktan kurtararak okumaya teşvik edecek projeler yapılmalı diyorum..
Her eve bir gazete senede birkaç kitap girmeli ve okunmalıdır..
İyi günler..