CENEVRE (AA) - Suriye'nin yeni anayasasını yazacak komite, 30 Ekim'de İsviçre'nin Cenevre kentinde ilk kez bir araya gelecek. Öncesinde, garantör ülkelerin heyetleri, uzman ve dışişleri bakanları düzeyinde toplantılar yapacak.
Suriye'de siyasi geçiş çabaları kapsamında, yarın, Birleşmiş Milletler (BM) gözetimi altında yeni bir sayfa açılacak.
Mart 2011'de başlayan iç savaşa siyasi çözüm bulmak için Cenevre'de başlatılan müzakere turlarının ilki 30 Haziran 2012'de yapılmıştı.
Suriyeli taraflar, 2017'nin sonuna kadar toplam 8 kez bu kentte bir araya geldi ancak görüşmelerden sonuç çıkmadı.
Ocak 2018'de Türkiye ve Rusya'nın öncülüğünde başlatılan Astana formatlı görüşmeler, Cenevre sürecine de ivme kazandırdı.
Astana görüşmeleri kapsamında, 30 Ocak 2018'de Rusya'nın Soçi kentinde Suriyelilerin ve garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran'ın temsilcilerinin katıldığı kongreden, Anayasa Komitesi kurma kararı çıktı.
Cenevre'de uzun süren tıkanıklığın ardından yoğun iki günNeredeyse iki yılı bulan çekişmeli bir sürecin ardından, 23 Eylül'de kurulduğu ilan edilen Anayasa Komitesi, 30 Ekim'de ilk toplantısını BM ofisinde yapacak.
Yarın ise, rejim ve muhalefet heyetlerinin yanı sıra Türkiye, İran ve Rusya heyetleri de Cenevre'de hazır bulunacak.
Yarın gün içerisinde heyetlerin teknik görüşmeler gerçekleştirmesi, akşam saatlerinde ise üç ülkenin dışişleri bakanlarının katılımıyla bir toplantı düzenlenmesi bekleniyor.
Uzman düzeyindeki görüşmelerde Türk heyetini, Astana toplantılarında olduğu gibi Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal temsil edecek.
30 Ekim'deki toplantıya ise yalnızca Komite üyesi Suriyeliler katılacak. Bu toplantı, Suriye'nin yeni anayasasının yazımı için yapılacak görüşmelerin "açılışı" niteliğinde olacak.
Görüşmelerin kaç gün süreceği ya da hangi konuların gündemin ilk maddelerini oluşturduğu henüz bilinmiyor. Detayları, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'in bugün TSİ 16.00'da düzenleyeceği basın toplantısında açıklaması bekleniyor.
Komite'nin yapısı26 Eylül'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres imzalı belgede ilan edilen prosedür kurallarına göre, komite, büyük ve küçük olmak üzere iki yapıdan oluşuyor.
Büyük yapı, komite üyelerinin tümünü kapsıyor ve rejim, muhalefet heyeti ile sivil toplum temsilcileri olmak üzere üç gruptan oluşuyor.
Küçük yapı ise üç listeden seçilen 15'er kişiden meydana geliyor ve anayasanın yazımından sorumlu bulunuyor.
45 kişilik yazım kurulunun hazırladığı taslakları, 150 kişilik büyük yapının uygulaması, karar alması için ise tüm üyelerin en az yüzde 75'inin evet oyu vermiş olması gerekiyor.
Komitenin yapısıyla ilgili en dikkati çeken husus ise iki eş başkana sahip olması.
Muhaliflerin eş başkanlığını Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) eski başkanı Hadi El Bahra, rejimin eş başkanlığını ise önceki anayasayı hazırlayan komitede de yer alan hukukçu Ahmed Kuzbari üstleniyor.
Rejim ve muhalefetin, Türkiye, Rusya ve İran ile istişare ederek oluşturduğu 50'şer kişi, nispeten kısa süre içinde belirlenmiş, ancak son liste, Beşşar Esed rejiminin engeline takılmıştı. Rejim, sivil ve nispeten tarafsız görülebilecek adayların isimlerini bildirmek yerine üst düzey kamu kurumu yöneticileri gibi şahısların listeye girmesinde ısrarcı olmuştu. Bu süreçte, muhaliflerin garantörü Türkiye ise anayasayı yazacak komitenin dengeli ve muteber kişilerden oluşması gerektiğini vurgulamıştı. Sonuç olarak bu son liste üzerindeki anlaşmazlık aşılmış, Komite'nin işleyişine ilişkin usul kurallarında da uzlaşma sağlanmıştı.
Muhtemel zorluklarProsedür kuralları arasında yer alan "yeni anayasa da yazılabilir, 2012 anayasası da revize edilebilir" maddesi, komite üyelerini anlaşmazlığa düşürebilecek konuların başında geliyor.
Zira rejim, iç savaşın başlamasından bir sene sonra kabul edilen mevcut anayasanın küçük değişikliklerle yeniden onaylanmasından yana tutum sergiliyor.
Muhalifler ise yaklaşık 9 yıldır büyük yıkımların yaşandığı ülkedeki yeni gerçekliklere ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 nolu kararına uygun yeni bir anayasanın yapılması gerektiğini savunuyor.
Muhalifler ayrıca, anayasa yapılmasının ülkedeki tüm sorunları çözmeyeceği görüşünü savunuyor. Görüşmelere katılan muhalifler, yine 2254 sayılı kararda öngörüldüğü şekilde, ülkede güvenli bir ortam sağlanmasının, geçiş hükümeti kurulmasının öncelikli olduğunu belirtiyor.