ÖZEL RÖPORTAJ: MUSTAFA ALYAZ
Tarihçi yazar Mehmet Işık, Kahramanmaraş 2. Kitap ve Kültür Fuarında yeni kitabının galası ve önceki kitaplarıyla okurlarıyla buluşacak. Bizler de Sayın Mehmet Işıkla ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Kitaplarınıza geçmeden önce Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Mehmet Işık Nasıl biridir?
Mehmet Işık, Kahramanmaraş’ın Türkoğlu İlçesi Kılılı Mahallesindedir. İlk ve orta öğretimini K. Maraş’ta tamamladıktan sonra ODTÜ Tarih bölümüne girdi. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Tarih ve Sınıf öğretmenliği bölümlerini okudu. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde mastırını yaptı.
Evli ve bir çocuğu olan Mehmet IŞIK, tarih alanında araştırmalar yapmaya ve kitaplar yazmaya devam ediyor.
Kendi içinde duygusal biridir, iş konusunda ise disiplinli biridir. Belki de yaşlanıyorum, bir Türk filminde ki bir sahneyi izlerken dahi duygulanan bir insanım.
Yazmak yetenek işi midir?
Yazmak biraz yetenek birazda çalışma işidir.. Yazmak işi sabır işidir ve bir de yazmak için o ruha sahip olmak gerekir. Ruh olmadan yazılmaz. Hala ben kendimi iyi bir yazar olarak görmüyorum. Dilbilgisi ve kelime dağarcığı açısından kendimizi daima geliştirmemiz gerekir. 5 bin kelime ile yazmak var 50 bin kelime ile yazmak var. Kendimizi geliştirmek olarak bundan bahsediyorum. Söz ola kes savaşı, söz ola kestire başı diye bir söz vardır. Kalem çok kuvvetli bir silahtır. Bu kalem de maharetli ellerde olmalıdır. Maharetsiz elin tuttuğu kalem zulüm getirir. Yazmak; biraz yetenek, biraz maharet, biraz bilgi, biraz tecrübe, birazda vicdan getirir.
Tarihe not düşmek, analiz etmek, tarih romanı yazmak nasıl bir hikâyenin başlangıcı oldu sizde?
Bende tarih romanını daha doğrusu 2010 dan sonra yazmaya başladım ondan öncesi tarih araştırma kitapları yazıyordum. Tabii tarihi araştırma kitaplarının amacı doğru bilgiyi ulaşıp onu insanlara aktarmak. Fakat insanlardan görüyoruz ki, doğru bilgiyi istiyor ama anlayacağı şekilde roman tarzında istiyor. Bir misyon ve bir vizyonun olmalı ki bu doğrultuda doğru bilgiyi kahramanlar üzerinden aktarabilesiniz. Tarih yazma konusuna gelince, bir değerli arkadaşım sayesinde oldu. Arkadaşımın vesilesi ile başladım. Onun görüşünde tarihi anlatım tarzım ve karşıya aktarım heyecanım ile olacağını benimsedik. Çanakkale ile ilgili bazı hassasiyetlerimiz vardı, ilk kitabımız Çanakkale kitabımız ile başladık. Bu kitabı kaleme alırken de örgencilerin anlayacağı şekilde yazalım dedik. Ve o zaman ki örgencilerimiz, bu gün 25 yaşlarına geldi. Ve hala ulaşıp hocam sizin sayenizde tarihi sevdik diyorlar.
Tarih yazarlığı olmak konusunda etik kurallar ve olması gerekenler nelerdir?
Tarih yazarlığı gerçekten edebiyat roman ve şiir yazmaktan farklıdır. Tarihçi, tarihi hayati görev olarak görür. Eğer siz Tarihi doğru pencereden eğiticilik ve öğreticilik yönünü göz ardı ederek, bir takım ideolojiler peşinde bunu maşa olarak kullanırsanız toplumun temellerine dinamit koyarsınız. Buda milletimiz açısından felaket olur. Gerçek olmayanı gerçek olarak göstermek milletin tarihine ihanet etmektir. Siyasete ve güne göre, gündeme göre tarih yazılmaz. Günümüzün tarih dizelerine gelince, yazar endeksli olarak ortaya çıkıyor. Ama maalesef izleyen insanlarımız tarihi araştırmadan onu doğru bilgi olarak kabul ediyor. Tarih olayın muhakemesini kurmaktır. Tarih vicdandır.
Bazı tarihçiler var biz bunlara oryantalist diyoruz. Doğuyu sever gibi gözüken ama doğunun tarihinin içini boşaltan yazarlar da var.
Kitaplarınızdan bahsedelim birazda?
Bizim kitaplarımızda özellik şudur diyeyim, konuşulmayanı yazalım anlatalım diyoruz. Toplumu birleştirici ve bütünleştirici örnekler üzerinden yazmaya çalışıyorum. Benim kitaplarım iki kitaplardan oluşur. Bir tarihte yaşanmış vakaları anlatır, iki günümüz yaşanmış tarihi kayda geçirmektir. Çanakkale kitabımız Çanakkale tarihini anlatan bir kitaptır. Ama günümüzde gelirsek Türkiye’nin Derin Tarihi 1 ve Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor kitaplarımızın özelliği şudur. Diğerlerini kaynaklardan tarayarak kaleme alırısınız. Ama Derin Tarih 1 ve Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor kitabımız bizati içerisinde yaşadığı toplumun tarihidir. Bu günün tarihidir. Bu günün olaylarını kayda geçiriyorum ki ileri ki tarihlere aktaralım. Teşkilat-ı Mahsusa uyanıyor kitabını eline alan insan PKK ‘nın niyetini de bilmelidir, 1915 yılında ki Çanakkale savaşının 20145 yılına yansımasını da bilmelidir. İşte kitaplarımızın böyle bir yönü var.
Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor kitabının içeriğini bize anlatırımsınız?
İslam Düşmanlarının sayısız koldan, sayısız oyunlarla saldırdığı devirde Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor kitabı tüm gerçekleri gün yüzüne çıkartıyor…
Türkler sahaya inmeden dünyaya barış gelmez
Türk- Kürt- Arap İslam kimliğinde birleştiği gün, Medeniyet Güneşi doğudan doğar.
PKK ve Işid’in efendileri kimlerdir? Uzun Bacaklılar, IŞİD’ kime karşı niçin kurdu?
Orta Doğu da haritalar yeniden mi değişecek?
ASELSAN Mühendisleri intihar mı ediyor? Yoksa derinlerde yaşanan büyük savaş mı var?
Vatikan- İstanbul- Kudüs üçgeninde pazarlık nedir?
Metehan’ın Orta Asya bozkırlarına temel attığı Teşkilat-ı Mahsusa, yeni bin yılın başlangıcında derin uykusunda uyanıyor.
Kripto Ermeniler deşifre oluyor. 100 yıl önce kimlik değiştirip kaybolan Hıncak ve Taşnak Ermenileri şuan ne yapıyor? Büyük Kürdistan, Büyük Ermenistan ve Arz-ı Mevut projeleri nerede çakışıyor?
Tapınakçılar, Mossad, CIA, KGB, MI6, MİT, IMF, NATO, AB nasıl bir sarmalın içindeler…
Obama, Putin, Esad masada ne konuşmak zorundalar… İsrail, ABD, İran Rusya ve İngiltere Suriye'den ne istiyor?
Dünya’nın akıl oyunlarında Türk- Kürt- Arap-Alevi-Sunni üzerinde
Cami, Kilise, Havra da neler oluyor. Hay'ın Çocukları Siyonistlerden ne istiyor?
Türkiye'nin Orta Doğu satrancında rolü nedir?
Süleymaniye Tapınağı, Sultan Ahmet, Ayasofya, Eyüp Sultan, Galata Kulesi, Süleymaniye, din çatışmalarının perde arkasında ne önem arz ediyor. Vatikan'ın İstanbul üzerindeki oyunu ne?
100. yılında Çanakkale Ruhu, Sarıkamış harekâtının bilinmeyen yönü, Ermeni cephesinin kapalı kutu oluşu Ve Laurens’in açıklamaları neleri işaret ediyor…
Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor kitabı tarihin derinliklerini günümüze ve geleceğe taşıyor…
Bundan sonra ne olacak? Kendine gel ey Muhammed Ümmeti; oku ki oyuna gelme diyoruz.
Kahramanmaraş Kitap Fuarını nasıl buluyorsunuz.
Şairler ve Yazarların Başkenti dediğimiz şehrimizde geç kalınmış bir etkinlikti ama bu organizasyonun yapılması şehrimiz için önemli bir adımdır. Bizlerde bu kitap fuarı için ciddi çalışmalar yaptık. Kitap Fuarında 6 kitabımız bulunacak, Teşkilat-ı Mahsusa Uyanıyor’un galasını şehrimizde yapacağız. İlk defa imza gününü şehrimize sakladık. Tüm dostlarımızı ve kitapseverleri bekliyoruz.
Bizde Bu Şehrin Çocuklarıyız derken neyi kastettiniz?
Bizde bu şehirde doğmuş, bu şehirde okumuş insanlarıyız. Bu şehrin sokaklarında gezdik, okuduk, büyüdük. Tarihini anlatmak ve yaşatmak bizim görevimiz ve bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Dedem Suriye savaşı gazisidir. Bilinmeyen gizli tarih kahramanlarındandır.
Elbette bu cümleyi kurarken hem sitemimiz var Hemde mesajımız var. Ben ilk kitabımı 2005 de İstanbul da çıkardım, birçok kitap fuarında da bulundum. Birçok şehre gittiğimizden dolayı hemşerilik nedir duygusunu orada daha çok yaşıyoruz. Geçenlerde kayseri kitap fuarına gittim orada ki yazarlar, hocam bu şehrin evladı olduğumuz için halk bizden desteğini esirgemiyor diyor. İnanın kuyruklar oluşturuyorlar.
Bizde Bu Şehrin Evladıyız Derken neyi kastediyorsunuz?
Bu şehrin evladıyız, bazen görüyoruz, şahsen ben çok da farkımızda olduklarını düşünmüyorum, bazı yerlerin bazı kimselerin. Siz görmüyorsunuz diye güneş doğamayacak değil ya da güneşi balçıkla sıvamanın bir manası yok. Bu günü Mehmet Işık yurt içi olsun, yut dışı olsun takip edilir. Sadece Türklerin Kültür Kökeni kitabımız Avrupa da 50.000 sattı. Bunu kibirle söylemiyorum, biraz kızgınlık biraz da sitemle söylüyorum. Emeklerimizin zayi olmaması için bunu dile getiriyoruz. Bu memleket kendi evladını yer mi diye kendimize soruyoruz. Ve Cahit Zarifoğlu dizlerleri aklımıza geliyor ‘’ kaçıp gitmek gerek bu şehirden’’
Mehmet Işık bir çayı birde dost muhabbetini sever. Mehmet Işık Tarihi mekânları gezmeyi sever. Uzun yıllar İstanbul da yaşamam nedeniyle tarihi dokuları içime işledim. Divan yolu 500 m bir yerdir ama tarihi dokusunu kaldırım taşlarına kadar bilir. Gittiği her şehirde tarihi mekânları ziyaret eder. Çünkü Tarih şehrin medeniyetidir, bilir.
Unutulmaz bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Bursa Kitap fuarındayız, yaklaşık bir araya gelmiş bana karşı bağırmaya hakaret etmeye başladılar. Fuar da herkes bize bakıyor. Ve kadınlar hala bağırmaya hakaret etmeye devam ediyorlar. Hiçbir şey demeden durulmalarını bekledim. Biraz sakinleştiklerin de teyzem dedim, ben teyzen değilim dedi, ablam dedim yine aynı tepkiyle karşı karşıyayım. Hanım efendi dedim, buyurun, size bir şey sormak istiyorum dedim. Kitabı okudunuz mu? Hayır, bu kapak ismi dahi yeterli nesini okuyayım dediler. Kitapları verdim, çay ısmarladım buyurun okuyun dedim. Kitap 88 sayfalık bir kitaptı. Okudular ve görüşleri değişti. 50 kadına kitabımızı imzaladık, bunu hiç unutmuyorum. Kitabımızın ismi Atatürk Dinsiz miydi? Adlı eserimizdi.
Bir arkadaş soruyor;
İmza Günü neden önemli?
Benim Cevabım: Yazarın, basılan kitabını eline aldığı an var ya işte o an, yeni doğmuş evladını eline alan anne gibi baba gibi mutlu olduğu andır...
İmza günü ise yazar için düğün günü gibidir, gözler dostları arar. Diğer zamanlar kitap yazarın değil toplumundur ve her kitabın bir kaderi vardır.
Mehmet Işık’ın Yayımlanmış Diğer Kitapları
1-Bir Ulu Destan / Çanakkale 1915
2-Türklerin Kültür Kökenleri ve Etnik Yapısı
3-Her Yönüyle Atatürk
4-Atatürk’ün Dini Anlayışı/ Atatürk Dinsiz Mi?
5- Gölgede Gizlenen Sevgili
6-Türkiye’nin Derin Tarihi
7-İğneli Tahtın Sultanları
8-Bizans’ta Çanlar Sustu-1453
9-Ölüm Uykusu/Sarıkamış Harekâtı
10- Mihrimah Sultan/Osmanlı’da Siyaset ve Şenlik