Gazeteci ve Köşe Yazarı Bekir Doğan bu haftaki yazısında şu konuyu ele aldı;
Terör bugün biraz daha yüreğimizi acı yaktı..
Gazeteci arkadaşımız Serdar Bursalı’ın emmioğlu, Serkan Bursalı şehit oldu.
Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Serkan Bursalı'nın cenazesi, memleketi Kahramanmaraş'a getirildi.
Dün akşam Kahramanmaraş hava alanında göz yaşı deryası vardı..
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait uçakla akşam saatlerinde getirilen şehit Serkan Bursalı'nın cenazesini havaalanında Kahramamaraş Valisi Vahdettin Özkan, Ak Parti Kahramanmaraş milletvekilleri İmran Kılıç ve Uğur Dilipak, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, İl Jandarma Komutanı Albay Timuçin Alper, şehidin babası Mehmet, annesi Münire, eşi Kader ve kardeşleri ile çok sayıda yakını karşıladı.
Bugün öğle ulucamiiden ebedi istinatgâhına yolcu edilecek olan Şehit Bursalı'nın ailesi ve yakınları tabut uçaktan indirilirken sinir krizi geçirdi.
Askerlerin omzunda taşınarak cenaze aracına konulan Türk bayrağına sarılı tabuta sarılan şehidin annesi Münire ile eşi Kader Bursalı uzun süre gözyaşı döktü. Olup bitenden habersiz kamuflaj giydirilen şehidin 2 yaşındaki oğlu Mehmet Ayaz ise kadın askerin kucağında teselli edildi. Hastane morguna konulan şehit Uzman Onbaşı Serkan Bursalı'nın cenazesi, bugün öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazı ile şeyhadil mezarlığında toprağa verilecek..
Kahramanmaraş’a peş peşe gelen şehit cenazeleri bizim yüreğimizi yaktı..
Ateş düştüğü yeri yakıyor..
Ateşin düştüğü yerde işin doğrusu bizi çileden çıkarıyor..
Güneydoğu dan şehit haberleri peş peşe geliyor..
Ancak burada benim dikkatimi çeken bir olay: Görevden sivil minibüsle dönen askerlerimize ateş açılmasıdır..
Önündeki arkasındaki araçlara ateş açılmıyor , sivil minibüse bulunan askerlere ateş açılıyor ! bu nasıl bir iştir !..
Düz mantık: eğer ben terörist isem, ses getirecek operasyon yapacaksam, içinde en fazla 10-12 kişinin bulunacağı minibüse niye ateş edeyim..
Yolcu otobüslerine ateş ederim, içinde en az 40-50 kişi olur.. yaptığım eylem ses getirir..
Diğer yandan ise : Otobüs gidiyor ateş açılamıyor
Minibüs gidiyor ateş açılmıyor,
Ortada giden içinde askerlerin bulunduğu minibüse ateş açılıyor
Arkasındaki içinde sivil vatandaşların bulunduğu minibüse de ateş açılmıyor !
Bu bize şunu gösteriyor:
“Kahbe içerdeyse kapı kilit tutmaz!”
Burada Komutanlar, Polis müdürleri ekibini iyi taramalı iyi kontrol etmeli içerdeki hainler kimse bulunarak en ağır şekilde cezalandırılmalıdır..
Böyle tesadüf olmaz !
Serdar Bursalı kardeşimizi şehit eden şerefsizler kadar , onların oradan geçeceğini ihbar eden şerefsizler de bizim içimizde..
FETÖ – PKK iş birliği bugün açık ve net olarak gün yüzüne çıktı..
Türkiye'nin baskıları sonucu 1998'de Suriye, Öcalan'ı topraklarından çıkarmak zorunda kaldı. Suriye'den ... 16 Şubat 1999 tarihinde Engin Alan'ın komutanlığında Bordo Bereliler tarafından uçakla Kenya'dan Türkiye'ye getirildi. ...
16 Şubat 1999 Öcalan’ın Türkiye gelişi..
18 Haziran 1999 da da Fetullah Gülen , sağlık sorunlarını bahane ederek ABD ‘ye gitti ve daha sonra da geri dönmedi.
CİA birini paketleme yaparak Türkiye gönderdi.. öldürmemek şartı ile birini de ABD’ye sigorta olarak aldı..
Türkiye kiminle savaşıyor bugün : terör örgütü ile mi ?
Türkiye yedi düvene karşı savaş veriyor bunun sonucu olarak da şehitler geliyor..
Yüreğimiz yansa da: Seferberlik ilan edilirse bizde askere gitmeye hazırız..
Ancak : artık şunu net görelim, Türkiye’nin süper güç olmasını istemeyen dost bildiklerimiz bizi sürekli arkamızdan vuruyorlar..
FETÖ’yü Türkiye veriler ama, karşılığında 2. Pareler yapının liderini veya 3. Pareler yapının liderini ABD’ye götüreler sonra bize FETÖ öldürmemek şartı ile aynen Abdullah Öcalan gibi paket ederek veriler.. Bizde Abdullah – Fetullah diyerek onları ceza evinde koç gibi beslemeye devam ederiz..
Dış güçlerin oyunu ancak : biz içimizdeki hainleri temizlememiz gerekir..
Bugün halen FETÖ terör örgütü yandaşı varsa, onu savunan varsa bizim çok iş yapmamız gerekiyor..
Türkiye de Din eğitiminin merdiven altından gün yüzüne çıkarmamız gerekiyor..
Camilerimiz – cemaat evi gibi olmalı, Medrese gibi olmalı, bu sahte şeh ve cemaatlerin elinden Türkiye kurtulmalıdır..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti : kanun ve kuralları ile kırmızı çizgilerini belirlemeli, şeh ve cemaatlere bırakmak her zaman tehlikelidir..
İçimizdeki terörü görmemiz gerekir..
İyi günler..