KAYSERİ (AA) - Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Obezite Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Fahri Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezitenin Türkiye'nin ve dünyanın önemli sağlık sorunlarının başında yer aldığını söyledi.
Obezitenin kronik, önlenebilir ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu ancak sağlık profesyonelleri ve halkın obeziteyi bir rahatsızlıktan çok kozmetik bir sorun olarak görme eğilimi taşıdıklarını savunan Bayram, bu durumun obezite ile mücadelede önlerindeki en önemli engellerden biri olduğunu ifade etti.
Bayram, obezitenin çağın salgın hastalığı olduğunu dile getirerek, şöyle dedi:
"Daha önceki çağlarda savaşlar, enfeksiyonlar insanın ölümüne yol açıyordu ama şimdi obezite ve bununla ilgili hastalıklar çağımızın salgını haline geldi. Her yaş grubunu etkiliyor. Artık çocuklarımızda, gençlerimizde bile obezite gittikçe artmakta. Obezite, başta diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, ani ölüm, inme ve tansiyon olmak üzere birçok hastalığın temelinde yatan sebeptir. Biz obeziteyi tedavi edersek, bu hastalıkları da tedavi etmiş oluruz."
Obezite sorunu bulunanların sayısının gittikçe artarak tehlikeli boyutlara ulaştığı uyarısında bulunan Bayram, "Bunlarla ilgili yapılan masraflar da çok fazla artarak ülke ekonomilerine büyük yük olmakta. Onun için obezite tedavi edilmeden önce önlenmelidir." diye konuştu.
"İç bölgelerimizde obezite daha fazla"Dernek olarak 2018 ve 2019 yılında yaptıkları araştırmalarda önemli sonuçlara ulaştıklarını belirten Bayram, "Türkiye'de 20-22 milyon obez olduğunu düşünüyoruz. Bu da korkunç bir rakam. Özellikle bunlar erişkin çağda, verimli çağda olduğu için iş gücü kaybını, ekonomik kaybı da dikkate almamız gerekiyor. Avrupa'da da rakamlar bundan az değil ama ABD'de oran biraz daha fazla. Biz ülkemiz açısından bunun tehlikeli bir salgın, tehlikeli bir durum olduğunu söylüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bayram, 27 ilde yaptıkları çalışmalarda ilginç bulgulara ulaştıklarını aktararak, "Özellikle hamurdan beslenme, yağlı beslenmenin olduğu iç bölgelerimizde obezite oranı daha fazla, sahil kesimlerimizde biraz daha az. Derneğimizin yaptığı çalışmalarda 'tehlikeli obezite' dediğimiz oran çok fazla boyutlarda. Bu oran bundan 30-40 yıl önce obezlerin yüzde biri iken, bugün yüzde 10'lara doğru yükselmekte. Onun için bu konuda herkesin dikkatli olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Maalesef gayriresmi ameliyat yapılıyor"Prof. Dr. Bayram, dünyada refah seviyesiyle birlikte artan obezitenin çözümü için anaokulundan üniversiteye kadar hayat boyu devam edecek bir hayat tarzı değişikliğine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Bayram, düzenli beslenerek, fazla kalorili ve hazır gıdalardan uzak durarak, içeriği bilinen gıdalar tüketerek, sebze meyve türü gıdalarla, kuru baklagiller ve tahıllara beslenmede ağırlık vererek ve hareketli yaşayarak sağlıklı bir yaşam sürdürülebileceğini anlattı.
Obezite tedavisinde kullanılan yöntemlerden birinin de ameliyat olduğuna dikkati çeken Bayram, şöyle konuştu:
"Ameliyata gelmeden önce hastanın belli tedavileri alması lazım. Maalesef vatandaşlarımız her şey bitecekmiş gibi direkt ameliyata gidiyorlar, bu yanlış bir uygulama. Bazı tedavilerimiz var, onlar uygulanır, başarılı olmazsa o zaman ameliyat bir tercih olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan ameliyatlar ciddi ameliyatlar. Bunları yapan merkezlerin çok tecrübeli ve ekipmanın çok iyi olması gerekiyor."
Obezite ameliyatının medyada basit bir operasyon gibi yansıtıldığını söyleyen Bayram, "Bu çok tehlikeli bir durum. Belki 100 obez hastanın 2-3'ü ancak ameliyat ile tedavi edilebilir. Zaten bu hastanın en az 6 ay tedavi gördükten sonra ameliyat edilmesi gerekiyor. Maalesef resmi yapılan ameliyatlardan çok daha fazla gayriresmi, özel yapılan ameliyatlar var. Bunların çoğunun da gereksiz olduğunun altını çiziyorum. Uygun şartlara sahip merkezlerde yapılan ameliyatlar çok daha başarılı olur." dedi.