Türkiye’nin eğitiminin 1947 yılında İnönü ile ABD Başkanı Truman arasında yapılan Fulbright Anlaşması ile ABD’ye teslim edildiği iddia edilir. Bu doğru mu?
Türk Milli Eğitimin müfredatı başta olmak üzere eğitim sistemi, öğretmenlerin ve öğrencilerin eğitimi, ders kitapları v.s. hepsinin 1947 yılında Türkiye ile ABD arasında Milli Eğitimimiz 27 Aralık 1947'de imzalanan ve ''Fulbright Antlaşması'' ile ABD'ye teslim edildiği ifade edilir, yazılıp çizilir.
Bu antlaşmanın 5.Maddesi şu şekildedir.
"Komisyon, dördü TC vatandaşı ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden kurulu olacaktır. Bunlara ek olarak Türkiye’deki ABD diplomatik heyetin başı, (Amerikan Büyükelçisi) komisyonun fahri başkanı olacaktır Komisyonda oyların eşit oluşması durumunda kesin oyu misyon şefi (Amerikan büyük elçisi verecektir.”
FULBRİGHT PROGRAMI
Fulbright Programı, Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli burs programıdır. Program, 1946 yılında, İkinci Dünya Savaşı sonrası, Senatör J. William Fulbright’ın eğitim ve kültürel değişim yoluyla, ülkeler arasında ortak bir anlayış geliştirmek amacıyla Amerikan Kongresi’ne sunduğu bir kanun teklifiyle başlatılmıştır. Bu yasanın fikir babası olan Senatör J. William Fulbright, Fulbright Programı’nı dünyamızdaki silahlı çatışma potansiyeline karşı atılan bir adım olarak görmüştür. Bu program sayesinde, Amerikalı öğrenciler ve sanatçılar dünyanın birçok yerinde eğitim ve araştırma imkânlarından yararlanmakta, dünyanın dört bir tarafından gelen öğrenci, öğretmen ve akademisyenler ise Amerika’da araştırma yapmakta ve eğitim alabilmektedirler. Fulbright Programı, ülkelerin giderek birbirine daha da bağımlı hale geldiği bir dünyada kişilere kendilerini uluslararası alanda geliştirme fırsatını sunmaktadır.
Fulbright Programı, 2016 yılında 70. kuruluş yılını kutlamaktadır.
TÜRKİYE KENDİ MÜFREDATINI VE EĞİTİM POLİTİKASINI BELİRLEYEMİYOR MU?
1947 yılında kurulan ve bu yıl 70. Kuruluş yıldönümünü kutlayan bu yapılanmada 5. Maddesine baktığımızda Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığının kendi müfredatını bile hazırlamaktan son sözü ABD misyon şefi yani Büyükelçisinin vereceği yazılmaktadır.
Türkiye’de yazılan tarih kitapları, seçilen temel eserler, öğretmen ve öğrenci yetişmesinde alınan temel kriterler, okullara yerleştirilme sistemleri ve bu sistemler ile ilgili yapılan tartışmalara, tepkilere bakıldığında Türkiye’deki eğitim sisteminin neden yerli yerine oturtulamadığı da ortaya çıkmıyor mu?
Son yıllarda Ortaokul’dan liseye, lise’den Üniversiteye geçiş sistemlerinin çok sık değiştirilmesi, öğrencilerin eğitim odaklı değil de ezberci anlayışla yetiştirilmesi ve bunun ortaya çıkardığı eğitim sorunlarının temelinde bu anlaşma mı yatıyor?
Sorular çok. Ancak bu sorulara cevap vermesi gerekenler bu güne kadar bu anlaşma ile ilgili hiçbir açıklamanın da bu güne kadar yapıldığına şahit değiliz.
Bu anlaşma doğru ise bu anlaşmanın iptal ya da revize edilmesi gerekmiyor mu?
Merak edenler http://fulbright.org.tr/ bu adresten aklına takılan soruları bulmaya çalışabilirler.