Dışişleri Bakanlığı, Hollanda'nın Türk bakanlara yönelik tavrı ve barışçıl toplantı hakkını kullanan Türk vatandaşlarına kötü muameleden dolayı bu ülkeye iki ayrı nota verdi.
Diplomatik kaynaklar, Hollanda’yla hafta sonunda yaşanan gelişmeler çerçevesinde, bu ülkenin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Daan Feddo Huisinga'nın 11 Mart 2017'de saat 15.30'da Bakanlığa çağrıldığını; Bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun Hollanda’ya yapması öngörülen ziyarete ilişkin uçuş izninin iptal edilerek Hollanda’da vatandaşlarla buluşması ve başkonsoloslarla bir araya gelmesinin engellenmesinin kınandığını; halihazırda izinde bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet Ankara’ya dönmemesinin de istendiğini hatırlattı.
Öte yandan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın maruz kaldığı, diplomatik teamüllere uymayan muamelenin protesto edilmesinin yanı sıra Bakan’a eşlik eden Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ile Deventer ve Rotterdam Başkonsoloslarının maruz bırakıldıkları uygulamaları kınamak amacıyla Çavuşoğlu'nun talimatı üzerine Maslahatgüzar Huisinga'nın 12 Mart saat 05.00’te Bakanlığa yeniden çağrıldığını ifade eden kaynaklar, son olarak bugün saat 10.00’da yeniden bakanlığa çağrılan Maslahatgüzar Huisinga’ya Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay tarafından iki nota verildiğini vurguladı.
İlk notada Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmek üzere 11 Mart 2017'de Hollanda’yı ziyaret eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile Hollanda’daki Türk diplomatik ve konsüler misyonlarına ve mensuplarına yönelik muamelenin, 1961 tarihli "Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ile 1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi"nin açık ihlali olduğunun vurgulandığını aktaran kaynaklar, tarih boyunca devlet ricaline gösterilen diplomatik nezaket ve diplomatik/konsüler misyonlar ile mensuplarının dokunulmazlıklarının, diplomasinin en temel ilkelerinden biri olageldiğinin altını çizdi.
Başta Bakan Kaya, olmak üzere söz konusu kişilere gereken saygının gösterilmesi, şahsi özgürlük ve onurlarına yönelik herhangi bir saldırının önlenmesinin, kabul eden devletin yükümlülüğü olduğunu vurgulayan kaynaklar, bu bağlamda, diplomatik nezaket ve uluslararası teamüle uymayan söz konusu muamelelerin, güçlü bir şekilde kınandığını ve bu uygulamalar konusunda Hollanda makamlarından resmi bir yazılı özür beklendiğinin altının çizildiğini kaydetti.
Kaynaklar, notada ayrıca tazminat hakkı saklı tutulmak kaydıyla söz konusu ihlallerin araştırılması, ihlalleri gerçekleştirenler hakkında adli, idari ve cezai yaptırımlar uygulanması ve sonucundan Türk Dışişleri Bakanlığına bilgi verilmesinin talep edildiğini ifade etti.
Bu hususların yanı sıra Hollanda'yı ziyaret eden tüm üst düzey Türk zevat ve resmi görevliler ile Hollanda’da görev yapan tüm diplomatik ve konsüler misyonların, misyon çalışanlarının, tüm misyon emlakı, taşınır ve taşınmaz malları ile araçlarının, ilgili uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan hakları, dokunulmazlık, ayrıcalık ve bağışıklıklarına bundan böyle saygı gösterileceğinin yazılı olarak teyit edilmesinin istendiğini belirten kaynaklar, şu ifadeleri kullandı:
"İkinci notada ise Hollanda güvenlik makamlarının geçtiğimiz hafta sonu yaşanan olaylarda barışçıl toplantı hakkını kullanan kişilere orantısız müdahalede bulunduğu, insanlık dışı ve aşağılayıcı yöntemler kullanarak Türk toplumu ile vatandaşlarımızı kötü muameleye maruz tuttuğu belirtilmiştir. Bu uygulamaların temel insan haklarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlüklerin ve ilgili sözleşmelerde tanımlanan uluslararası sorumlulukların ağır ihlalini oluşturduğu vurgulanmıştır. Söz konusu müdahale neticesinde zarar gören vatandaşlarımızın durumu hakkında bilgi verilmesi talep edilmiştir.
Diğer yandan, yaşanan olaylar sırasında vatandaşlarımızın Rotterdam Başkonsolosluğumuza erişiminin engellenmiş olmasının, ilgili uluslararası anlaşmalara ve diplomatik teamüllere aykırı olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca bahse konu olayları takip etmekte olan basın mensuplarımızın haber alma ve haber yayma hürriyetlerinin yine orantısız güç kullanılarak engellendiğinin altı çizilmiştir.
Nihai tahlilde, Hollanda makamlarından, vatandaşlarımıza kötü muamelede bulunan, barışçıl toplantı hakkı ile basın özgürlüğünü göz ardı eden güvenlik yetkililerinin tespit edilerek cezai yaptırımlara tabi tutulmaları konusunda gerekli hukuki önlemleri alması talep edilmiştir."