Yüz yıllık iklimlendirme çözümleri üreticisi Viessmann Group, Türkiye'de faaliyetlerine başlamasının 25. yılını kutladı.
Viessmann Group, 12 bin çalışanı ve 2.5 milyar avroluk cirosuyla iklimlendirme çözümleri üretiminde uluslararası liderlerden biri olarak öne çıkıyor. 1917 yılında kurulan grubun aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkede 23 üretim tesisi bulunuyor ve dünya çapında 74 ülkede dağıtım ve temsilcilik ofisleri ile faaliyet gösteriyor.
Grubun Türkiye'de faaliyetlerine başlamasının 25.yılı İstanbul'da düzenlenen etkinlikle kutlandı. Etkinliğe Viessmann Group Üst Yöneticisi Maximilian Viessmann, Viessmann A.Ş. Genel Müdürü Dr. Celalettin Çelik, yur tiçi ve yurt dışından çok sayıda misafir ve basın mensupları katıldı.
Viessmann Group Üst Yöneticisi ve kurucu ailenin 4. kuşak temsilcisi Maximilian Viessmann, etkinlikte yaptığı konuşmada, Türk toplumu ve ekonomisinin çeyrek asırdır bir parçası olmaktan gurur duyduklarını, Türkiye’nin hem üretim hem de tüketim pazarı olarak şirketin geleceği için stratejik bir öneme sahip olduğunu söyledi
"Amacımız gelecek nesiller için yaşam alanları tasarlamak"Viessmann'ın kuruluşunun 100. yılı olan 2017'de şirkette üst yönetici olarak çalışmaya başlayan ve o tarihten bu yana şirketin dijital dönüşümü ile gelecek stratejilerinden sorumlu olan Maximilian Viessmann, gelecek nesillerin nasıl yaşayacağına dair insanoğlunun bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, "Dünyanın geleceği için sorumluluk alan bir şirket olarak amacımızı 'Gelecek nesiller için yaşam alanları tasarlamak' şeklinde yeniden belirledik. Viessmann ailesine mensup dünyadaki 12 bin kişiden her biri kendisini bu konuya adadı." dedi.
Dünyanın giderek daha fazla değiştiğini ve bu durumun özellikle iklim değişikliğiyle daha fazla fark edildiğine dikkati çeken Maximillian Viessmann, 2019 yılının kaydedilen en sıcak yıl olduğunu, bu sorunun ele alınması gerektiğini ve bunun ortak bir çaba içerisinde yapılmasının önem taşıdığını vurguladı.
Viessmann, Türkiye'nin bu ihtiyacı kabul ettiğini, bu doğrultuda hem Türk hem de Alman hükümetlerinin CO2 emisyonlarını azaltma ve enerji verimliliği ile birlikte yenilenebilir enerji kullanımını artırma konusunda ortak çaba göstermek için taahhütte bulunduğunu hatırlattı.
"Türkiye'de yatırım yapmaya devam edeceğiz"İklimlendirme sanayisinin dünyada toplam enerji talebinin yüzde 40'ının nedeni olduğunu ve bir evin enerji maliyetinin yaklaşık yüzde 80'inin ısınmaya gittiğini anımsatan Viessmann, şunları kaydetti:
"Geçiş sürecinin başarısına bir katkı sağlamak için elimize yüz yılda bir gelecek bir fırsatı geçti. Bu nedenle, 12 bin kişilik Viessmann ailesi olarak, amacımızın 'gelecek nesiller için yaşam alanları tasarlamak' olduğunu açıkça belirttik. Hepimiz buna; binalar içindeki sağlıklı ortamlar, emisyonsuz kentsel alanlar sayesinde iklim değişikliğinin daha da hızlanmasını engelleyerek katkıda bulunabiliriz.
Dijital dünyaya entegre olan genç nesil sayesinde Türkiye bu değişimde önemli bir rol aldı. Türkiye'nin değişime açıklığı ve fırsatları birlikte yakalama tutkusu Viessmann ailesi için eşsiz. Türkiye'deki yüksek motivasyona sahip satış, pazarlama ve servis ekiplerinin yanı sıra Manisa'daki Ar-Ge ve üretim ekibinin de bu iş birliğinde katkısı var. Türkiye’deki 25 yılımız sadece bir başlangıç. Türkiye organizasyonumuz ve Viessmann Ailesi olarak derin bir bağlılıkla Türkiye’de değer üretmeye ve yatırım yapmaya devam edeceğiz."
"Türkiye ekonomisine katkı sağlamanın gururunu yaşıyoruz"Viessmann AŞ Genel Müdürü Dr. Celalettin Çelik de Viessmann'ın Türkiye’de çeyrek asrı bulan faaliyetlerinin şirket misyonuna uygun şekilde istikrarlı bir şekilde geliştiğini aktararak, 25 senelik tecrübeleri ve bilgi birikimleri ile Türkiye'nin iklimlendirme sektörünün en önemli aktörlerinden biri olarak faaliyet gösterdiklerini söyledi.
Viessmann Group'un 2013 yılında, Türkiye’deki çalışanlarının en büyük ideallerinden biri gerçekleştirerek yatırım yapmaya karar verdiğini ve bu kapsamda 20 milyon avro yatırım ile Manisa Organize Sanayi Bölgesinde kombi fabrikasını hayata geçirdiklerini hatırlatan Çelik, "Bu tarihten itibaren Türkiye’de ürettiğimiz Viessmann kombileri iç pazarın yanı sıra yüksek oranda aralarında Avrupa ülkeleri de olmak üzere yurt dışına ihraç edilmeye başladık. 2013 yılına kadar ürünlerimiz yurt dışından ithal edilirken, 2013 yılında fabrikamızın açılmasıyla yerli üretici ve ihracatçı kimliği kazandık." ifadelerini kullandı.
Celalettin Çelik, satış ve üretim organizasyonları ile Viessmann'ın 300 kişiye istihdam sağladığını ve yeni nesil kombilerin tasarlandığı Manisa'daki Ar-Ge merkezinde ve yerel tedarikçi ekosistemi ile geliştirdikleri iş birliği sayesinde Türkiye ekonomisine katkı sağlamanın gururunu yaşadıklarını vurguladı.
Türkiye'de sahip oldukları güçlü marka imajının arkasında, yüksek ürün kalitesinin yanı sıra tam müşteri memnuniyetini hedefleyen nitelikli satış sonrası hizmet anlayışının bulunduğuna dikkati çeken Çelik, "Teknolojinin ve ürünlerin tanıtılması noktasında çok sayıda eğitim, seminer ve fabrika teknik gezileri düzenleyerek Viessmann'ın geniş teknik literatürünü tesisat sektörümüze kazandırdık. Tüm bu çalışmalarımızla Türkiye'de hızla gelişen modern ısı tekniği kültürüne önemli katkılar sunduk ve sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Viessmann Türkiye çift haneli büyümeye devam edecekÇelik, Viessmann Türkiye'nin birlikte çalıştığı 500'e yakın bayi, 320 servis teşkilatı ve 10 bölge müdürlüğü ile çok geniş bir organizasyona sahip olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Viessmann olarak, mevcut ve kapsamlı yoğuşmalı cihaz ürün portföyü ile ErP Yönetmeliğinin Türkiye’de yürürlüğe girmesinden önce de satışlarımızda Türkiye’de pazar ortalamasının üzerinde bir yoğuşmalı cihaz payına sahiptik. Bu bakımdan sektördeki teknolojik yeniliklerimizle birlikte ErP yönetmeliği sonrasında da pazardaki pozisyonumuzu güçlendireceğimize inanıyoruz.
Bununla birlikte dönemsel ekonomik dalgalanmalara rağmen Viessmann olarak Türkiye’de sürekli ve istikrarlı büyüme trendimizi koruduğumuzu belirtmek isterim. Viessmann Türkiye olarak aldığımız önlemler ve başarılı çalışmalarımız sayesinde bu sene gerileyen pazarda pazar payımızı artırdığımızı söyleyebilirim. 2020 yılında ise ekonomik sürecin normalleşmeye başlamasıyla 2019 yılında kazandığımız ivmeyi sürdürmeyi ve çift haneli büyümeyi hedefliyoruz."
Türkiye'deki üretimlerinin her yıl yüzde 15 arttığını ve üretimden satışa cirolarının 50 milyon avroyu geçtiğini anlatan Çelik, Türkiye'de konsolide cirolarının ise 100 milyon avronun üzerinde olduğunu söyledi.
Çelik, 1 milyon adetlik toplam kombi pazarında bu yıl yüzde 20 daralma beklediklerini, buna rağmen büyümeyi sürdürerek yüzde 1 pazar payı aldıklarını aktararak, şunları kaydetti:
"2020'de sektörün yeniden büyümeye geçeceğini öngörüyoruz. Bunda faizlerin düşmesiyle birlikte konut satışlarında yaşanan artışın lokomotif olacağını söyleyebiliriz. Kombi sektöründe kasım ve aralık ayları satışların arttığı en hareketli aylardır. Ancak bu yıl havaların da mevsim normallerinin çok üzerinde sıcak geçiyor olması nedeniyle beklenen hareketlilik henüz yaşanmadı. Kasım ayı yavaş başladı."