Akciğer kanserine yenik düşen ünlü sinema oyuncusu Fikret Hakan için Levent Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye sinema dünyasından usta oyuncular akın etti.
Önceki gün tedavi gördüğü Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybeden Yeşilçam'ın usta ismi Fikret Hakan, Levent Camii'nde ikindi namazını müteakip son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazı öncesi cami avlusu sevenleri tarafından dolarken, sanatçının ailesi ve yakınları taziyeleri kabul etti. Cenaze törenine Orhan Gencebay, sinema oyuncusu Nuri Alço, tiyatro sanatçısı Haldun Dormen ve Aydemir Akbaş gibi çok sayıda ünlü isim katıldı. Fikret Hakan'ın cenazesi, kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Fikret Hakan'dan çok şey öğrendiğini belirten Orhan Gencebay, "Başımız sağolsun. Biz ondan çok şey öğrendik. Onunla yaşadık, sinemamıza, değerlerimize son derece değer veren biriydi. Allah gani gani rahmet eylesin. Kısmeti buymuş, çok büyük hizmetler etti. Uzun yıllardan beri zaman zaman görüşürdük. O bizden büyüktü, ağabeydi. Usta deriz bizden büyüklere, o da bizim ustamızdı" ifadelerini kullandı.
Fikret Hakan'ın manevi kızı Nursel Eroğlu, "Bugün Türk sinemasının değerli ismi, değerli aktör Fikret Hakan'ı kaybettik. Aynı zamanda ben değerli babamı kaybetmiş oldum. Bugün çok üzgünüz. Ama şu konuda daha çok üzgünüz, aslında basın konusunda yalan yanlış bir sürü haber çıktı. Ben her süreçte yanındaydım. Hatta onu 21 Mayıs'ta hastaneye ben götürdüm. Tansiyondan dolayı düşmüş, beni aradı kendisi ve ben aldım onu hastaneye götürdüm. Sadece ve sadece bir ateşlenme söz konusuydu. Ateşten dolayı biraz bekletildi, daha sonra akciğerinde 2 milimden daha küçük bir bulguya rastlandı. Lazerle temizlendi. Hiçbir zaman kanser teşhisi konmadı. Nefes darlığından, balgam yüzünden öldü" şeklinde konuştu.
Yeni nesil oyuncuları eleştiren ünlü sinema oyuncusu Nuri Alço ise, "Fikret Hakan gibi dev gibi sesiyle, sanatıyla, tiyatrocu sanatıyla, köşe yazarıyla, hikaye, roman yazması yani alt yapısı çok yüksek olan, çok güzel bir abimiz, büyüğümüz. Yeşilçam'ın güzel bir duayeni, çok güzel bir insan. Konuşması dolu dolu, başladığı zaman herkesi dinlettirebilen bir insan. Onun için çok güzel anılarımız var. Birlikte çalıştığımız çok güzel filmler var. Onun meslek aşkı, sinema aşkı, aynı zamanda devlet sanatçısı olması Yeşilçam için büyük bir onurdur. Minibüs üstlerinde sabahın 7'sinde gidip, gece yarılarına kadar bir tek plan için bekleyen, ağzını açmayan tek insanlardan biridir. Sırf mesleğini sevmesi. Şimdiki nesilde böyle bir şeyi görmek zaten mümkün değil. Ben burada yeni nesli de görmek isterim ama yeni nesil hiç gelmiyor böyle yerlere. Sinemadan para kazanıyorsa, bu şöhreti yakalıyorsa bu abilerinin sayesinde kazanıyorlar. Onlara bir vefa borcu olarak hiç olmazsa buraya gelip, bir başın sağ olsun deyip, tabutun bir ucundan tutmaları, görünmeleri dahi yeter. Ben genç kardeşlerimizden istediğim: böyle acılı günlerde, böyle büyük abilerinin yanında olmaları. İnşallah olurlar, bu mesajım duyulur. Biz hepsine gitmeye çalışıyoruz, yetişmeye çalışıyoruz. Onlar da böyle abilerini yalnız bırakmasınlar" dedi.
"ADAMDI, ÇOK İYİ OYUNCUYDU"
Aydemir Akbaş, "Dünya şekeriydi, gençliğim onunla geçti. Bizde boyuna pas geçiyoruz. Tiyatro aşığıydı. Sinemadan çok tiyatroyu severdi. Adamdı, çok iyi oyuncuydu. Yani sinemada Yılmaz, bir de o başkasını tanımadım bugüne kadar" diye konuştu.