Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak yönde atılan adımların etkisiyle bu hesaplardaki hızlı gerileme ile Türk lirası mevduata olan talebin devam ettiği, diğer yandan KKM yenilemelerinin azalmasıyla yabancı para mevduatlarda sınırlı bir artış görüldüğü belirtildi.
TCMB Para Politikası Kurulunun 20 Ağustos toplantısına ilişkin özet yayınlandı.
Özette, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin yılın ikinci çeyreğinde de devam ederken, iş gücü piyasalarındaki sıkılığın zayıflamaya başladığı ve arz talep dengesindeki normalleşme eğiliminin sürdüğü bildirildi.
Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024'te yüzde 2 artarak 2023'teki yüzde 1,8'in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceğinin değerlendirildiği aktarılan özette, gelişmiş ülkelerin birinci çeyrek büyüme verilerinin iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmayı desteklerken, öncü göstergelerin söz konusu toparlanmanın daha çok hizmet sektörü kaynaklı olduğuna işaret ettiği belirtildi.
Özette, "ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli yürütülecek olması ve jeopolitik gelişmeler 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Küresel enflasyondaki düşüş devam ederken, ABD'de açıklanan son enflasyon verilerinin hizmet sektöründeki fiyat katılığının zayıflamaya başladığına işaret ettiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
"Gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, faiz indirim sürecine giren gelişmiş ülke merkez bankalarına yenileri eklenmiştir. Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamı ve hizmet enflasyonuna dair son gelişmeler faiz indirim beklentilerini güçlendirse de gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirim sürecinde temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan küresel belirsizlikler ve finansal piyasalarda ağustos ayında yaşanan oynaklık ile birlikte risk iştahı zayıflamış ve GOÜ hisse senedi piyasalarından portföy çıkışları gözlenmiştir."
Parasal ve finansal koşullar
Parasal ve finansal koşullara ilişkin değerlendirmeye de yer verilen PPK özetinde, şunlar ifade edildi:
"Enflasyon ve kur beklentilerindeki gerilemenin ve yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası (TL) varlıklara yöneliminin etkisiyle piyasada dönemsel olarak oluşan likidite fazlası mevduat faiz oranlarında belirleyici olmaya devam etmektedir. TL mevduat faizleri, 26 Temmuz haftasından bu yana 55 baz puan gerileyerek, 9 Ağustos haftası itibarıyla yüzde 55,20 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 67 baz puan azalarak yüzde 58,57 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 26 baz puan artarak yüzde 74,59 olarak gerçekleşirken, konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 43,48 seviyesinde oluşmuştur. Son dönemde, kampanyalı satışların etkisiyle dalgalı bir seyir izleyen taşıt kredisi faizleri 9 Ağustos itibarıyla yüzde 55,06 seviyesinde gerçekleşmiştir."
Bireysel kredilerin ise 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının 26 Temmuz haftasından bu yana artarak yüzde 1,68 seviyesinden 9 Ağustos itibarıyla yüzde 2,27 seviyesine geldiği kaydedilen özette, "Söz konusu artışta bireysel kredi kartları bakiyesinin büyüme oranındaki yükselme etkili olmuştur. Aynı dönemde TL ticari krediler sınırlı büyümeye devam etmiş ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 0,21 olarak gerçekleşmiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, TL ticari kredi büyümesine kıyasla daha güçlü seyretmeye devam etmekle birlikte büyüme kısıtlarının etkisiyle yüzde 1,95 seviyesinde gerçekleşmiştir." denildi.
TCMB PPK Özeti'nde, KKM hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak yönde atılan adımların etkisiyle bu hesaplardaki hızlı gerileme ile TL mevduata olan talebin devam ettiği, diğer yandan, KKM yenilemelerinin azalmasıyla birlikte YP mevduatlarda sınırlı bir artış görüldüğü aktarıldı.
Likidite fazlasının, zorunlu karşılıklar ve son PPK döneminde genişletilen araç seti kullanılarak sterilize edildiğine işaret edilen özette, "Bu kapsamda gerekli görülen gün ve saatlerde ek TL depo alım ihalelerine başlanmıştır. Buna ilave olarak, 2 ve 13 Ağustos tarihlerinde TL karşılığı döviz swap ihaleleri düzenlenmiştir. Son olarak, diğer para piyasalarında banka ve banka dışı finansal kuruluşlardan gecelik vadede kotasyon yoluyla borç alma işlemleri yapabilmek amacıyla Takasbank para piyasasına kotasyon girilmeye başlanmıştır." ifadeleri kullanıldı.
TCMB brüt uluslararası rezervlerinin, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 2,22 milyar dolar artarak 9 Ağustos itibarıyla 150,23 milyar dolara yükseldiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) son PPK döneminde küresel finansal piyasalarda yaşanan oynaklığın da etkisiyle sınırlı yükseliş kaydederek 19 Ağustos itibarıyla 266 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 19 Ağustos itibarıyla yüzde 10,60 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 22 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına 1,22 milyar dolar giriş, hisse senedi piyasasından ise 0,62 milyar dolar çıkış olmak üzere toplam 0,60 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşmiştir."
"Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin enflasyonist etkisinin azaldığına işaret etmektedir"
Özette, üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığına işaret ettiği belirtilerek, haziran ayında perakende satış hacim endeksinin, aylık bazda artmakla birlikte çeyreklik bazda sınırlı bir düşüş kaydettiği ifade edildi.
Aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde çeyreklik olarak daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleştiği, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlendiği aktarılan özette, ilk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksinin ikinci çeyrekte sınırlı azalış kaydettiği belirtildi.
Özette, üçüncü çeyreğe ilişkin mevcut verilerin, yurt içi talepteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ettiği vurgulanarak, temmuz ayında kartla yapılan harcamaların aylık bazda sınırlı azaldığı, çeyreklik bazda ise yataylaştığı kaydedildi.
Mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatının bu dönemde azalışını sürdürdüğü ve seviye olarak bir önceki yıl ortalamasına yakınsadığı belirtilen özette, "Temmuz ayında, imalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler, iç talepte yavaşlamayı teyit etmektedir." ifadesi kullanıldı.
Özette, haziran ayında sanayi üretim endeksinin, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 2,1 azalırken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 4,7 gerilediği bildirildi.
Çeyreklik bazda sanayi üretiminin yüzde 3,9 azaldığı anımsatılan özette, şu ifadelere yer verildi:
"Haziran ayında Kurban Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonrası ortaya çıkan köprü günlerinin, üretimde sektörler geneline yayılan düşüşte etkisi olduğu değerlendirilmektedir. Söz konusu etki dışlandığında, haziran ayında sanayi üretiminin ana eğiliminin genel endeksin ima ettiğinden daha kuvvetli olduğu tahmin edilmektedir. İkinci çeyreğe ilişkin mevcut veriler, yıllık ve çeyreklik bazda gayri safi yurt içi hasıla büyüme oranlarının ilk çeyreğe kıyasla gerileyeceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte, yılın ikinci çeyreğinde, köprü günleri kaynaklı arızi zayıflama dışlandığında, söz konusu gerilemenin daha sınırlı gerçekleştiği ve iktisadi faaliyetin ana eğiliminin daha ılımlı olduğu değerlendirilmektedir. Öncü göstergeler, imalat sanayi kapasite kullanım oranında ise ağustos ayında sınırlı bir miktar düşüşe işaret etmektedir."
"Yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileşti"
Özette, haziran ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdamın çeyreklik bazda yüzde 0,6 artarak 32,7 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği belirtilerek, "Bu dönemde, işgücüne katılım oranı 0,3 puan artarken, işsizlik oranı yatay seyrederek çeyreklik bazda yüzde 8,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Haziran ayında cari işlemler dengesinin aylık bazda 407 milyon dolar fazla verdiği, yıllıklandırılmış cari açığın ise 0,4 milyar dolar artışla 24,8 milyar dolara yükseldiği anımsatılan özette, söz konusu artışta, büyük ölçüde altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki yükselişin etkili olduğu vurgulanan özette, diğer yandan, enerji dış ticaret açığı görece yatay seyretti, altın dış ticaret açığının ise önceki aya kıyasla azaldığı belirtildi.
Özette, bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlasının bir önceki aya göre artış kaydettiği bildirildi.
Özette, geçici dış ticaret verilerinin, temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ithalatta düşüşe, ihracatta ise yatay seyre işaret ettiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Bu çerçevede, yıllıklandırılmış olarak cari dengede haziran ayında duraksayan iyileşme eğiliminin, seyahat gelirlerinin de güçlü katkısıyla temmuz ayında süreceği öngörülmektedir. Altın ithalatı, temmuz ayında tarihsel ortalamalarının altına inerken, yıllıklandırılmış olarak 19,5 milyar dolar civarına gerilemiştir. Tüketim malları ithalatı haziran ayının ardından temmuz ayında da düşmekle birlikte mevsimsellikten arındırılmış olarak yüksek seviyesini korumaktadır. Temmuz ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ağustos ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta ılımlı azalış, ithalatta ise artış ima etmektedir. Tüketim malı ithalatının seyri, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergeler ile beraber yakından takip edilmektedir."
Özette, cari açığın finansman tarafında, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranının, haziran ayında yüzde 141 civarında gerçekleştiği belirtilerek, söz konusu oranın, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 101 olduğu, bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileştiğinin gözlendiği kaydedildi.
"Öncü göstergeler, ağustosta aylık enflasyonun bir önceki aya kıyasla yavaşlayacağına işaret etmektedir"
Özette, tüketici fiyatlarının temmuz ayında yüzde 3,23 oranında yükseldiği, yıllık enflasyonun yüksek bazın da etkisiyle 9,82 puan düşüşle yüzde 61,78 olarak gerçekleştiği belirtildi.
B ve C endekslerinde yıllık değişim oranlarının sırasıyla yüzde 60,31 ve yüzde 60,23 seviyesine gerilediği belirtilen özette, söz konusu dönemde temel mallar başta olmak üzere tüm grupların yıllık enflasyona katkısının düştüğü vurgulandı.
Özette, mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık tüketici enflasyonunun önceki aya kıyasla yükseldiği, bu gelişmede, maktu vergi güncellemeleri ile yönetilen ve yönlendirilen kalemlerdeki fiyat artışlarının yanı sıra mevsimsel eğilimlerin aksine artış sergileyen taze meyve ve sebze fiyatlarının etkisinin belirgin olduğu aktarıldı.
Temmuz ayında enerji grubu enflasyonunun, mesken elektrik tarifelerinde yapılan artış ile akaryakıt ve tüp gazdaki otomatik vergi düzenlemesi nedeniyle öne çıktığı bildirilen özette, şu ifadelere yer verildi:
"Hizmet grubunda aylık fiyat artışı bu dönemde de yüksek seyrini sürdürmüştür. Bu grupta fiyat artışları kira, haberleşme ve ulaştırma başta olmak üzere alt gruplar genelinde güçlenmiştir. Temel mal grubundaki fiyat artışı sınırlı kalmış, bu gelişmede döviz kurundaki görünüm ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak ılımlı bir artış kaydeden dayanıklı mal (altın hariç) alt grubu etkili olmuştur. Giyim enflasyonu da özellikle son iki ayda zayıf bir seyir izleyerek temel mallardaki bu görünümü desteklemiştir. Gıda grubunda aylık fiyat artışı bir önceki aya yakın gerçekleşmiştir. İşlenmemiş gıda alt grubunda kümes hayvanlarının et fiyatlarındaki gerileme devam ederken, kırmızı et fiyatları nispeten yatay seyretmiştir. Taze meyve ve sebze fiyatları sıcak seyreden hava koşullarının da etkisiyle mevsimsel ortalamalarının aksine artarak, gıda grubunda daha olumlu bir görünümü sınırlamıştır. İşlenmiş gıda alt grubunda ise aylık enflasyon önceki aya kıyasla sınırlı bir yavaşlama kaydederken, bu grupta ekmek-tahıllar kalemi fiyat artışıyla öne çıkmıştır."
Özette, temmuz ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, önceki aya kıyasla sınırlı bir şekilde yükselirken ikinci çeyrek ortalamasının altında kaldığına işaret edildi.
B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama artışlarının sırasıyla yüzde 2,6 ve yüzde 2,5 seviyelerinde gerçekleşerek gerilemeye devam ettiği kaydedilen özette, "Temmuz ayında, B endeksini oluşturan gruplardan işlenmiş gıdada sınırlı bir yavaşlama görülürken, diğer gruplar yükseliş kaydetmiştir. Medyan, SATRIM, yayılım endeksi ve diğer ana eğilim göstergeleri de bir önceki aya kıyasla yükselmiştir." ifadelerine yer verildi.
Özette, mal enflasyonu düşerken hizmet enflasyonundaki iyileşmenin gecikmeli olacağı değerlendirilirken, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılığın, enflasyon beklentilerinin ve jeopolitik gelişmelerin enflasyonist riskleri canlı tuttuğu bildirildi.
Temel mal enflasyonunun düşük seviyelere gerilediği aktarılan özette, "Hizmetlerde ise geçmiş enflasyona endeksleme davranışının güçlü olduğu izlenmektedir. Hizmet sektöründe hakim olan söz konusu fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Yıllık enflasyon temmuz ayında, temel mal grubunda yüzde 38,25 olurken, hizmet sektöründe yüzde 85,63 ile yaklaşık 47 puan daha yukarıda gerçekleşmiştir. Ayrıca, hizmetlere ait yayılım endeksi, fiyat artışlarının sektör genelinde devam ettiğini göstermiştir." değerlendirmesi yapıldı.
Kira enflasyonu
Özette, kira enflasyonunun sözleşme yenileme oranının temmuz ayında yükselmesiyle beraber artış kaydederek, yüksek seyrini sürdürdüğü belirtildi.
Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergelerin sözleşme yenileme oranının ağustos ayında da kayda değer bir düzeyde olmasıyla yüksek seyredeceğine işaret edildiği özette, "Gerek PÖS mikro verilerinden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranları gerekse konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira oranları, TÜFE'deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında değerler almaktadır. Bu durum, önümüzdeki dönemde TÜFE'deki yıllık kira enflasyonunun yavaşlayacağını ima etmektedir. Buna karşın, bu kalemdeki yüksek atalet neticesinde kira enflasyonu yüksek seviyesini koruyarak; dezenflasyon sürecinde, azalarak da olsa, tüketici enflasyonunun seyrinde önemli olmaya devam edecektir." bilgileri aktarıldı.
Özette, ulaştırma hizmetleri fiyatlarının temmuz ayında akaryakıt fiyatlarındaki artışı takiben yükseliş kaydettiği ve bu gelişmede şehir içi ve kara yoluyla şehirlerarası yolcu taşıma ücretlerinin öne çıktığı bildirildi.
Haberleşme hizmetleri fiyatlarındaki artışta cep telefonu ve internet ücretlerinin belirleyici olduğuna işaret edilen özette, lokanta-otel alt grubu aylık enflasyonunun bir önceki aya kıyasla bir miktar artarken, bu gelişmede yemek hizmetlerinin öne çıktığı, otel fiyatlarında da yükseliş gözlendiği vurgulandı.
Sağlık hizmetleri kaleminde ise Türk Tabipler Birliği tarifelerindeki güncellemeyi takiben fiyat artışlarının gerçekleştiği kaydedildi.
Yurt içi üretici fiyatları tarafında, temmuz ayında yüzde 1,94 oranında arttığı, yıllık enflasyonun yüksek baz nedeniyle 8,72 puan düşerek yüzde 41,37 olduğu anımsatılan özette, şöyle devam edildi:
"Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji fiyatları yüzde 6,28 oranındaki aylık artış ile öne çıkarken, dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları başta olmak üzere diğer gruplarda fiyat artışlarının ılımlı seyrettiği izlenmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarında nisan ayı sonlarında başlayan gerileme temmuz ayında da devam etmiştir. Alt kırılım bazında, küresel enerji fiyatları bir miktar artarken, enerji dışı emtia fiyatları önemli ölçüde gerilemiştir. Ağustos ayının ilk üç haftasında ise emtia fiyatları ham petrol fiyatları öncülüğünde bir düşüş sergilemiştir. Bu dönemde hem küresel enerji fiyatları hem enerji dışı emtia fiyatları gerileme göstermiştir. Temmuz ayında ortalama 85,3 ABD doları seviyesinde olan Brent ham petrol fiyatlarının ağustos ayının ilk üç haftasında 80,9 ABD doları civarına gerilediği izlenmiştir."
Özette, Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin temmuz ayında tarihsel ortalamalarına yakın seyrettiğine dikkati çekildi.
Küresel ve Çin'e yönelik konteyner endekslerinin nisan ayı sonrasında artış kaydettiği aktarılan özette, "Kuru yük taşımacılık endeksleri görece ılımlı seyrini sürdürmektedir. Sepet döviz kurundaki ılımlı seyrin devamı ile kur kaynaklı baskılar önemli ölçüde azalmıştır. Diğer yandan, temmuz ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri gerek girdi gerekse nihai ürün fiyatları endeksinde artış sergileyerek, mayıs ayı değerlerine geri dönmüştür." bilgilerine yer verildi.
Ağustos ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına yer verilen özette, cari ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentilerinin sırasıyla 0,3 ve 0,2 puanla sınırlı miktarda yukarı yönlü güncelleme ile yüzde 43,3 ve yüzde 25,6 olduğu hatırlatıldı.
12 ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisinin yüzde 30,0'dan 1,3 puan düşüşle yüzde 28,7'ye gerilediği bildirilen özette, şunlar kaydedildi:
"24 ay sonrasına ilişkin beklenti ise yüzde 19,3 seviyesinde sabit kalmıştır. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,7 seviyesinde ölçülmüştür. Enflasyon beklentilerinin mevcut seviyeleri enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Reel sektör beklentilerine bakıldığında haziran ayında yüzde 56,2 olan firmaların 12 ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, temmuz ayında yüzde 55'e gerileyerek sınırlı iyileşme göstermiştir. Hanehalkının 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde ise aynı dönemde yüzde 71,49'dan yüzde 71,98'e sınırlı bir artış gözlenmiştir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon süreci açısından göreli öneminin arttığını vurgulamıştır."
Özette öncü göstergelere dikkati çekilerek, "Öncü göstergeler ağustos ayında aylık enflasyonun, gıda fiyatlarındaki düşük seyrin öncülüğünde bir önceki aya kıyasla yavaşlayacağına işaret etmektedir." bilgisi paylaşıldı.
Gıda fiyatlarındaki olumlu seyri, taze meyve sebze fiyatları öncülüğünde düşüş kaydeden işlenmemiş gıda grubunun sürüklediği bildirilen özette, söz konusu dönemde B ve C çekirdek göstergelerinde üç aylık ortalama artışların yataya yakın bir seyir izlemesiyle enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir değişiklik sergilemeyeceğinin değerlendirildiği anlatıldı.
Enerji aylık enflasyonunun akaryakıt fiyatlarındaki düşüşe karşın, meskenlere yönelik doğal gaz tarifesinde yapılan ayarlamanın etkisiyle yüksek seyrini sürdüreceğine işaret edilen özette, şu bilgilere yer verildi:
"Öncü veriler, son dönemde döviz kurundaki ılımlı görünüm ve iç talep gelişmelerinin yansımalarıyla temel mal grubunda fiyat artışının diğer grupların altında seyretmeye devam ettiğini göstermektedir. Dayanıklı mal fiyatlarındaki olumlu görünüm sürmektedir. Buna karşın, hizmet grubunda fiyat artışları gücünü korumaktadır. Kiranın yanı sıra yönetilen-yönlendirilen ulaştırma hizmetleri ile eğitim öne çıkan kalemler olarak dikkat çekmektedir. Özel üniversiteler başta olmak üzere üniversite ücretlerinde yüksek oranlı artışlar gözlenmekte, kayıt dönemine istinaden üniversite ücretlerinin bu yıl endekse daha erken yansıdığı izlenmektedir. Bu çerçevede, aylık hizmet enflasyonunda ve dolayısıyla çekirdek göstergeler üzerinde izleyen iki ayda üniversite ücretlerine bağlı fiyat ayarlamalarının etkisinin hissedileceği önemle not edilmelidir."
Para Politikası
Özette, Kurulun, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği belirtildi.
Para politikasındaki kararlı duruşun, yurt içi talepte dengelenme, TL'de reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyon sürecini güçlendireceği kaydedilen özette, "Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır." denildi.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği belirtilen özette, likidite koşullarının muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlendiği, sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılmaya devam edileceği bildirildi.
Kurulun, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyeceği ifade edilen özette, enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceği ve Kurul'un, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağı vurgulandı.
Özette, Kurulun, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacağı da belirtildi.