Konut, bina, arsa ve arazi gibi gayrimenkul kıymetlerinin değerini tespit eden ''değerleme uzmanlığı mesleği'', 2B yasası ile birlikte daha çok önem kazandı.
2001 yılına kadar gayrimenkulü olan vatandaşların ve şirketlerin değer tespiti yaptırdığı emlakçılar veya ekspertizlerin yerini 2001 krizinden sonra, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından açılan sınavlarla lisans verilen değerleme uzmanları aldı.
Türkiye Değerleme Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pınarbaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de değerleme mesleğinin 2001 krizinden sonra ortaya çıktığını söyledi.
SPK tarafından değerleme uzmanlığının resmileştirildiğini anlatan Pınarbaşı, ''2001 krizinden sonra SPK artık bu işi üniversite mezunu, eğitimini almış kişilerin yapması gerektiğine karar verdi. Sonra SPK lisanslama sınavını açtı. Bu işi ekspertiz adı altında yapan insanlara değerleme uzmanı olarak sertifikalarını vermeye başladı'' dedi.
''Değerleme uzmanı emlakçı değildir. Masanın her iki tarafında oturmaz'' diyen Pınarbaşı, Türkiye'de milyon dolarlara imzalar atılan gayrimenkullerin değer tespitinin bağımsız değerleme uzmanları tarafından yapılmasının daha sağlıklı sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
-Çok sayıda değerleme uzmanına ihtiyaç var-
Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi ve lisanslı değerleme uzmanı Turgay Gültekin ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok sayıda değerleme uzmanına ihtiyacı olduğunu söyledi.
Değerin, insanoğlunun yerleşik hayata geçtiği ilk günden beri merak ettiği bir konu olduğunu, insanların elindeki mülkün değerini öğrenmek istediğini belirten Gültekin, ''Geçmiş yıllardan bu yana özellikle büyük özelleştirmelerde, büyük projelerde gayrimenkul değerini ilgilendiren bütün konularda çok tartışmalı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni de, geçmişte bu konularda çok fazla ehliyeti olmayan, sadece piyasa bilgisiyle iş yapan ve bu konularda kendilerine yeterlilik belgesi verilmeyen insanların bu konuda karar vermesi'' görüşünü ifade etti.
Gültekin, özellikle kamu hukukundan doğan davalarda değerlemeyi, değeri objektif şekilde belirleyen, bu unvanın verildiği bağımsız kişi ve kuruluşların yapması gerektiğini belirtti.
-''2B'de söz değerleme uzmanında olmalı''-
Türkiye gündeminde olan 2B arazileriyle ilgili 25 milyar dolarlık bir rakamın dile getirildiğini de hatırlatan Gültekin, ''2B'de söz değerleme uzmanında olmalı'' dedi.
2B arazilerinin doğru ve tarafsız bir şekilde değerlemesinin yapılması için Türkiye'de çok sayıda değerleme uzmanına ihtiyaç olduğunu kaydeden Gültekin, ''2B arazilerinin satışı yıllardır Türkiye'nin gündeminde. Bunların hep birlikte topluca değerlenmesi gerekiyor. 2B tartışmasının en önemli noktası bu değerlemeyi kimin yapacağıdır'' diye konuştu.
Gültekin, deprem kuşağında olan ve inşaat alanında da büyük gelişmeler yaşanan Türkiye'de kentsel dönüşüm konusunda, mevcut gayrimenkulün değeri ile onun yerine yapılacak gayrimenkulün değerlerinin tespit edilmesi gerektiğine de işaret ederek, ''Eğer değerler, resmi bir makam tarafından yapılırsa o zaman hem bu konulardaki dava sayısı azalır, işler çok süratli yürür hem de insanların adalet duygusu zedelenmemiş olur. Türkiye'de değerleme uzmanı çok az sayıda. Önümüzdeki günlerde SPK'nın açtığı sınavlarda başarılı olup bu alana geçen insanların sayısı arttıkça değere ilişkin davalar azalacaktır'' diye konuştu.
Gültekin, Türkiye'de devlet gayrimenkullerine ilişkin değerlemenin SPK'dan yetki belgesi almış değerleme uzmanları tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak, ''Değer gerçeğe ne kadar yakınsa devlet o kadar doğru vergi alabilir. Kamu arazisi yani milli servet boşa harcanmamış olur'' dedi.
AA