Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Kocaeli'nin Derince limanı mevkisinde Toprak Mahsulleri Ofisi silosunda meydana gelen patlamada yaralananlara Allah'tan acil şifa dileyen Erdoğan, Kocaeli halkına da geçmiş olsun dileklerini iletti.
Küresel ekonomide ve bölgede yaşanan çeşitli sıkıntılara rağmen Türkiye'nin hedeflerine doğru, emin adımlarla ilerlediğini ifade eden Erdoğan, önlerine çıkan engellere aldırmadan, zorluklar karşısında pes etmeden ülke için eser ve hizmet üretmeyi sürdürdüklerini söyledi.
"Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılalım"
Erdoğan, 21 yılı iktidarda olmak üzere 40 yılı aşan siyasi hayatlarında mensubu olmaktan iftihar ettiği millete hizmetten başka hiçbir gaye gütmediklerini vurguladı.
"İki günü birbirine eşit olan ziyandadır" inancıyla hep daha fazla çalıştıklarını, daha fazla koşturduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Menzile kilitlenmiş ok misali gözümüzü ufuktan bir an olsun ayırmadık. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun, zaman bizden yanadır, zaman Türkiye'den ve Türk milletinden yanadır, diyerek yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizin önünde açılan tarihi fırsat penceresini değerlendirmekte kararlıyız. Türkiye, asırlar sonra ilk defa küresel sistemin en üst ligine yükselme imkanı elde etmiştir. Cumhuriyetimizin ikinci asrının, dünyada 'Türkiye Yüzyılı' olmasının önünde hiçbir mani görmüyoruz. Hükümet olarak, bu kutlu yürüyüşe liderlik edecek iradeye, vizyona, tecrübeye, hazırlığa, enerjiye sahibiz. Millet olarak, bu hayali gerçeğe dönüştürecek güce, kapasiteye, imkana, inanca da sahibiz. Devlet olarak, bu hedefi gerçekleştirecek altyapıya ve potansiyele fazlasıyla sahibiz. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılalım."
Kömür santralleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişteki tüm kayıpların gerisinde tefrika, tüm kazançların altında birlik ve beraberlik bulunduğunun bilincinde olduklarını ifade etti.
"Ülke ve millet olarak ne zaman atağa kalksak, hemen milli birliğimize, toprak bütünlüğümüze, bin yıllık kardeşliğimize kastedildiğini görüyoruz." diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son 10 yıldır, aynı oyunun, aynı kirli tuzakların sayısız örneğini hep beraber yaşadık. Gezi olaylarından 15 Temmuz ihanetine kadar nice saldırıyı akamete uğrattık. Hamdolsun milletimiz, geçmişten çıkardığı dersler sayesinde, adım adım Türkiye Yüzyılı'nın temellerini atmış, duvarlarını yükseltmiş, çatısını çatmıştır. Her ne kadar birileri aynı senaryoları farklı kılıflarla sürekli ve ısrarlı bir şekilde yeniden sahnelemeye çalışsa da artık kimse bu oyuna gelmiyor. Bunun son örneklerinden biri, ülkemizin en önemli elektrik üretim tesislerinden olan Kemerköy Termik Santrali'nin yeni kömür üretim sahasıyla ilgili çalışmaları engelleme gayretleridir. Güney Ege'de kullanılan elektriğin neredeyse üçte ikisini üreten bu santral, ülkemiz ekonomisine yıllık 1 milyar dolar civarında katkı sağlıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özelleştirme sonrası verimi yüzde 50'den fazla artan termik santralin ülke için önemli bir milli değer konumunda olduğunu vurguladı.
Santralin mevcut kömür kaynağı tükenme noktasına geldiği için yeni kömür havzalarıyla üretime devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Bilindiği gibi kömür santralleri, bilhassa Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından başlayan krizle birlikte, Avrupa ülkelerinin tekrar en önemli enerji kaynağı haline geldi. Almanya ve Fransa başta olmak üzere, hiçbir yerde elektrik üretimi için kömür üretimi artışı sorun teşkil etmezken, ülkemizde yürütülen kampanyaları ağaç sevgisi veya çevre hassasiyetiyle izah edemeyeceğimiz bir gerçektir. Kendilerine destek vermeye giden muhalefet temsilcilerine bile en ağır hakaretleri etmekten çekinmeyen eylemci profili, amacın üzüm yemek değil, bağcı dövmek olduğunu ortaya koymaktadır. Kömür çıkartılacak alanda kesilecek ağaçların katbekat fazlası, üzeri kapatılan sahalara ve diğer alanlara dikilerek, ülkemizin orman varlığı artışına katkı sağlandığı, ilgili kurumlar tarafından defalarca açıklanmıştır.
"Milyonlar değil milyarları aşan ağaç dikimleri yaptık"
"Son 21 yılda Türkiye, toplam 6 milyar 572 milyon fidanı toprakla buluşturarak, bu alanda kırılması zor bir rekora imza atmıştır." diyen Erdoğan, 2023 sonu için hedeflerinin 30 milyon fidan dikmek olduğunu vurguladı.
Tek gayesinin ülkenin ve milletin kalkınmasına, büyümesine, gelişmesine takoz koymak olanların tüm bu hakikatlerle ilgilenmediğini çok iyi bildiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz, çevreci görünümlü marjinallere aldırmıyor, sadece işimize bakıyoruz. Ülkemizin kalkınma kervanını yürütmeye odaklanırken maşaları ve sahiplerini ise kendi kinleriyle baş başa bırakıyoruz. Buradan ana muhalefet partisinin başına sesleniyorum, Muğla Belediyesi onların yönetiminde. Onların yönetiminde Muğla Belediyesi varken buradan soruyorum, acaba bugüne kadar ne kadar zeytin ağacı diktiniz, zeytin fidanı diktiniz veya bunun dışında ne kadar ağaç diktiniz. Çıkın bir de bunların rakamını açıklayın. 'Bir tane ağaç diktik' diyemezler. Ama biz AK Parti iktidarı olarak geldiğimiz günden bu yana milyonlar değil milyarları aşan ağaç dikimleri yaptık. Zeytin ağaçlarının fidanlarını diktik. Yurt içindeki mankurtlar ve yurt dışındaki azılı düşmanlarımız tarafından ülkemiz aleyhinde yürütülen yalan ve iftira kampanyalarının gerisindeki sinsi strateji her gün biraz daha çöküyor. Buna rağmen, aynı karanlık stratejinin tezahürü taktiklerin bitip tükenmeyeceği anlaşılıyor.
Muhalefet görünümlü operasyon aygıtlarının medyada, sosyal medyada, kendilerini rahat hissettikleri kimi kamusal alanlarda sergiledikleri provokatif söz ve davranışların çoğu bu gayeye matuftur. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum. Başaramadınız, başaramayacaksınız. Geçici veya dönemsel sıkıntıların yol açtığı parçalı bulutlu havalara güvenerek fitne yelkenlerini şişirmek isteyenler, her zaman olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaklardır."
"Bu millet, kimi, nereye oturtacağını gayet iyi biliyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir emek sarf etmeden, hiçbir çözüm üretmeden, hiçbir program ortaya koymadan, sadece insanların dertleri ve umutlarını istismar ederek hayallere dalanların, kabusla uyanmaya mahkum olduğunu belirtti.
Erdoğan, son iki aydır yaşanan, her gün karşılaşılan her olayın, milletin verilmiş sadakası olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Seçimlerinden üzerinden 72 gün geçmesine rağmen, muhalefet cenahının sandıkta tecelli eden iradeyi halen kabullenmediğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"İşte görüyorsunuz, her gün bir aday daha çıkıyor. Bitmeyecek sizin adaylarınız. Siz aday çıkarmaya devam edin. Bu millet, kimi, nereye oturtacağını gayet iyi biliyor. Kavganın, skandalın, kapalı kapılar ardında ittifak ortaklarından bile habersiz yapılan kirli pazarlıkların ardı arkası hiç kesilmiyor. Vergi uzmanı oldukları için, matematiği çok iyi bildikleri için 38-39 tane milletvekilliğini o yavrucuklara veriyorlar, dağıtıyorlar. Ondan sonra da 'eyvah, yalnız kaldık.' diyorlar. 'Halil İbrahim Sofrası' diyerek aylarca millete pazarladıkları masada, seçimden beri çeşitli ayak oyunlarıyla birbirlerini yemekle meşguller.
Türkiye'nin en büyük talihsizliği, maalesef, iş bilmez, vizyonsuz, ufuksuz ve basiret yoksunu bir muhalefet zihniyetine sahip olmasıdır. Biz, bugünkü sorunları çözecek, yarınlarımızı daha güçlü hale getirecek programlar, projeler, çalışmalar peşinde koşarken, kendi bireysel hırsları için adeta birbirlerini gırtlaklayanların bencilliği asla unutulmayacaktır."
Erdoğan, Cumhurbaşkanıyla, kabinesiyle, siyasi ve bürokratik kadrolarıyla ülkenin hizmetinde bir ekip olarak, tarihe bir kez daha, hep beraber yazılan yeni başarı destanlarıyla geçeceklerini belirterek, "İnşallah ileride bugünleri, Türkiye Yüzyılına giden yolda aştığımız nice tümsekten biri olarak hatırlayacağız. Bunca yıldır nasıl verdiğimiz her sözü tuttuysak, bu sözümüzün gereğini yerine getireceğimizden de kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
"Görevimiz, eser ve hizmetlerin sayısını çoğaltmak"
Tüm dünyayla birlikte olumsuz etkilerine Türkiye'nin de maruz kaldığı ekonomik zorlukları göz ardı etmediklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sokakta, pazarda, çarşıda ve hayatın diğer alanlarında yaşanan sıkıntıları, dillendirilen serzenişleri, gönüllerde serpilen beklentileri çok yakından takip ediyoruz. Biz, başkaları gibi şikayetleri karşısında millete parmak sallayanlardan, insanlara ayar verenlerden, bireylere hakaret edenlerden asla olmadık, inşallah hiçbir zaman da böyle olmayacağız. Hep söylediğimiz gibi, milletimizin taltifinin de tenkidinin de başımızın üzerinde yeri vardır. Bizim görevimiz, milletimizin sesine kulak tıkamak değildir. Görevimiz, insanımızın eleştirdiği hususları en aza indirip, onun övgüsüne mazhar olacak eser ve hizmetlerin sayısını çoğaltmaktır. Bunun için hep, Türkiye'nin muazzam potansiyelini doğru ve etkin politikalarla hayata geçirmenin yollarını aradık. Son 21 yılda bu hassasiyetimizden asla taviz vermedik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye, tarihinin en büyük kalkınma hamlesini ve demokrasi atılımlarını yaşattıklarını belirterek, yatırıma, istihdama, üretime öncelik vererek, Türkiye'yi geliştirip, güçlendirdiklerini vurguladı.
Artık, her yıl ortalama yüzde 5,5 büyüterek milli gelirini 238 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına getirdikleri, ihracatını 35 milyar dolardan 254 milyar dolara, istihdamını 19 milyon kişiden 32 milyon kişiye çıkardıkları bir Türkiye bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Bütün bunları 66 milyondan 86 milyona çıkan nüfusa rağmen gerçekleştirdik. Daha vesayetten teröre, darbeden siyasi, sosyal ve ekonomik tuzaklara kadar karşılaştığımız nice badireleri saymıyorum bile." diye konuştu.
"Her alanda refahı yükseltecek altyapı kurduk"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu dönemde sadece önceki yılların birikimi olan temel kalkınma ve demokrasi eksiklerini gidermekle kalmadıklarını dile getirerek, yeni gelen 20 milyon ilave nüfusla birlikte, vatandaşların tamamının, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, tarımdan sanayiye, konuttan çevreye her alanda refahlarını yükseltecek bir altyapı kurduklarını anlattı.
Erdoğan, okul öncesinden üniversiteye her aşamada eğitimi herkes için erişilebilir kıldıklarını, sağlıkta, dünyada eşi benzeri olmayan bir hizmet sistemi oluşturduklarını, terörden asayişe her alanda güvenliği tesis ettiklerini hatırlatarak, adaleti hem vesayetin hem FETÖ gibi terör örgütlerinin tasallutundan kurtararak, Türk milleti adına çalışan bir kurum haline getirdiklerinin altını çizdi.
Ulaşımda, şehirleri bölünmüş yollar, otoyollar, demir yolu ağlarıyla birbirine bağlarken, araç başına düşen kişi sayısını 14'ten 6'ya indirerek bu yolların verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 11 milyon yeni konut inşa edilmesini sağlayarak, hem vatandaşlarımızı ev sahibi hem de depreme hazırlık yaptık. Hepimizi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin izlerini silmek için 680 bin yeni konut inşa etmek üzere kolları sıvarken, ülke genelinde depreme hazırlık amacıyla 6,5 milyon konutu daha dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunun 1,5 milyonunu İstanbul'da ve en kısa sürede yapmamız ise ertelenemez bir mecburiyet halini almıştır. Deprem bölgesinin yeniden imarını hızlandıracak yerinde dönüşüm projemiz, milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Kısa sürede projemize yapılan başvuru 160 bini aşmıştır. İnşallah 15 Ağustos tarihine kadar çadırlarda ve tesislerde kalan afetzedelerimizin tamamını konteynerlere taşımış olacağız."
"Ödün vermediğimiz iki husus var"
Enerjiden tarım ve sanayiye her alanda Türkiye'ye kazandırdıkları eser ve hizmetlerin örneklerini saatlerce saymanın mümkün olduğuna işaret eden Erdoğan, bütün bunları, iktidarları döneminde ürettikleri 15 trilyon dolarlık milli gelirin 3,7 milyar dolarını yatırıma ayırarak gerçekleştirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bunlarla kalmadıklarını, bugün çok tartışılan enflasyon konusunda en büyük başarının kendi dönemlerine ait olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Mesela, son 21 yılın enflasyon ortalaması yüzde 15'in altındadır. Bu ortalama rakamın 1970'lerde yüzde 34, 1980'lerde yüzde 44, 1990'larda yüzde 74 seviyelerinde olduğunu unutmamalıyız. Yani biz, Türkiye'nin sadece güncel değil, çok eskilerden beri gelen kronik bir sorunuyla mücadele ediyoruz. Bu mücadelede enflasyonu yüzde 6'lara kadar düşüren de yine biz olduk. İç ve dış pek çok arızi meselenin üst üste gelmesiyle yükselen enflasyonu, Allah'ın izniyle, yeniden tek haneli rakamlara yine biz indireceğiz. Dikkat edilirse, bu süreçte asla ödün vermediğimiz iki husus vardır. Bunlardan biri istihdamdır, diğeri büyümedir. Girdiğimiz tüm imtihanların üstesinden bu iki lokomotifin istimini asla kesmememiz sayesinde geldiğimize inanıyoruz. Türkiye Yüzyılını da işte bu anlayış üzerinde inşa ediyoruz."
"Türkiye'nin gücü, imkanları ve potansiyeli geçmişle mukayese edilemeyecek derecede büyük"
İşçisinden memuruna, emeklisinden esnafına ve çiftçisine kadar, sabit ve dar gelirli her bir vatandaşa, sanayicisinden KOBİ'sine, ihracatçısından teknoloji geliştiren girişimcisine kadar ülkesinin kalkınması için emek veren herkese, öğrencisinden ev hanımına milletin omurgasını oluşturanlara seslendiğini belirten Erdoğan, "İnsanlar gibi devletlerin de hayatlarında dalgalanmalar, inişler çıkışlar, darlıklar bolluklar olabilir. Hem içeride ardı ardına yaşadığımız badirelerin hem bölgesel ve küresel krizlerin hem de kendi sosyal bünyemize has birtakım sorunların yol açtığı sıkıntıların hepsi de gelip geçicidir." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin gücünün, imkanlarının, potansiyelinin geçmişle mukayese edilemeyecek derecede büyük olduğunu vurgulayarak, "Ayaklarımızın altındaki çakıl taşlarının bizim dikkatimizi önümüzdeki deryadan uzaklaştırmasına izin vermemeliyiz." diye konuştu.
Bu kritik dönemde hep birlikte yapılması gerekenin ülkenin milli çıkarlarını, milletin ortak menfaatlerini, evlatların geleceğini küçük beklenti ve endişelerin önüne koymak olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Emin olun, bunu başardığımızda önümüzde kimse duramaz. Deprem yaralarını sarmak için 104 milyar dolara mı ihtiyacımız var? Şayet bu dediğim şekilde hareket edersek kısa sürede hem o şehirleri ayağa kaldırır hem de o parayı yeniden milli ekonomimize kazandırırız. Deprem tehdidi altındaki şehirlerimizi yeniden inşa etmemiz mi gerekiyor? Şayet omuz omuza verir yükü paylaşırsak bu sorundan da kurtuluruz. Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin refah kayıplarını gidermek için ilave kaynağa mı ihtiyacımız var? Şayet ortak geleceğimize birlikte sahip çıkarsak umduğunuzdan bile daha kısa sürede, tüm bu sabit gelirli vatandaşlarımızı eskisinden çok daha yüksek alım gücüne kavuşturmuş oluruz. Kurumlarımızın çalışmalarında, şehirlerimizin altyapılarında, sistemin işleyişinde hala eksikler mi var? Şayet tıpkı iki elin parmakları gibi kenetlenirsek hayal ettiğimizden daha erken bir vakitte, hepsini de tamamladığımızı görürüz."
Erdoğan, milletin bu başarı hikayesini sadece son bir asırda bile defalarca yazdığına işaret ederek, "Çanakkale'de yazdı. Kut'ül Amare'de yazdı. Milli Mücadele'de yazdı. Demokrat Partiyi iktidara getirerek yazdı. Her darbenin ardından milli iradeye sahip çıkarak yazdı. Kıbrıs'taki soydaşlarını zulme terk etmeyerek yazdı. İstiklaline kast eden terör örgütlerinin başını ezerek yazdı. Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde yazdı ve bütün bu destanları yazarken terör örgütlerini inlerinde işini bitirdi. Son 21 yılda verdiğimiz her mücadelede yanımızda yer alarak yazdı." ifadelerini kullandı.
Milletin şimdi de bu başarı hikayesini, ülkenin siyasi kazanımlarını ekonomik hedeflerle taçlandırdıkları kritik bir dönemde yine kendilerini destekleyerek yazdığını belirten Erdoğan, "Gün doğar gün batar, burası Anadolu'dur / Zaman yorulur gönül yorulmaz" dizelerini okuyarak, zaman yorulsa da ülkeye ve millete hizmet aşkıyla yanan gönüllerinin asla yorulmayacağını dile getirdi.
"Türkiye Yüzyılı'nın basamaklarını beraberce çıkmaya devam edeceğiz"
Erdoğan, Türkiye'ye kazandıracak çok eserin, millete yapacak çok hizmetin olduğunu, bunu bir hamaset olarak değil inandıkları bir hakikat olarak ifade ettiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Daha kendine, başında bulunduğu yapıya, her seferinde umutlarını gömdüğü kesimlere bir hayrı dokunmayanların, bu gönül sadasını, bu hizmet aşkını, bu adanmışlık duygusunu anlaması mümkün değildir. Bunların kulakları Batılı efendilerinin fısıltıları dışında her söze, gözleri ikbal hırsı dışında her şeye kapalıdır. İşte bu sebeple biz hep sözümüzü milletimize söylüyor, derdimizi insanımıza döküyoruz. Milletimizle birlikte yaşadığımız ve yazdığımız her başarı hikayesinden sonra olduğu gibi 'Bismillah' diyerek çıktığımız her yeni yolculuk öncesi de bu muhasebeyi yapmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz."
Erdoğan, tüm vatandaşlara bugüne kadar gösterdiği sabrı, vefası, fedakarlığı için şükranlarını sunarak, bu tarihi dönemeci de başarıyla tamamladıktan sonra Türkiye Yüzyılı'nın basamaklarını beraberce çıkmaya devam edeceklerini bildirdi.
Türkiye'nin hedeflerinin ve potansiyelinin büyüklüğünden bahsederken, bunları demagoji olsun diye söylemediklerini, katıldıkları programlarda ve ziyaret ettikleri illerde ülkenin gerçeklerine bizzat şahit olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Siyaseti, Ankara'da koltuk kavgası vermek olarak görenler bunu anlamasa da savunmadan turizme, tarımdan enerjiye, güvenlikten adalete kadar her alanda Türkiye destan yazmaktadır. Geride bıraktığımız iki haftalık süreçte iştirak ettiğimiz etkinliklerde bu hakikati tekrar görme fırsatı bulduk." diye konuştu.
Erdoğan, son Kabine Toplantısı'nın ardından eğitimlerini başarıyla tamamlayan 1102 hakim ve savcının kura törenine katıldığını, törende Türkiye'nin adalet hizmetlerinde aldığı mesafeyi hatırladıklarını hem de gelecek döneme dair hedefleri kamuoyuna ilan ettiklerini kaydetti.
"Hamlemizi önümüzdeki dönemde yapacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclisimizin açılmasıyla birlikte başta başörtüsü ve ailenin korunması düzenlemesi olmak üzere milletimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Türk demokrasisini darbe anayasasından kurtararak sivil ve özgürlükçü bir anayasayla buluşturmak istiyoruz. Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla istişare içinde bununla ilgili hamlemizi önümüzdeki dönemde yapacağız." diye konuştu.
Ankara'da Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, Filistin davasına ve Filistin halkının mücadelesine verdikleri güçlü desteği bir kez daha yenilediklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye'nin ülkemizin ev sahipliğinde bir araya gelmesi, bu ziyarete farklı bir boyut katmıştır. Filistinli kardeşlerimizin aralarındaki ihtilafları gidererek güç birliği yapmasından duyacağımız memnuniyeti her iki dostumuza açıkça ifade ettim." şeklinde konuştu.