Denizli'de yüksek teknolojili tekstil ürünleri geliştirerek Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) "ihracatın gizli şampiyonları" listesine girmeyi başaran iş adamı İsa Dal, bisiklet ve yamaç paraşütü tutkusunun şekil verdiği hayat tarzıyla da farklı bir portre çiziyor.
Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde, cadde üzerindeki ofisine sabah saatlerinde bisikletiyle gelen Dal, İspanya, Belçika, İzmir ve İstanbul'daki Ar-Ge merkezleriyle yenilikçi tekstil ürünleri geliştirmek için çalışıyor. Dal, başkanlığını yürüttüğü Dakotek şirketiyle 2010 yılından bu yana karides kabuğundan antimikrobiyal tekstil ürünleri, geç tutuşur itfaiye ve hapishane kumaşları, Kırım Kongo hastalığına karşı kene kovucu kumaş, Zika virüsüne karşı hamileleri sivrisineklerden koruyan giysi gibi çok sayıda fonksiyonel ürüne imza atmayı başardı.
Son olarak Pamukkale Üniversitesi mühendislik ve tıp fakülteleriyle birlikte yatalak hastalarda oluşan bası yaralarını engelleyici çarşaf geliştiren Dal ve ekibi, bu projeyle TOBB'un belirlediği İhracatın Gizli Şampiyonları listesinde "üniversite sanayi işbirliği" alanında ödüle layık görüldü.
İş hayatında olduğu gibi özel hayatında da farklı bir çizgiye sahip olan İsa Dal'ın hikayesi anne ve babasının Almanya'da tekstil fabrikasında işçi olarak başlamasıyla değişti.
Göç hikayeleri diğer ailelerden farklı gelişen Dal ailesinde ilk olarak anne, Bavyera Eyaleti'ne giderek bir tekstil fabrikasında çalışmaya başladı. Annesinin ailesini yanına istemesiyle bu ülkeye giden İsa Dal, ilkokul çağına geldiğinde eğitim için Türkiye'ye gönderildi.
Lise çağında bilgisayar şirketi kurdu
Eğitim hayatı boyunca Almanya ve Türkiye arasında mekik dokuyan Dal, yaşadığı dil sorunları nedeniyle bir türlü istediği eğitim olanaklarına sahip olamadı ve liseyi bırakarak bir bilgisayar şirketi kurdu.
Hızla büyüyen şirketin ulusal çapta tanınır hale gelmesiyle motivasyonu artan Dal, liseyi dışarıdan bitirerek girdiği sınavla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazandı.
Üniversite okuduğu sırada da konfeksiyon atölyesi kuran ve ikinci iş olarak otellerde çalışan Dal, 5 Nisan kararları sonrası şirketini kapattıktan sonra askere gitti.
Denizli'de bir tekstil şirketinde profesyonel yöneticilik kariyerine başlayan Dal, 1998 yılında kendi şirketini kurdu.
Oteller ve SPA merkezleri için geliştirdiği banyo tekstili ürünleriyle tanınmaya başlayan Dal, 55 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. 2010 sonrası teknik tekstillerde uzmanlaşma kararı alarak antibakteriyel kumaşlar geliştiren Dal, pazara sunduğu her üründen elde ettiği gelirle bir sonraki Ar-Ge projesini fonlayarak işlerini geliştirdi.
İsa Dal, AA muhabirine, şirket bünyesinde 14 kişilik tasarım ve Ar-Ge kadrosunun dünyada belli başlı tekstil Ar-Ge laboratuvarlarıyla iş birliği yaptığını, Avrupa'daki müşterilerden gelen talebe göre fonksiyonel tekstil ve giyim ürünleri ürettiklerini söyledi.
Bebekler için koruyucu tekstil
Üretim hatlarının bulunmadığını, geliştirdikleri ürünleri kentteki uygun fabrikalarda ürettirdiklerini ve ihracat yaptıklarını anlatan Dal, geçen yıl 5,5 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirdiklekrini anlattı.
Halen 12 proje üzerinde çalışan ekibinin geleceğin giyim ürünlerini tasarladığını anlatan Dal, şöyle konuştu:
"Yatalak hastalar için ürettiğimiz bası yaralarını engelleyen alez, 9 ülkede satılmaya başlandı. 20'nin üzerinde ülkeyle de satış sözleşmesi imzaladık. Buradan 1 milyon dolarlık bir ciro bekliyoruz. Pamuktan 4 kat daha yüksek su emme ve buharlaştırma kapasitesine sahip bu kumaşın yanık tedavisinde ve çok terleyen insanlar için de farklı tasarımlarını yapacağız.
Sadece medikal değil örneğin itfaiyeciler ve çelik yelek giyen güvenlik görevlileri için iç çamaşırı olarak da tasarım yapıyoruz. Buradan elde edeceğimiz gelirle de bebek tekstilinde yenilikçi bir projeyi fonlayacağız. Radyasyon ve elektromanyetik alan kirliliğine karşı koruyucu, anti stres özelliğe sahip ev tekstilleri geliştirdik. İlk testler olumlu netice verdi. Bu ürünlerin ciro hedefi çok daha yüksek olacak."
Yamaç paraşütüyle atlıyor, bisiklete biniyor
İsa Dal, 20 yıldır yamaç paraşütü ve 7 yıldır bisiklet sporuyla uğraştığını belirtti. İş yerine gelip giderken ve şehir içi ulaşımda bisikleti tercih ettiğini dile getiren Dal, otomobilini ise sadece şehirler arası yolculukta ya da statü sembolü olarak müşterileri geldiğinde kullandığını anlattı.
Daha sağlıklı düşünmek ve problemlere hızlı çözüm bulmanın yolunun sürekli spor yapmaktan geçtiğini ifade eden Dal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beyninizin kapasitesi ona sunduğunuz oksijenle doğrudan ilgili, ne kadar oksijen pompalarsanız beyniniz o kadar iyi çalışır. Bir iş adamı, hormonal dengesini sporla desteklemiyorsa problemler oluştuğu zaman çözüm bulma noktasında kısır kalabiliyor. Bisikletin iş hayatıma net olumlu etkileri var. Yamaç paraşütü ise benim için bir özgürlük alanı. Uçarken kendimi kuş gibi hissediyorum. Önemli olan insanın dinlenmesi. Dinlenme de uyuyarak veya plajda yatarak değil odaklanılan işten tamamen sıyrılarak bambaşka bir şeyi düşünerek oluyor. İşle yatıp kalkıyorsanız bir soruna çözüm bulmanız mümkün değil."
İsa Dal, son olarak çeşitli gazetelerde yazdığı köşe yazıları ve deneyimlerini aktardığı "Başkanın Seyir Defteri" isimli kitabının gelirini de meslek lisesinde eğitim gören çocuklara bağışladığını söyledi.