Habertürk Ekonomi Yazarı Abdurrahman Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Doğan Holding Murahhas Üyesi & CEO Çağlar Göğüş, İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci, DEİK Asya Pasifik Bölgesi Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı konuşmacı olarak katıldı.
RCEP İLE BÖLGEDE YENİ İHRACAT PAZARLARI AÇILABİLİR
Jak Eskinazi, 2020 yılının başında Davos Zirvesi’nden çıkan ortak çağrıyı hatırlattı: “Toplumun sorunlarını sadece konuşmak yeterli değil, sorunların ciddiye alınması ve çözümlere yatırım yapılması gerekiyor.” ve şöyle devam etti:
“Arkamızda bizi yaşatabilecek tek zenginliğimizin, ürettiğimiz katma değerler olacağını unutmamalıyız. İşte bu yüzden, çağa ayak uydurmalıyız. Küresel tedarik zinciri değişiyor. Ülkeler pandemide tek pazara bağımlılığın sıkıntılarını gördü. Bu yüzden yeni bölgesel hatların oluşturulması için adımlar atılıyor. Çok yakın bir süreçte Çin’in de aralarında olduğu 15 Asya Pasifik ülkesinin imza attığı tarihin en büyük ticaret anlaşması RCEP de (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) tedarik zincirleri için alınmış bir önlem. Anlaşma aynı zamanda dünya ticareti için çok önemli mesajlar barındırıyor. RCEP’e imza atan 15 ülkeyle dış ticaretimizi geliştirebilirsek, ülkemize de bölgede yeni ihracat pazarları açılabilir.”
ASYA-PASİFİK’E İHRACATI ARTIRMA STRATEJİSİ: İZMİR SERBEST ŞEHİR OLMALI
Eskinazi’ye göre Türkiye’nin en büyük avantajı RCEP’e dahil olan üç ülke Singapur, Malezya ve Güney Kore’yle serbest ticaret anlaşmasının olması.
“Bunun yanı sıra RCEP ülkelerinde yatırım, üretim ve ihracat yapacak Türk firmaları için yeni bir devlet destek mekanizması hızlı bir şekilde hayata geçirilirse çok büyük kazanımlar elde edebiliriz. Ticaret Bakanlığı’nın yeni uygulamaya koyduğu Lojistik Merkezleri desteği, RCEP ülkelerine özel kurgulanmalı. İzmir, “Serbest Şehir” olması halinde RCEP ülkelerinden yatırım çekeceği gibi, İzmir Limanlarının, RCEP ülkelerinin Batı’ya açılma kapısı da olabilir. Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmasına daha geniş bir perspektiften bakmalıyız. RCEP, aslında 3 milyarın üzerinde tüketiciye sahip Asya-Pasifik bölgesine ihracatımızı artırma stratejimizin en önemli basamağı. Birçok ülke sürdürülebilir kalkınma stratejileri doğrultusunda tedarik zincirleriyle ilgili somut adımlar atmaya başladı ve bizde bu adımlardan doğacak fırsatları iyi bir şekilde değerlendirmeliyiz.”
YOL HARİTASI “YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ”
“İçinde bulunduğumuz tüketim toplumunu, hep birlikte türetim toplumuna dönüştürmeliyiz.” diyen Eskinazi, inovasyon kelimesini belirleyen alt başlıkları; insan hakları, çocuk işçiliği, iklim ve doğal kaynakları koruma olarak sıralıyor.
“Üstümüze büyük görevler düşüyor. Dünyanın en büyük karbondioksit üreticisi ve küresel karbon salınımının yüzde 28'inden sorumlu olan Çin, 2060’a kadar karbon salınımını sıfıra indirmeyi hedefliyor. Doğal kaynakların hızla tükendiği ve ekonomik sürdürülebilirliğin vazgeçilmez bir unsur olduğu günümüzde yeşil tedarik zincirinin önemi gittikçe artıyor. Atık yönetimini kolaylaştıran, daha az kirleten üretim sistemleri tasarlamalı, çevresel riskleri baz alarak hareket etmeliyiz. Sosyal sorumluluk bilinciyle süreçleri olabildiğince iyileştirmeye odaklanmalıyız. Dijitalleşme bu noktada katalizör olacaktır. Türkiye’nin, rekabet gücünü sürdürebilmesi için mevcut altyapıya yeni teknolojiler ekleyerek verimliliğini artırması ve Endüstri 4.0 tabanlı sistemlerin hızla kurulması, en önemli gündem maddemiz olmalı. Çünkü artık akıllı üretim çağındayız ve akıllı uzmanlaşmalıyız. Teknolojiyi lehimize kullanmak için tüm olasılıkları keşfetmeliyiz.”
YÜKSEK TASARRUF, AZ MALİYET, İZLENEBİLİRLİK
Jak Eskinazi, dijitalleşmenin yeni hizmetler yaratmak ve var olan sorunları çözmek adına muazzam bir potansiyel sunduğu görüşünde.
“Hem hizmet kalitesini hem verimliliği artıran kapsamlı ve uzun vadede kazandıran bir süreç. Sadece dijitalleşen firmalar uçtan uca entegrasyon ile müşterilerinin taleplerine her an cevap verebiliyor. Üretimden siparişe kadar her şey A’dan Z’ye birbirine bağlı, kontrol altında ve planlı bir şekilde ilerletilebiliyor. Bu sayede firmaların maliyetleri azalıyor ve yüksek oranda tasarruf sağlanıyor. Önümüzdeki dönemde global ticaret yollarının yüzde 90’ı değişecek. Yeni pazarlara açılmak isteyen işletmeler için büyümenin anahtarı “dijitalleşme”. Dünya e-ticaret üzerine kuruluyor. Bunu pandemi döneminde daha net gördük. Koronavirüs, dünyayı çevrim içi bir pazar haline getirdi ve bu dönemde dijitale yatırım yapmayan şirketler kaybetti. Dünyanın en hızlı büyüyen sektörü e-ticarette son dönemde yüzde 100’lere varan büyümeler yaşandı. Ve e-ticaret pazarı şu an 4 trilyon dolara ulaştı.”
E-TİCARET PAZARI 2022’DE 6,5 TRİLYON DOLARA ULAŞACAK
Eskinazi e-ticaret sektörünün ekonominin belkemiği KOBİ’lerle hızlı büyüyebileceğini, KOBİ’lerin e-ticarete geçişiyle e-ihracatın da gelişeceğini söyledi.
“Dünyada e-ticaret pazarının 2022’de 6,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu fırsatı kesinlikle değerlendirmeliyiz. Özellikle e-ticarette sosyal ağların kullanılması, satış kanallarının oluşturulmasıyla artık s-ticareti yani sosyal ticareti konuşuyoruz. Sosyal medya, e-ticaret satışını artıran bir güç olarak önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edecek. Mevcut dünya koşullarına uygun içerikleri kullanmalı, tüketicileri marka hikayemize dahil etmeliyiz. Türkiye, küresel virüs salgınına karşı en başından beri aldığı güçlü önlemler sayesinde, süreci yönetme becerisiyle, ticarette geliştirdiği yeni yöntemlerle pandemi krizinin dikkat çeken ülkelerinden birisi oldu. Salgının dünya ekonomisini ağır bir şekilde sarstığı şu süreçte, Türkiye ekonomisi, 2020 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 oranında büyüdü. Her sene teknoloji trendleriyle ilgili ciddi öngörüler veren Hype Cycle 2020 grafiğine göre, sosyal mesafe teknolojileri şu anda dünyanın en zirvesinde.”
EİB’İN DİJİTAL AJANDASI YOĞUN: SANAL DIŞ TİCARET HEYETLERİ, DİJİTAL FİRMA ZİYARETLERİ, SANAL FUARLAR
Ege İhracatçı Birlikleri’nin dijital fuarcılıkta Türkiye’de ve dünyada öncü olduğunu anlatan Eskinazi, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Vietnam’a sanal sektörel ticaret heyetleri düzenlendiğini Avrupa pazarı için çalışmaların devam ettiğini açıkladı.
“Dünyanın en önemli Endüstri 4.0 bölgesi Bavyera’ya dijital firma ziyaretleri etkinliği ve iş forumu organize ettik. Blockchain teknolojisi artık her yerde, dünyadaki bütün endüstrilerde, tedarik zincirlerinde ve lojistikte kullanılıyor. 2020’nin başında Sürdürülebilirlik, Blockchain ve Dijital dönüşüm çalışma gruplarını kurduk. Birliğimizin hizmetlerini, faaliyetlerini dijital ortama aktarmayı ve hızlandırmayı, üyelerimizin dijital ekosistemin önemli oyuncuları olmalarını istiyoruz. Bu yüzden birlik üyelerimiz için bir ticaret platformu oluşturuyoruz ve eğitim programları planlıyoruz. Bu yolda bizim için kadın ihracatçılarımızın emeğinin ve çabasının yeri çok ayrı. İş’te Kadın cephesinde Binyaprak İş’te Kadın dijital deneyim platformunun İzmir Çemberi’nin kuruluşuna destek veriyoruz. Kadın ihracatçılarımızın deneyimlerini paylaşacakları özel bir içerik üretip, ihracata yönelmek isteyenlere rehberlik edecek bir mentorluk programını hayata geçireceğiz.”
“YENİLİKÇİ DÜŞÜNCENİN GÜCÜ BİZİ ONLARCA ADIM ÖTEYE GEÇİRECEKTİR”
Jak Eskinazi, “Sürdürülebilirliği yurtiçi ve yurtdışı konuşmacılarla ele aldığımız webinar serileri, online eğitim programları yapıyor ve yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Taleplere hızlı bir şekilde çözüm üreterek, tüketicilerimizi iyi dinleyerek, online pazar yerlerinde iyi iletişim kurarak ilerliyoruz. Yeni seçenekleri değerlendirmeye cesaret edenler daha verimli hale gelecek, diğerleri ise rekabetin çok gerisinde kalacaklar. Dijitalleşme hamlelerimiz, yenilikçi düşüncenin gücü bizi onlarca adım öne geçirecektir. Bu yüzden her firma güncel bir pazar stratejisiyle hareket ederek çağı yakalamalı. Türkiye, Avrupa ülkelerine yakınlığı, güçlü ulaşım-lojistik ağı, sağlık sistemi ve ekipmanlarının yeterliliği, kriz durumunda ürün ve hizmetlere hızlı erişebilmesi, nitelikli iş gücüyle küresel üretim gücü olacak potansiyele sahip. Ancak rakip pazarları geride bırakabilmek için katma değerli ürünlere, dijitalleşmeye daha çok ağırlık vermeliyiz.” diye konuştu.