TÜİK’in Mayıs ayında tüketici fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde %75,45 artış kaydederken, Mayıs ayı enflasyonunun %3.37 olarak açıklandığına dikkat çeken Taşkın, “Ne yazık ki marketlerin, çarşının, pazarın fiyat artışlarıyla TÜİK’in fiyat artış oranları çelişkili!” sözleriyle şu ifadelere yer verdi:
“Enflasyonun düşmesini, memur ve emeklilerin yaşamlarının insanca yaşayabilecekleri seviyeye çıkmasını gönülden arzuluyoruz. Bunun içinde kamu çalışanları olarak özveriyi yine bizler yapıyoruz. Yüksek vergi oranlarıyla vergi altında ezilen kamu çalışanlarıdır. Ancak vergi istisna ve muafiyetlerinden yararlanan, vergi borçları silinen holdingler oluyor! Devlet, vatandaşları arasında sınıf ayrımcılığı yapmamalı; az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak suretiyle adaleti sağlamalıdır. Vergi adaletinin sağlanamadığı, gelir dağılımının adil biçimde yapılamadığı müddetçe dar ve sabit gelirli memur ve emeklilerin hiçbir şekilde yaşam şartlarının iyileştirilmesi mümkün olamayacaktır.
Enflasyon Ocak ayından itibaren yükselişini hiç kesmedi. Ocak’ta %6.7, Şubat’ta 4,53, Mart ayında %3.16, Nisan’da %3.18, Mayıs ayında %3.37 olan enflasyon memur ve emeklinin cebindeki parayı bu oranlarda alıp götürüyor. Kamu çalışanları ve emekliler her geçen gün yoksullaşıyor. Ancak maaş zamlarına gelince gerekli iyileştirme yapılmıyor. Maaş zamları gündeme geldiğinde TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı dikkate alınırken, piyasaya vuran ENAĞ’ın açıkladığı enflasyon oluyor! 2023 yılında 5.950 olarak açıklanan kurban kesim bedelinin 2024 yılında 11.500 TL olarak açıklanması bile enflasyon karşılaştırması açısından önemlidir. Bu gösterge memur ve emeklilere yapılan maaş zamlarının enflasyonun altında olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Mayıs ayında açlık sınırı 18 bin 969 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 61 bin 788 TL’ye yükseldi. Bu veriler karşısında memur ve emekli aldığı maaşla nasıl geçinebilir? Bu nedenlerle her zaman ifade ettiğimiz gibi bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki memur ve emeklinin yaşam şartlarının iyileştirilmesi için; vergi oranının %10-15 aralığında sabitlenmesi, vergi diliminin yükseltilmesi, enflasyon farklarının 6 ayda bir yerine her ay maaşa yansıtılması, refah payı verilmesi gereklidir ve artık bu şartlarda kaçınılmaz olmuştur. “