Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, AA muhabirinin ekonomideki son gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin geçen yıldan bu yana yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı yeni bir ekonomik modele geçtiğini, bu modeli desteklemek amacıyla faizlerin de aşağıya çekilmeye başladığını anlatan Asmalı, MÜSİAD olarak ilk andan itibaren faiz indirimine destek verdiklerini söyledi.
Asmalı, kendilerinin faiz getirisine değil, maliyet tarafına baktıklarını vurgulayarak, "Faizlerin düşük olması yatırımcının daha az maliyetle borçlanması anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) ekonomik büyümeyi destekleyici adımlarını doğru buluyoruz." ifadesini kullandı.
Yeni ekonomi modelinin ilk yansımasını, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 ile Avrupa ve OECD ortalamaları ve Çin'in üzerinde bir büyümeyle gösterdiğini belirten Asmalı, buna bağlı olarak işsizlik oranının da gerilediğini hatırlattı.
Asmalı, Türkiye'nin özellikle salgın döneminde oluşan tedarik zinciri şartlarında kendisine sunulan fırsatları iyi değerlendirdiğini, bu sayede sanayide üretim artışları yaşandığını kaydetti. İhracatta bu yıl 250 milyar dolar, gelecek yıl da 300 milyar dolarlık bir hedefin ortaya konduğunu aktaran Asmalı, üreticiler ve sanayicilerin yeni üretim tesisleri ve yatırım yapması gereken bir sürece girildiğini ifade etti.
"ENFLASYON, ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN EN ÖNEMLİ MÜCADELE ALANI"
Mahmut Asmalı, ekonomide büyüme, işsizlik gibi iyi giden yanlar olduğu kadar, enflasyon gibi sorunlu alanlar da bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Enflasyonun, önümüzdeki dönemin en önemli mücadele alanı olması gerek. Kısmen parasal genişleme yapıp, büyümeyi teşvik ettiğinizde enflasyonu bir miktar artırırsınız ama (beklenenin üzerinde enflasyon için) bu tek başına yeterli bir gerekçe değil. Enflasyon sadece ülkemizin değil gelişmiş ülkelerin, tüm dünyanın bir sorunu. Dünya enflasyon ortalaması yüzde 13,1'lere geldi. Gelişmiş ülkeler tarihindeki 40 yılın zirvelerini yaşıyor. Özellikle enerji, emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar enflasyonu tetikledi."
Enflasyon üzerinde görülen döviz kuru etkisine de işaret eden Asmalı, yatırım için sunulan imkanları döviz stokuna çevirmenin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Asmalı, "TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, bir vakıa olarak İstanbul Sanayi Odası'nda yılbaşından bu yana üretim, yatırım, istihdam için verilen ucuz kredilerin birtakım işadamlarımız, sanayicilerimiz tarafından amacı dışında kullanıldığını söyledi. Dolayısıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve TCMB'nin geç de olsa aldığı tedbirleri çok olumlu buluyoruz. KOBİ'lerin, işadamlarının yatırım yapma noktasında bu kadar iştahı varken, bu kadar sermayeye ihtiyaç duyulan bir dönemde ucuz kredilerin amacı dışında kullanılması kabul edilemez. Bu ne vatanseverlikle bağdaşır, ne ülkeyi sevmekle bağdaşır." diye konuştu.
"BANKALAR 'KÂRLILIĞIMIZ AZALACAK' DİYE KREDİ MUSLUKLARINI KISMA CİHETİNE GİTMESİNLER"
MÜSİAD Başkanı Asmalı, TCMB'nin faiz indirimi ve akabinde ticari kredilere ilişkin açıkladığı makro ihtiyati tedbirlere değinerek, atılan son adımların bankaları da etkilediğini söyledi.
Bankaların yüzde 400'lere varan rekor karlar açıkladığından bahseden Asmalı, "Buradan bankalara çağrıda bulunmak istiyorum, 'kârlılığımız azalacak' diye kredi musluklarını kısma cihetine gitmesinler. Biraz daha az kazansınlar. Türkiye ve tüm dünya bu kadar kritik bir süreçten geçerken, 'kârım azalıyor' diye para musluklarını kısmaları kabul edilemez bir davranış olur." dedi.
Asmalı, MÜSİAD olarak döviz kurunun ihracatçıyı mutlu etmesi, ithalatçıyı özendirmemesi ve oynaklığının az olması gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
Döviz kurunun stabil hale gelmesi için devreye alınan kur korumalı mevduat hesabı ve diğer adımları doğru bulduklarını belirten Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin döviz girişi turizmdir, ihracattır, yabancı yatırımlardır. Bugün itibarıyla Allah'a şükür turizmde çok hareketli bir dönem yaşıyoruz. Otel doluluk oranları yüzde 100'e yakın. Üretim çarklarımız da dönüyor. Son iki aydır ülkemize gelen doğrudan yatırımlarda da ciddi artışlar var. Ülkemiz son derece iyi altyapı, üstyapı, yetişmiş insan gücüne sahip. Tüm bunlara baktığımız zaman, yavaşlayan hatta resesyonun konuşulmaya başlandığı Avrupa'dan ve dünyanın birçok ülkesinden yatırımcılar ülkemize gelmeye başlıyor. Bizim üyelerimize bu manada çok ciddi teklifler yapılıyor. Büyük sanayiciler yer bakıyorlar."
Anadolu'da büyümek, yatırım yapmak isteyen sanayicilerin arsa talebi bulunduğunu aktaran Asmalı, sanayi imarlı arsa arzının artırılmasının, yabancı yatırımları da ivmelendireceğini öne sürdü.
Sanayi yatırımlarında ölçeklerin artık çok büyük olduğuna dikkati çeken Asmalı, "10 bin, 20 bin değil, şu anda üyelerimiz minimum 100 bin, 150 bin, 200 bin, 300 bin metrekarelik alanlara entegre tesis kurmak istiyor. Üretim ekonomisinde yeni bir sayfa açmak istiyorsak, üretim kapasitelerimizi de çok yukarılara çekmeliyiz. Bugün ABD'den mobilya siparişi 5 milyar dolar mertebesinde. Bunun üretim kapasitesinin de çok yüksek olması lazım." şeklinde konuştu.
MÜSİAD ÜYELERİNDEN 2022'DE 40 MİLYAR LİRALIK YATIRIM
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, geçen yıl üyeleriyle Anadolu Yatırım Üretim Hareketini başlattıklarını anımsatarak, 2022 için yaklaşık 25 milyar liralık hedef ortaya koyduklarını, yapılan revizelerle bu rakamın 40 milyar lira seviyesine yükseldiğini kaydetti.
Bu yatırımlarla yaklaşık 40 bin kişiye istihdam sağlanmasının planlandığını aktaran Asmalı, "Ülkemizin 40 şehrinde otomotivden tekstile kadar birçok sektörde üyelerimizin yatırım iştahı var. Bunların şu anda temeli atıldı, tesisler bitti. Makine yerleşimleri başlayan tesislerimiz var." dedi.
Asmalı, konuşmasında Rusya-Ukrayna savaşının ekonomik etkilerine de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rusya ve Ukrayna, özellikle gıda ve enerjide dünyanın önemli tedarik merkezleri. Rus gazı özellikle Avrupa'nın hem konutlarını hem sanayisini besleyen çok önemli bir enerji kaynağı. Rusya'nın gaz vanalarını kısması ile özellikle Almanya tarihinde ilk defa dış ticaret açığı verdi. Üretim çarklarının durmasına yol açacak bir noktaya geldi. Avrupa için bu kışın zor geçeceği söyleniyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çok büyük gayret ve çabaları sonucunda bir tahıl koridoru oluşturularak dünyada tahıl ve gıda krizinin önüne geçildi. Türkiye, savaşın en başından itibaren 'Biz ne Ukrayna'dan, ne Rusya'dan vazgeçeriz' dedi ve dengeli bir politikayla bugünlere geldik. İnşallah Cumhurbaşkanımız, iki lideri İstanbul'da buluşturup bir barış sürecine imza atarsa Nobel Barış Ödülü alması gereken bir lider olarak değerlendirebiliriz."