İSTANBUL (AA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, dijital geleceği başarmak zorunda olduklarını belirterek, "Çünkü artık küresel rekabetin yeni bir boyutu, yeni bir ismi var. O da tüm zaman, mekan, üretim ve pazarlama imkanlarını değiştiren sanal rekabettir." dedi.
Avdagiç, Anadolu Ajansı'nın (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, MÜSİAD tarafından 2 yılda bir düzenlenen ve bu yıl "Dijital Gelecek" temasıyla gerçekleştirilen Vizyoner Zirvesi'ne katıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Avdagiç, Vizyoner 2019 için "Dijital Gelecek" temasının seçilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade ederek, MÜSİAD'ın, Türkiye için hayati öneme sahip bir konuyu ele aldığını ve doğru yolu işaret ettiğini söyledi.
Artık oyunun kurallarının yeniden yazıldığını ve yeni bir model geliştiğini belirten Avdagiç, "Bunun adı, MÜSİAD'ın bugün altını kalın çizgilerle çizdiği dijital gelecektir, dijital dönüşümdür, dijital ekonomidir, dijital çağdır, dijital toplumdur. Ancak şunu unutmamalıyız; dijital gelecek artık yaşamakta olduğumuz bir gelecektir." şeklinde konuştu.
Avdagiç, bunun somut örneklerini eğitimden kültüre, ticaretten siyasete, gündelik hayattan çalışma hayatına kadar her safhada gördüklerine işaret ederek, nesnelerin interneti, büyük veri, sosyal medya, sanallaştırma, bulut bilişim ve 3 boyutlu yazıcılar gibi gelişmelere değindi.
Dijital geleceğin ancak dijital dönüşümle mümkün olacağını vurgulayan Avdagiç, "Dijital dönüşüm ise insan zihninin, üretim anlayışının, inovatif yaklaşımının dönüşmesiyle sağlanabilir. Biz ancak bu şekilde ekonomik kalkınmamızda bilgiyi, değişimin ve gelişimin öncüsü yapabiliriz." ifadelerini kullandı.
- "Teknolojinin öncüsü ve dijital şirket olmak zorundayız"
Şekib Avdagiç, dijital geleceği başarmak zorunda olduklarını belirterek, "Çünkü artık küresel rekabetin yeni bir boyutu, yeni bir ismi var. O da tüm zaman, mekan, üretim ve pazarlama imkanlarını değiştiren sanal rekabettir. Dijital çağın aktörü olmak ancak sanal rekabetin üstün aktörü olmaya bağlıdır." dedi.
Dijital çağa ayak uydurmanın iki temel şartı olduğunu vurgulayan Kaan, şunları kaydetti:
"Birincisi, teknolojinin öncüsü olacaksınız, ithal teknolojiye bağımlı olmayacaksınız, olabildiğince az bağımlı olacaksınız. Kendi teknolojinizle üreteceksiniz. Bunu da ancak Milli Teknoloji hamlesiyle başarabiliriz. İkincisi de dijital şirket olmayı başarmalıyız. Bu olmazsa olmazdır. Çünkü teknolojik üstünlük ve güç, tek başına bir anlam ifade etmez. Çalışma anlayışımızı da bu şekle ve ruha büründürmek mecburiyetindeyiz. Artık veri analitiğinde üstün olan, yapay zeka ve robotik alanda ileri gidebilen, bu yönde büyük Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlar yapan kazanacak."
- "Dijital dönüşümün ekonomiye net faydası 30 trilyon dolar olacak"
İTO Başkanı Avdagiç, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir araştırmada, dijital dönüşümün sosyal ve ekonomik açıdan 10 yıl içinde 100 trilyon dolar değer oluşturmasının beklendiğinin ortaya çıktığını kaydetti.
Dönüşümün ekonomiye net faydasının ise 30 trilyon dolar olacağının tahmin edildiğini aktaran Avdagiç, "Türkiye, bunun dışında kalamaz, buradan payını almalıdır." dedi. Avdagiç, bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın dijital değişim ve dönüşüme yol gösterecek çalışmalarını çok önemli bulduklarını vurguladı.
Türkiye olarak dijital geleceğe geç kalma gibi bir lükslerinin bulunmadığını vurgulayan Avdagiç, "Bunu başarmak zorundayız. Özel sektörün gayretleri ve devletimizin öncülüğünde hep birlikte başarmak zorundayız." dedi.
- "Konutlarda akıllı cihazların varlığı her geçen gün artıyor"
Birevim Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çiftçi de etkinliğin ana sponsoru olduklarını belirterek, bu sponsorluktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Dijitalleşmenin getirdiği sonuçlara değinen Çiftçi, bu kapsamda her geçen yıl konutlarda akıllı cihazların, sanal sesli asistanların varlığının artacağını söyledi. Çiftçi, "Nesnelerin interneti sayesinde 2020'de 30 milyar cihazın birbiriyle bağlantılı olması ve 40 zetabayt veri üretmesi bekleniyor." dedi.
Konutlarda nesnelerin interneti sayesinde yaşanacak gelişmeler ve değişimlere işaret eden Çiftçi, ne kadar değişim yaşanırsa yaşansın, evi tam anlamıyla sıcak bir yuvaya dönüştüren tek şeyin "insani değerler" olacağını söyledi.
Çiftçi, Birevim olarak her zaman "insan odaklılıktan" söz ettiklerini, bu konuda ödün vermemeye çalıştıklarını, tasarruf kültürünü çok önemsediklerini vurguladı.
- "Tasarruf da dijitalleşme de zorunlu"
Murat Çiftçi, Türkiye'de 23 milyon aile bulunduğunu, her ay 100 bin kişiyi tasarruf anlayışı ve kültürüyle tanıştırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Hedefimiz 5 yılda 5 milyon ailenin birlikte tasarruf finansmanıyla ev veya araba hayallerine kavuşmasına vesile olmak. Bunun için dijitalleşme yolunda önemli yatırımlar yapıyoruz. İnsanı merkeze alan çözüm odaklı sosyal politikalar geliştirmek için de gayret sarf ediyoruz. Çünkü bu bizim için sadece ticari bir iş değil, aynı zamanda milli bir kalkınma modeli."
Çiftçi, Birevim'in, faizsiz finans kaynaklarına ulaşma arayışı sonucu doğduğunu, insanlara alternatif finansman hizmeti sunduklarını ve tasarruf kültürünün yaygınlaşması için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını anlattı.
Dijitalleşme kadar tasarrufun da zorunlu olduğunu vurgulayan Çiftçi, tasarrufun öneminin katılımcılara aktarılması ve bu konuda duyarlılığın artması için düzenledikleri etkinliklere değindi. Çiftçi, ocak ayında insan odaklı Finans ve Tasarruf Zirvesi gerçekleştireceklerini de bildirdi.