Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin son yıllarda içerde ve dışarıda yaşanan bir dizi şok karşısında oldukça dayanıklı bir performans gösterdiğini söyledi.
Küresel ekonomideki belirsizliklerin devam ettiği bir konjonktürde, Türkiye'nin dış şoklara ve döviz kuru oynaklığına karşı dayanıklılığını daha da artıracak ilave tedbirler üzerinde çalıştıklarını vurgulayan Şimşek, reel sektörün yabancı para cinsinden borçluluğuna ilişkin çalışmaları da bu kapsamda değerlendirdiklerini ifade etti.
Veriler yeni modelle takip edilecek
Bu kapsamda, öncelikle firmaların döviz yükümlülüklerinin sağlıklı ve süreklilik arz eden bir izleme ve etkin bir makro ihtiyati düzenleme çerçevesine kavuşturulmasının hedeflendiğini belirten Şimşek, Komitenin yönlendirmesiyle Merkez Bankasının koordinasyonunda bir süredir reel sektör ve bankalarla temas halinde çalışmaların yürütüldüğünü ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, bu çerçevede reel sektörün kur riskine yönelik sağlıklı bir gözetim imkanının oluşturulması ve doğru politikaların belirlenmesi için bir "sistemik risk veri takip modeli" üzerinde çalışıldığını belirtti.
İlk aşamada toplam yabancı para borcun yüzde 83’üne sahip olan 2 bin firmaya dair detaylı veri toplanacağına işaret eden Şimşek, "Böylelikle firmalarımızın hem stok döviz pozisyonu ve hem de kısa vadeli döviz nakit akışını izleyebilecek durumda olacağız. Oluşturulan veri seti aracılığıyla firmalarımızın doğal ve finansal korunmalarına dair bilgiler de toplanacak." şeklinde konuştu.
Çalışmalar son aşamaya geldi
Verilerin içeriği ve süreç hususunda çalışmaların sonuçlanma aşamasına geldiğini ifade eden Şimşek, bu modele başkanlığını yaptığı Finansal İstikrar Komitesinde son halinin verileceğini kaydetti.
Şimşek, "Veri aşaması tamamlandıktan sonra firmalarımızdan gelen bilgileri analiz ederek gerekirse teşvik ve makro ihtiyati düzenleme aşamasına geçmeyi planlıyoruz. Amacımız firmalarımızın riskini daha etkin bir şekilde yönetmesine katkıda bulunmak, firmalarımızı basiretli borçlanma ve etkin risk yönetimine teşvik etmek, bu alanda ilgili paydaşlarda farkındalık oluşturarak sağlıklı ve uzun soluklu bir çerçeve tesis etmek." değerlendirmesinde bulundu.