TCMB Para Politikası özetini yayımladı!

TCMB Para Politikası Kurulunun 25 Nisan'daki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Nisan ayına ilişkin veri akışı bayram tatili kesintisiyle net bir görüntü alınmasını zorlaştırsa da bu aya ilişkin yüksek frekanslı veriler ve saha gözlemleri yurt içi talepte dengelenmeye yönelik birtakım sinyaller içermektedir." ifadelerine yer verildi.

Özette, küresel büyüme görünümü yılın ilk çeyreğinde sınırlı bir iyileşme gösterirken, iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği belirtildi.

Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,1 ile 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğünün değerlendirildiği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:

"Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse birinci çeyrek Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Ayrıca ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer büyük ekonomilerden olumlu ayrışmıştır. Jeopolitik gelişmeler ve enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının sürdürülmesi 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir. Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri, küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılık dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez bankalarının da 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlamaları beklenmektedir. Ancak, enflasyonda gözlenen katılık, jeopolitik gelişmeler ve emtia fiyatlarına ilişkin risklerin artmasına bağlı olarak piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir."

Özette, diğer taraftan gelişmiş ekonomilerin büyüme, enflasyon görünümleri ve para politikalarına yönelik beklentilerin farklılaşmaya başladığı, artan küresel belirsizlik ile birlikte risk iştahının ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının son dönemde dalgalı bir seyir izlediği aktarıldı.

Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşulların önemli ölçüde sıkılaştığı belirtilen özette, şu ifadeler yer aldı:

"Söz konusu adımlar, politika faizinin mevduat ve kredi faizlerine aktarımını güçlendirmiştir. Türk lirası mevduat faizleri, önceki PPK toplantısı haftasından bu yana 1071 baz puan artarak, 19 Nisan itibarıyla yüzde 60,34 seviyesine yükselmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizlerindeki yükseliş de politika faiz oranlarındaki artışın ötesinde gerçekleşmiş, bu faizler sırasıyla 871 ve 554 baz puan artarak yüzde 68,29 ve yüzde 81,54 olarak gerçekleşmiştir Konut kredisi faizleri, 229 baz puan artış göstererek yüzde 44,94 seviyesine yükselirken taşıt kredisi faizleri son dönem kampanyaların etkisi ile 1933 baz puan azalarak 19 Nisan 2024 itibarıyla yüzde 23,76 olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan 6 Nisan 2024 tarihinde kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami akdi faiz oranlarının yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e yükseltilmesiyle, kredi kartı harcamalarının da kredi büyümesinde dengelenme sürecine katkı vermeye başladığı görülmektedir."

Özette, bununla birlikte, etkileri yakından takip edilen ve yurt içi talepte dengelenme süreci açısından önem taşıyan bir unsur olarak, düşük tutarlı tasarruf mevduatları ile yüksek tutarlı mevduatlara önerilen faizler arasındaki farkın artarak devam ettiğinin gözlendiği bildirildi.

Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği kaydedilen özette, "Uygulanan parasal ve miktarsal sıkılaştırıcı adımların etkisi ile bir önceki PPK döneminden bu yana belirgin şekilde yavaşlayan toplam kredi büyümesinin yurt içi talepteki dirençli seyri zayıflatması beklenmektedir. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması önceki PPK toplantısı haftasından bu yana azalarak, yüzde 4,12 seviyesinden yüzde 3,28 seviyesine gerilemiştir. Söz konusu oran, ihtiyaç kredilerinde yüzde 4,59’dan yüzde 2,49’a; bireysel kredi kartlarında ise yüzde 5,34’ten yüzde 5,01’e gerilemiştir." ifadesi kullanıldı.

Özette, şu bilgilere yer verildi:

"Taşıt kredilerindeki ortalama büyüme oranları negatif bölgede kalmaya devam etmiş ve önceki PPK toplantısı haftasından bu yana taşıt kredileri haftalık ortalama büyümesi yüzde -1,29 olarak gerçekleşmiştir. Türk lirası ticari kredilerde de yavaşlama devam etmiş, 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 3,34 seviyesinden yüzde 1,64 seviyesine gerilerken, kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerde bu oran yüzde 1,28 seviyesinden yüzde 2,89 seviyesine yükselmiştir."

"TCMB, makro finansal istikrarı koruyacak şekilde makro ihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam etmektedir"

Özette, TCMB'nin makro finansal istikrarı koruyacak şekilde makro ihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ettiği belirtildi.

Bu kapsamda, 6 Nisan 2024'te yapılan duyuruda, menkul kıymet tesisine tabi döviz yükümlülükleri için uygulanan tesis oranının yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürüldüğü ve kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisinin sonlandırıldığı anımsatılan özette, bunun yanında, yükümlülük için menkul kıymet tesisi uygulamasının yakın zamanda sonlandırılacağı bilgisinin paylaşıldığı kaydedildi.

Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Diğer taraftan, 25 Nisan 2024 tarihli duyuru ile Türk lirası mevduat payının artırılması ve kur korumalı mevduattan Türk lirası mevduata geçişin desteklenerek parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla, TL’ye geçiş ve ayrıca yenileme ile TL’ye geçiş hedeflerini sağlayan bankaların zorunlu karşılıklar üzerinden alacakları faizler politika faiz oranları ile ilişkilendirilerek kurala bağlanmıştır. Buna göre, TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz üst sınırının, politika faizinin yüzde 80’i olarak belirlenmesine karar verilmiş ve böylece söz konusu sınır yüzde 36 seviyesinden yüzde 40’a yükseltilmiştir. KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına yenileme ve TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz oranı üst sınırı ise politika faiz oranının yüzde 60’ı olarak belirlenerek yüzde 25 düzeyinden yüzde 30’a çıkarılmıştır. Bu sayede TL mevduatların finansal kesime olan maliyeti azaltılarak, mevduat faizinin daha yüksek bir seviyede oluşması ve dolayısıyla ekonomik birimlerin hem TL tasarruflarının hem de TL varlıklara olan talebinin artması amaçlanmaktadır. Zorunlu karşılıklara uygulanacak söz konusu faizlerin kurala bağlanmasıyla birlikte politika faizine bağlı uyarlamaların kendiliğinden olması hedeflenmiştir."

TCMB brüt uluslararası rezervlerinin önceki PPK toplantı haftasından bu yana 2,44 milyar dolar artarak 19 Nisan 2024 itibarıyla 126,3 milyar doları seviyesine yükseldiği bildirilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Küresel risk iştahındaki zayıflamaya karşın, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) mart ayı PPK kararı sonrası benzer gelişmekte olan ülke CDS primlerinden belirgin derecede olumlu ayrışarak 24 Nisan 2024 itibarıyla 310 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 24 Nisan itibarıyla sırasıyla yüzde 9,6 seviyesine gerilerken 12 ay vadeli kur oynaklığı yatay bir seyir izleyerek yüzde 20,1 seviyesinde gerçeklemiştir. 2023 yılı haziran ayından itibaren 2,27 milyar ABD doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına ve 3,62 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 5,89 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir."

Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verdi

Özette, tüketim malı ve altın ithalatındaki seyrin cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergelerin yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret ettiği belirtildi.

Şubat ayında, perakende satış hacim endeksinin aylık bazda yükseliş eğilimini sürdürdüğü, çeyreklik bazda da endeksin büyümesi hızlandığı aktarılan özette, ticaret satış hacim endeksinin ise aylık bazda artarken çeyreklik büyümesinin sınırlı olarak yavaşladığı bildirildi.

Özette, şubat ayına ait sektörel ciro ve hizmet üretim endekslerinin hizmetler sektörü faaliyetinde çeyreklik bazda ılımlı bir artışa işaret ettiği vurgulandı.

Bir önceki çeyrekte gerileyen imalat sanayi firmalarının kayıtlı iç piyasa siparişlerinin ücret güncellemelerinin gerçekleştiği yılın ilk çeyreğinde yeniden artış kaydettiği aktarılan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Kartla yapılan harcamalar ise artışını ilk çeyrekte sürdürmüştür. Bu çerçevede, talebin mevcut seviyesi enflasyon üzerinde bir risk unsuru olarak görülmeye devam etmektedir. Nisan ayına ilişkin veri akışı bayram tatili kesintisiyle net bir görüntü alınmasını zorlaştırsa da bu aya ilişkin yüksek frekanslı veriler ve saha gözlemleri yurt içi talepte dengelenmeye yönelik birtakım sinyaller içermektedir. Bu kapsamda, kartla yapılan harcamalar nisan ayının ilk yarısında reelleştirilmiş olarak aylık bazda düşüşe işaret etmektedir. Benzer şekilde, nisan ayına ilişkin firma görüşmeleri, tüketim harcamalarının, bir önceki çeyrekte öne çekilmiş olan talep ve uzun bayram tatilinin de etkisiyle ivme kaybetmekte olduğunu ima etmektedir. Bununla birlikte, takvim etkilerinin ilgili göstergelerde oluşturduğu belirsizlik göz önünde bulundurulmakta ve talep göstergeleri yüksek frekansta izlenmektedir."

Özette, şunlar kaydedildi:

"Şubat ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,2, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 11,5 oranlarında güçlü artış kaydetmiştir. Sanayi üretiminde yıllık bazdaki yüksek artış, geçtiğimiz yılın şubat ayında gerçekleşen depremin neden olduğu baz etkilerinden de kaynaklanmaktadır. Aylık bazdaki yüksek artış, tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen diğer ulaşım araçları imalatı tarafından sürüklenen sermaye malları üretiminde gerçekleşen yüzde 11,3 oranındaki yükselişten kaynaklanmıştır. Çeyreklik bazda sanayi üretimi şubat ayı itibarıyla yüzde 3,4 artmıştır. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise nisan ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 77 seviyesinde gerçekleşerek çeyreklik bazda yatay bir seyir ima etmiştir. Şubat ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda yüzde 1,4 artarak 32,4 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik bazda artmış, işsizlik oranı ise değişmeyerek yüzde 8,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri ise imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir."

"Geçici dış ticaret verileri, ilk çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatında yatay bir seyre işaret etti"

Şubat ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının aylık bazda 5,8 milyar dolara düşerek 31,8 milyar dolara gerilediği anımsatılan özette, söz konusu gerilemede, ihracattaki artış, altın dış ticaret açığındaki azalış ve enerji fiyatlarında yıllık bazda devam eden düşüşün etkili olduğu vurgulandı.

Özette, altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki azalışın sürdüğü aktarıldı.

Bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlasının güçlü ve yıl geneline yayılmış olarak seyreden turizm gelirlerinin de desteğiyle, aylık bazda 0,2 milyar dolar artışla 52,2 milyar dolar olduğu belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Geçici dış ticaret verileri, ilk çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatında yatay bir seyre işaret etmiştir. Altın ithalatı mart ayında tarihsel ortalamalarının üzerinde gerçekleşirken, yıllıklandırılmış olarak 23 milyar dolar civarında yatay seyrini sürdürmüştür. Mart ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, nisan ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde üç aylık ortalama eğilim, ihracatta yatay bir seyir ile ithalatta artış ima etmektedir. Cari açığın finansman tarafında ise 2023 yılının kasım ayından bu yana yüzde 100’ün üzerinde seyreden bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranı, bu yılın şubat ayında yüzde 118 seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yüzde 93 civarında olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı finansman imkanlarının bir önceki aya benzer seyrettiği gözlenmektedir."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri