Türkiye Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Enerji-Sen) Genel Başkanı Mehmet Özer, Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin devriyle ilgili olarak şu anda bir kaosun yaşandığını belirterek, "Gerek hükümet olsun, gerek diğer siyasi partiler olsun bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapmıyorlar" dedi.
Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Tümer, Doğu Akdeniz Şube Başkanı Emrullah Karadöl ve Disiplin Kurulu Üyesi Musa Yılmaz'la birlikte A Termik Santrali ve kömür işletmesinin ERG-Verbund Elektrik A.Ş.'ye devrine ilişkin olarak burada görev yapan kamu personeli ile bir araya geldi.
AEL Memur Site Misafirhanesi'nde bir bilgilendirme toplantısı düzenleyen Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, A Termik Santrali'nin devriyle ilgili olarak şu anda bir kaosun yaşandığını belirterek, "Biz Türkiye Kamu-Sen ve Türk Enerji-Sen olarak Afşin-Elbistan'da örgütlü bir sendikayız. Burada üyelerimiz var. Şu anda bir kaos var. Gerek hükümet olsun, gerek diğer siyasi partiler olsun bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapmıyorlar. Bizde özelleştirme kapsamına alınan tüm kurumlarda olduğu gibi mevcut kurumu firmaya devredildiğinde bu arkadaşlarımızın akıbetinin ne olacağını düşünüyoruz. Bu yargı kararıyla yapılan bir devir işlemidir. Biz bu devir işleminin doğru olmadığını söylüyoruz. Türkiye'de şuanda ciddi bir doğalgaz krizi var. Biz, doğalgazın yüzde 60'ını Rusya'dan alıyoruz ve elektrik enerjisinin de yüzde 45'ine yakını ithal doğalgaz ve kömürden elde eden bir ülkeyiz. Burası 1376 MW kurulu gücü olan büyük, devasa bir enerji kaynağı. Bu enerji kaynağı, yetkililerden aldığım bilgilere göre Kırıkkale'deki Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'na ait silah ve barut fabrikasına direk olarak enerji taşıyan nakil hattının bir ucundadır. Türkiye'nin neresinde, herhangi diğer bölgesinde enerji kaynakları enerji üretemeseler bile sadece bizim silah ve barut fabrikalarımız Elbistan'dan giden bu enerjiye adapte olmuş bir şekilde kurulmuşlardır. Bu açıdan Afşin-Elbistan'ın stratejik bir önemi vardır" dedi.
Devrin gerçekleşmesi halinde buralarda görev yapan kamu personeline tanınan kurum içi tayin hakkının geçici bir çözüm olduğunu hatırlatan Genel Başkan Özer, "Devir sürecinin akıbetini kimse net olarak bilmiyor. 31 Aralık 2015 itibariyle devir olacağı bilgisi var elimizde. Buranın personelinin bir kısmı belirli bir yaş ortalamasında olan arkadaşlarımızdır. Bakanlar Kurulu'nun toplanıp bu arkadaşlarımızı 4046 sayılı yasa çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı aracılığı ile diğer kurumlara nakillerini sağlaması ve emekli olmak isteyenlere de diğer kurumlarda yapıldığı gibi yüzde 30 daha fazla emekli ikramiyesi verilerek emekliliği teşvik edilmesini istiyoruz. Aynı zamanda burada genç mühendis arkadaşlar var. Bu arkadaşlarımızın da şuanda EÜAŞ'ın elinde AEL'in dışında herhangi bir maden sahası bulunmuyor. En azından üretime hazır, üretim yapacak bir saha yok. Bu arkadaşlarımız mesleklerini nerede icra edecekler. EÜAŞ, mevcut sözleşmeye göre 3096 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında o günün şartlarına göre bir devir sözleşmesi yapmış. Buradaki işçi ve memur EÜAŞ'ın diğer işletmelerine tayin edilecek. Biz, bu arkadaşlarımızı gittikleri yerde mesleklerini icra edemeyeceğini düşünüyoruz. EÜAŞ diğer işletmelerine verdiği zaman bu arkadaşlarımız atıl kalacaklar. Gidecekleri yerler de özelleştirme kapsamında. Bu, çözüm olmayacak. Yine Bakanlar Kurulu, bunların diğer kamu kuruluşlarına geçiş için bir düzenleme yapması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Santralin ve kömür işletmesinin mutlaka devlet eliyle çalıştırılmasından yana olduklarını aktaran Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mustafa Özer, şöyle devam etti:
"Afşin-Elbistan ve bölge için çok önemli olan bir kurumun sesiz sedasız bir firmaya devredilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Şuanda zaten bir enerji dar boğazı var. Bu firma santrali aldığı zaman sözleşme gereği rehabilite edecek. Buraya iki yeni ünite ekleyecek. Mevcut 4 ünite uzun süredir yatırım yapılmamış, demode olmuş bir teknoloji ile çalışıyor. Burası rehabilite edildiği zaman 4 ünitenin çalışıyor olduğunu düşünerek söylüyorum belirli bir süre enerji kaynağından mahrum kalacaktır ülkemiz. Burası devlet eliyle işçisi, memuruyla daha verimli çalışabilir. Siyasetçiler bu konuda kafa yorsalar; bu tesislerin daha önce olduğu gibi rehabilite edilip ve yeni teknoloji transferi yapılıp devlet eliyle en iyi şekilde çalışmasını istiyoruz. Bu olmazsa da yapılabilecek bir şey yok. Biz arkadaşlarımızın bundan sonraki süreçte mağdur olmaması için gereken her türlü desteği vermek için buraya geldik."
Özer, bölgedeki özelleştirmenin A Termik Santrali ile sınırlı kalmayacağını ve B Termik Santrali'nin de en kısa zamanda bu durumla karşı karşıya kalacağını da vurgulayarak, "Bugün Afşin-Elbistan Linyitleri ve A Termik Santrali'nin devredildiği bir yerde, bir süre sonra B Termik Santrali de kesinlikle özel sektör tarafından devir alınacaktır. Özel sektör bir yere girdikten sonra devlet biran önce diğer haklarını da devretmek istiyor. Çünkü son yıllarda çok hızlı bir özelleştirme politikası var. Biz, öncelikle özelleştirmeye karşıyız. Bu santral, bölgenin yanında ülkeyi ilgilendiren çok büyük bir enerji kaynağı olmasından dolayı Bakanlar Kurulu'nu ilgilendiren bir konudur. Bakanlar Kurulu'nun bu konuda kafa yorması gerekiyor. Yoksa bu şekilde sessiz sedasız bir özelleştirme olmaz" şeklinde konuştu.
Özer ve beraberindeki sendika yöneticileri daha sonra personelin konuyla ilgili olarak yönelttiği soruları cevaplandırdı.