“Türkiye’nin Üretimi Türkiye’nin İhracatı Platformu”, yerli Tekstil ve Hazır Giyim sanayicilerimiz ve emektar çalışanlarımız adına her zaman, her platformda doğru ve resmi rakamlar ile konuşacak, ülkemizde yerli üretim ve katma değeri yüksek ihracatın artması, haksız ithalatın önlenmesi, mütekabiliyet esaslı eşit dış ticaret kurallarının uygulanması, yerli istihdamın gözetilmesi, cari açığın üreten Türkiye ile azaltılması için taraf olmaya devam edecektir.
Ekonomi Bakanlığımızın iki yıl süren uzun ve kapsamlı soruşturması sonrasında, haksız ithalatın yapıldığı belirlenen Tekstil ve Hazır Giyim ürünleri ithalatına, mütekabiliyet esaslı olarak sadece üçüncü ülkelere karşı yürürlüğe konan ek vergiler sonucu, bazı kurum ve kişilerin mesnetsiz ve kamuoyunu yanıltıcı beyanlarının aksine birçok alanda olumlu gelişmeler görülmüş Tekstil ve Hazır Giyim sektöründe yeni yatırımlar 2011 yılında 3 milyar USD’a yaklaşarak bir yıl öncesine nazaran %100 artmış; kayıtlı istihdam tekstilde %9, konfeksiyonda %6 oranında artmıştır. Ayrıca ek vergiye tabi ürünlerin ihracatı ek vergi kararını takip eden ilk üç ay itibari ile geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre hem miktar hem değer bazında artarken, söz konusu ürün gruplarında ithalat azalmıştır. Bu sayede ek vergiye tabi Tekstil ve Hazır Giyim ürünlerinin yarattığı dış ticaret fazlası sadece Ağustos – Ekim 2011 döneminde 1,9 milyar USD’dan 2,7 milyar USD’a çıkarak, bu kararnamenin önemli hedeflerinden biri olarak cari açığımızın azaltılmasında önemli katkılar sağlamıştır.
Kamu kurumlarımızın resmi rakamlarının detaylı olarak incelenmesi sonucunda elde edilen bilgiler aşağıda değerlendirmelerinize sunulmaktadır:
1- Yatırım Ortamı;
Tekstil ve hazır giyim sektöründe ek vergilerin yürürlüğe gireceği beklentisi sektörde yatırım iştahını önemli ölçüde artırmış, 2010 yılı toplamında gerçekleştirilen 1,55 Milyar USD’lık yatırımın ardından 2011 yılının sadece ilk 10 ayında 2,76 Milyar USD’lık yatırım teşvik belgesi alınmıştır. İstanbul’dan Malatya’ya, Ordu’dan Erzincan’a birçok yeni yatırım yapılmış olup, 2011 yılsonuna kadar yatırım tutarının 3 Milyar USD’ın üzerine çıkarak bir önceki yıla göre %100 oranında artması beklenmektedir.
2- İthalat;
Belirli kategorilerdeki dokuma mensucat ile örme ve dokuma hazır giyim ürünlerinde 22 Temmuz 2011 tarihinden itibaren uygulamaya konan ek vergi ertesinde söz konusu tüm ürün gruplarında ithalat gerek miktar gerekse değer bazında önemli oranlarda gerilemiştir. Ek vergi getirilen ürünlerin toplam ithalat istatistikleri Ağustos, Eylül ve Ekim 2011 ayları itibariyle incelendiğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre değer bazında %33,4 azalarak 833 Milyon US $’a gerilediği görülmüştür.İstatistikler miktar bazında incelendiğinde ise dokuma kumaşta %50’ye yakın, örme ve dokuma hazır giyim ürünlerinde ise %35’i aşkın gerilemeler görülmüştür.
Ağustos-Eylül-Ekim 2011 döneminde ithalatta bir önceki yılın aynı dönemine göre 417 Milyon US $’dan fazla yavaşlama görülmüştür. Benzer trendin devam etmesi durumunda 12 aylık dönemde 1,6 Milyar US $’lık daha az ithalat yapılacak, azalan ithalatın büyük bir kısmı halihazırda %76’larda devam eden kapasite kullanım oranlarının artırılması ve yeni yatırımların da etkisiyle yerli üreticiler tarafından rahatlıkla karşılanabilecektir.
Ek verginin yürürlükte olduğu Ağustos-Ekim 2011 döneminde ek vergiye tabi ürün grupları ithalat istatistikleri bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında;
- Dokuma kumaş ithalatı; miktar bazında(m2), %48,6; değer bazında %41,
- Örme hazır giyim ithalatı; miktar bazında (adet), %37,2; değer bazında %32,2,
- Dokuma konfeksiyon ithalatı; miktar bazında (adet), %35,3; değer bazında %24,7,
gerilemiştir. Alınan önlemlerin ithalatı ve cari açığı azaltmaya yönelik olumlu etkileri önlemin yürürlüğe girdiği ilk üç aylık dönem itibariyle hissedilir biçimde görülmüştür.
3- İhracat;
Ek vergilerin yürürlükte olduğu Ağustos-Eylül-Ekim 2011 döneminde gerek global krizin etkilerinin artarak devam etmesi, gerekse hedef pazarımız olan AB ihracat pazarında daralmalar görülmesine rağmen ihracatımız bir önceki yılınaynı dönemine göre artış göstermiştir.
Yanıltıcı beyanların aksine, Ek Vergiye tabi ürünlerin kararnamenin yürürlükte olduğu ilk üç ay olan Ağustos, Eylül ve Ekim 2011 ayları içindeki toplam ihracat tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre değer bazında %7,9’luk bir artışla 3,47 Milyar $’a ulaşmıştır. Söz konusu dönemde ek vergiye tabi ürünlerin ihracat istatistikleri ürün grubu bazında incelendiğinde; bir önceki yılın aynı dönemine göre;
- Dokuma kumaş ihracatı; miktar bazında(m2)%10; değer bazında %16,8,
- Örme hazır giyim ihracatı; miktar bazında (adet)%3; değer bazında %5,
- Dokuma hazır giyim ihracatı; miktar bazında (adet)%12,7; değer bazında %7,6
artmıştır.
Gerek dokuma kumaş ihracatımızda gerekse dokuma hazır giyim ihracatımızda, kamuoyunu yanıltıcı beyanların aksine, ek vergi kaynaklı herhangi bir olumsuzluk görülmemektedir. Nitekim Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen ürünler için herhangi bir vergi ödenmemesi nedeniylebu bağlamda gerçekleştirilen ihracatın etkilenmesi de söz konusu değildir.
4- Avrupa Birliği’ne Gerçekleştirilen İhracat;
Dünyanın en büyük tekstil ve hazır giyim pazarlarından biri olan AB, Türk tekstil ve hazır giyim ihracatının da en önemli pazarıdır. Nitekim son dönemde AB pazarında yaşanan olumsuz gelişmelerin etkileri diğer tüm tedarikçi ülkelerde de olduğu üzere Türk tekstil ve hazır giyim sektörü ihracatında da hissedilmiştir.Özellikle Ağustos 2011 ayında bir önceki aya göre %11,8 artan AB hazır giyim ithalatı takip eden Eylül ve Ekim 2011 aylarında sırasıyla %16 ve %15,7oranlarında gerilemiştir. AB pazarında Eylül-Ekim 2011 aylarında görülen gerileme de AB pazarının en büyük 4 tedarikçisinden biri olarak Türkiye ek vergiyle ilgili olarak yapılan tüm spekülasyonların aksine Çin, Bangladeş ve Hindistan’a nazaran çok daha olumlu bir performans göstermiştir. Söz konusu iki aylık dönemde tedarikçi ülkelerin AB hazır giyim ithalat istatistikleri incelendiğinde;
- Çin ihracatında; Eylül’de %17, Ekim’de %23,
- Bangladeş ihracatında; Eylül’de %8, Ekim’de %26
- Hindistan ihracatında; Eylül’de %18, Ekim’de %13 oranlarında gerilemeler görülmüştür.
Göreceli olumlu performans gösteren Türkiye’nin AB’ye olan konfeksiyon ihracatı ise Eylül 2011 ayında yaşanan %22 gerilemenin ertesinde yapılan tüm yanıltıcı beyanların aksine Ekim 2011 ayında%5,6’likartış göstermiştir.
AB pazarında tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde Çin’den sonra en büyük ikinci tedarikçi konumunda bulunan Türkiye’nin ek vergiye tabi dokuma kumaş, örme ve dokuma hazır giyimürün gruplarındaki AB ihracat rakamlarıek verginin yürürlüğe girdiği ilk üç aylık dönem olan Ağustos, Eylül ve Ekim 2011 aylarında incelendiğinde;
- Örme hazır giyim ihracatı %3,
- Hazır giyim ihracatı ise %4,8 artarak 2,9 Milyar USD’aulaşmış,
- Dokuma kumaş ihracatımız da ise %11’lik bir artış görülmüştür.
5- İstihdam;
Yürürlüğe konan ek vergi ertesinde orta vadede gerek tekstil sektörü gerekse hazır giyim sektöründe önemli istihdam artışları olacağı öngörülmektedir. Nitekim en son açıklanan istihdam verileri baz alındığında Eylül 2010 ayında 344.645 kayıtlı istihdamın yer aldığı tekstil sektöründe %9’luk bir artışla Eylül 2011 ayında 375.810 kişilik, yine Eylül 2010 döneminde 375.656 kişinin istihdam edildiği hazır giyim sektöründe ise %6’lık bir artışla 398.709 kişilik istihdam rakamına ulaşılmıştır. Önümüzdeki dönemde global anlamda herhangi bir makro kriz yaşanmaması durumunda bir yıldan kısa bir sürede kayıtlı istihdamın toplamda 800.000’i rahatlıkla aşması beklenmektedir.
6- Yeni şirket kuruluşları;
Ek vergilerin uygulamaya konulması ertesinde önemli bir artış gösteren yatırım tutarı gerek tekstil gerekse hazır giyim sektöründe yeni girişimlerinde artmasına sebep olmuştur. Nitekim Tekstil sektöründe Eylül 2010 ayında 14.273 olan şirket sayısı Eylül 2011 dönemine gelindiğinde %9’luk artışla 15.579’a, hazır giyim sektöründe ise yine aynı dönemde %7’lik artışla 27.955’ten 29.782’ye ulaşmıştır.
7- Dış ticaret fazlası ve cari açık;
Ek vergiye tabi tekstil ve hazır giyim ürünlerinde dış ticaret fazlası da önlemin yürürlüğe girmesine paralel önemli ölçüde artmış, 2010 Ağustos-Eylül-Ekim döneminde elde edilen 1.967 Milyar $’lık dış ticaret fazlası 2011 Ağustos-Eylül-Ekim döneminde yaklaşık olarak %34 artışla 2.638 Milyar $’a ulaşmıştır.
Yine aynı dönem aralığında dış ticaret fazlası rakamları ürün grubu sektörleri bazında ayrı ayrı incelendiğinde önlemler ertesinde;
- Dokuma kumaş sektöründe 308 Milyon $,
- Örme hazır giyim sektöründe 169,8 Milyon $ ve
- Dokuma hazır giyim sektöründe ise 192,8 Milyon $’lık artışlar görülmüştür.
Ağustos-Eylül-Ekim 2011 döneminde elde edilen 670 Milyon $’lık bu olumlu dış ticaret fazlası katkısının devam edeceği, 12 ayın sonunda sadece bu ek vergiye tabi üç ürün grubunda bir önceki döneme göre 2,5 Milyar $’lık bir dış ticaret fazlası elde edilebileceği ve artan cari açığın azalmasına olumlu katkı sağlayacağı açıkça görülmektedir. Aralık 2011 ayında örme kumaş, non-woven, kadife kumaş ve ev tekstili ürünlerinde yürürlüğe girecek ek vergilerle, cari açığımızın azalmasına olan katkı daha da artacaktır.
8- Enflasyona etkisi;
Ek verginin yürürlüğe girmesi ertesinde yerli kumaş fiyatlarıyla ilgili olarak yapılan tüm spekülasyonların ve mesnetsiz beyanların aksine yerli kumaş fiyatlarında herhangi bir artış olmamış bilakis muhtelif kumaş çeşitlerinde Ocak-Ekim 2011 döneminde yerli üreticilerin satış fiyatlarında %7 ila %37 aralığında değişen gerilemeler görülmüştür. Ancak söz konusu dönemde kur ve vergi kaynaklı olarak ithal kumaş fiyatlarında bir takım artışlar olması muhtemeldir.
Özellikle 2010 yılının son çeyreği ile 2011’in ilk çeyreğinde dünya elyaf fiyatlarında görülen artışlara paralel şekilde önemli oranda artış gösteren tekstil sektörü üretici fiyatları Nisan 2011 ayından itibaren gerileme eğilimine girmiş ve bu trend kumaş fiyatlarındaki gerilemede de görülmüştür.
Tekstil sektöründeki fiyat artışlarının gerek hazır giyim üretici fiyatlarında gerekse hazır giyim perakende fiyatlarında daha önceden de birçok kez dile getirildiği üzere sınırlı bir etkisi olmaktadır.Önümüzdeki aylarda tekstil üretici fiyatlarında yaşanan gerilemeye paralel olarak hazır giyim üretici ve hazır giyim perakende fiyatlarında da muhtelif oranlarda gerilemeler görülebilecektir. Nitekim Temmuz 2011 ayında yürürlüğe giren ek vergi uygulaması ve sonuçlarını yakından takip eden Merkez Bankası 2012 yılsonu enflasyon hedefini %5’lere yakın bir şekilde olacağını belirtereksektör fiyat endekslerinde ek vergi kaynaklı önemli bir artış olmayacağını teyit etmiştir.
9- Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kullanımı
Tekstil ve hazırgiyim sektörü DİR belgesini en fazla ve efektif kullanan sektörlerden biridir. Ekonomi Bakanlığımız tüm sektörlere 2011 yılı Ocak-Ekim döneminde 6.807adet DİR belgesi verirken,Türkiye toplam ihracatının takribi %18’ini gerçekleştiren Tekstil ve HazırGiyim sektörü ise DİR belge kullanımındaaynı dönemde 2.283 adet belge ve %34 ile birinci sırada yer almaktadır. Bu durum, sektörün DİR belgesini kullanamadığı iddiasının geçerli olmadığının en büyük kanıtıdır.
Dünya tekstil ve hazır giyim pazarlarında kotaların kalkması ile 2005 sonrası Uzakdoğu’nun büyük bir haksız rekabetinemaruz kalan Türk tekstil ve hazırgiyim sektörü, önemli bir yapısal değişim içine girmiş, söz konusu dönemde gerek stratejik konumu gerek nitelikli işgücü gerekse sahip olduğu büyük yatırım kapasitesinin de katkılarıyla,dünya tekstil ve hazır giyim pazarındaki etkin konumunu rakip ülkelerin artan haksız rekabetine karşıkorumayı kısmen başarabilmiştir. Ancak Çin’e uygulanan koruma tedbirlerinin 2008 yılında sona ermesi ve Uzakdoğu kökenli haksız ithalatın ağırlaşan yıkıcı etkisiyle önemli kayıplar vermeye başlayan sektörde yüzlerce işletme kapanmış, onbinlerce kişi işsiz kalmıştır. Türk tekstil ve hazır giyim sektörü,entegre üretim yapısını tehdit eden haksız ithalat artışını ve maruz kaldığı haksız rekabet şartlarını, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatları doğrultusunda tekstil konfeksiyon sektöründeki tüm sivil toplum örgütleri ile ilgili tüm Bakan ve bürokratların katılımıyla oluşturulan Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu (ESDK) toplantılarında net bir şekilde dile getirmiş, sektör adına Türkiye’de ilk kez oluşturulan “Strateji Belgesi” kapsamında gerekli önlemlerin alınmasına yönelik eylem planı karara bağlanmıştır. Bugün aralarında anlam veremediğimiz bir şekilde ek vergi uygulamasına karşı çıkan muhtelif ihracatçı birliklerinin de yer aldığı birçok sivil toplum örgütü tarafından maddi manevi anlamda verilen destek ertesinde,uluslararası yükümlülüklerimize de uygun şekilde hazırlanan dosyayla Ekonomi Bakanlığı’na gerekli başvurular yapılmış ve milli menfaatlerimize aykırı şekilde entegre üretim yapımızı yok etme noktasına gelen haksız ithalatın sektörün üretim kapasitesi, ihracatı, istihdamı, kârlılığı üzerindeki yıkıcı etkileri belgeleriyle ortaya konmuştur.
Ekonomi Bakanlığı, yaklaşık 2 yıla yakın süren titiz ve yoğun bir soruşturma dönemi ertesinde kanıtlanan ciddi zarar tespiti ile mütekabiliyet esasları çerçevesinde aldığı ek vergi kararıyla, ithalatta görülen aşırı artışı ve yarattığı haksız rekabeti önlemeyi ve denetlemeyi, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan entegre üretim yapısını ve kapasitesini haksız ithalata karşı gözetmeyi, cari açığı azaltmayı, istihdamı artırmayı, ithalata bağlı tüketen bir Türkiye yerine, üreten ve katma değer yaratan bir Türkiye’yi hedeflemiştir.
Ekonomi Bakanlığı’nın 2 yıl süren kapsamlı soruşturma süreci sonunda, mütekabiliyet esaslı ve sadece AB ve Serbest Ticaret Anlaşması dışında kalan üçüncü ülkelere karşı uygulamaya konulan bu ek vergilerin olumlu etkileri ilk andan itibaren görülmeye başlanmış;istihdamda, yeni yatırımlarda, ihracatta yaratılan katma değerde, verimlilikte önemli kazanımlar görülmüştür. Yıllardır tekstil ve hazırgiyim sektörümüzde yüzlerce fabrikanın kapanmasına/atıl kalmasına ve onbinlerce işçimizin iş kaybına sebep olan bu haksız ithalatın bir nebzede olsa engellenmesiyle, kapanmış olan yüzlerce fabrika ve atölyetekrar milli ekonomimize kazandırılabilecek ve en önemlisi bu ek vergiler ile takriben 2,5 milyar USD/yılek dış ticaret fazlası elde edilebilecektir.
Uzakdoğu ülkelerinin çoğunda; tekstil ve hazır giyim üretiminin, çocuk işçi çalıştırmadahil, hiçbir sosyal hakka sahip olmadan yapıldığı, ihracat ve üretim için çeşitli sübvansiyonların verildiği, kendi iç pazarlarını yüksek gümrük vergileri ve tarife dışı engeller ile koruduğu saygın sektör temsilcileri tarafından bilinirken ve özellikle çocuk işçi çalıştırılması ve sosyal hakların verilmesi ile ilgili çeşitli sorgulamalara tabi olan az gelişmiş ülke statüsünde sıfır veya çok düşük vergiye tabi olan Bangladeş, Vietnam, Kamboçya vb. ülkelerden çok büyük ürün ithalatı yapan kişi ve şirket temsilcilerininTürkiye’nin milli ekonomik çıkarlarını göz ardı ederek, kamuoyunu yanıltıcı beyanlarda öncülük yapması hem manidar hem de üreten Türkiye için çok üzücüdür.
Tekstil ve Hazır giyim ürünlerinde yıllardır süregelen haksız ithalatın önlenmesi ile ilgiliESDK çalışmalarına ve ortak resmi başvuruya imza atanbazısektör temsilcilerinin,katma değeri yüksek ihracat yerine ithalatçılara destek olması, kendilerinin de desteklediği uzun resmi ve yasal soruşturma sonucunda kanıtlanmış olan haksız ithalatı ve olumlu sonuçlarını görmezden gelmeleri hem trajikomik hemde üreten Türkiye için çoküzücüdür.
Türkiye’de üretimi olan ve yerli üretime öncelik veren, özgün tasarıma sahip saygın Türk markalarımız ile yabancı ortaklıklar yapılmış ve yenileri bu kriz döneminde dahi yapılırken, saygın Türk markalarımız hem yurtiçinde hem yurtdışında kendi mağazalarını,Turquality desteğiylehızla büyütürken, uluslararası perakende şirketleri ve global markalarınTürkiye’nin önemli AVM’lerinde ve caddelerinde, yine bu global kriz döneminde dahi yeni mağazalar açtığı herkesçe bilinirken, global markaların ek vergi sonucu Türkiye’den çıktığı iddiasına, beyan sahipleri dışında kimler inanacak merak ediyoruz!
Türkiye’de yerli girdiler ile üretip, yerli istihdam sağlayan yerli markalarımızın,ek vergiden olumlu etkilendiği ve özellikle iç pazarda,ithalat yapan global rakiplerine karşı ciddi bir rekabet avantajı elde ettikleriortadayken, bu ek vergilerin yerli markalarımızı rekabette geri bırakacağı beyanına acaba, beyan sahipleri dışında kimler inanacak merak ediyoruz!
Haksız ithalat karşısında sadece son 5 yıl içinde haksız ithalata dayanamayan yüzlerce fabrikanın kapandığı, on binlerce insanımızın işsiz kaldığı, milyarlarca dolarlık makine yatırımlarının yok pahasına elden çıkarıldığı ve binlerce işyerinin atıl kaldığıgerçeği ortadayken,uluslararası pazarlarda rekabet içinde olduğumuz ve Türkiye gibi önemli tekstil ve hazırgiyim yatırım ve üretim kapasitesine sahip olan ABD, Çin, Hindistan, Brezilya, Pakistan, Endonezya, Meksika, vb. ülkelerin kendi tekstil ve hazırgiyim sektörlerinin üretimi, istihdamı ve ihracatını gözetmek ve üçüncüülkelerden ithalatı engellemek için yıllardıryaptıkları yüksek vergi ve teşvik uygulamaları, bu üzücü ve yanıltıcı beyanları yapan Kurumlar tarafından da çok iyi bilinirken, haksız ithalatın devamını ve binlerce yerli şirketin ve onbinlerce işçinin mağduriyetini sektörün doğal gelişimi olarak adlandırmak, her şeyden önce Türkiye’nin en fazla katma değer ve dış ticaret fazlası yaratan üretimini, yüksek istihdamını, devlet kurumlarımızın yatırım teşvik desteği ve büyük fedakârlıklar ile gerçekleştirilmiş olan 106 Milyar USD’lik modern ve entegre yatırımları ile Avrupa’nın en büyükve dünyanın üçüncü büyüküretim altyapısını, Türkiye’nin milli ekonomikçıkarlarını ve önceliklerini yok saymak, göz ardı etmek değilmidir!
Diğer yandan, ihracat kaydı ile ithal edilen ürünlerin ek vergi dahil hiçbir vergiye tabi olmadığı, Tekstil ve Hazırgiyim sektörünün Türkiye’de en fazla DİR belgesi kullandığı ve bazı kötü niyetli şirketlerin DİR belgelerini kendi haksız kazançları için kullandığı bilinirken, mali tabloları YMM tarafından denetlenen, yüksek istihdam sağlayan, vergisini aksatmadan ödeyen, kendi kapasite raporuna sahip olan gerçek imalatçı/ihracatçılar için DİR belge düzenleme ve kapama işlemlerinin beyan usulü ile kabul edilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını sağlamak yerine, ek vergiye tabi ürünlerde ihracat artarken bile, ek vergilerin ihracata zarar verdiğini, sektörün DİR belgesini rahat kullanamadığıbeyanına, beyan sahipleri dışındakimler inanacak merak ediyoruz!
“Türkiye’nin Üretimi Türkiye’nin İhracatıPlatformu” olarak,yerli üretimi destekleyen ve yeni tekstil ve hazır giyim üretimine ve yatırımlarına İstanbul’da, Ordu’da, Malatya’da, Adana’da, Erzincan’da, Diyarbakır’da, Denizli’detekrar başlayan, 2011 yılsonu itibariyle tekstil ve hazır giyimde toplamı 3 milyar USD’iaşacak olan, yeni yatırım teşvik belgesi alan eski ve yeni sanayicilerimize teşekkür ediyoruz. Bu mütekabiliyet esaslı yürürlüğe giren ek vergiler sonucu, hızla artan yeni yatırımlar ve kapanmış veya verimli çalışmayan yüzlerce tekstil vekonfeksiyon tesislerinin tekrar üretime başlaması ileTekstil ve Hazırgiyim sektörümüz katma değeri yüksek ihracatın artışında, ithal ikâmesinde, sürekli artan sektöreldış ticaret fazlasında veistihdamda lider sektör olmaya devam edecektir.
106 milyar USD’lık tekstil ve hazırgiyim entegre ve modern yatırımları ile Türkiye, Tekstil ve Hazırgiyim imalat sanayinde Avrupa’nın en büyük üretim ve ihracat kapasitesine ve üretim tedarik zincirine sahiptir. Bu üretim tedarik zinciri (elyaf, iplik, dokuma, örme, boya/terbiye, konfeksiyon, tasarım, lojistik, gelişmiş insan kaynakları, perakende, vb.) ve yüksek kapasite sayesinde, Türkiye; AB ve diğer hedef pazarlarda ve kendi iç pazarında haksız ithalata karşı gözetim sürdürdükçe büyümeye devam edecek, her yıl takribi 12milyar USD ve üzerinde dış ticaret fazlası vererek, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümesinde en büyük tehdit olan ve 2011 yılı sonu itibariyle 75 milyar USD’a ulaşacak cari açığın azaltılmasında en önemli katkıları sağlamaya her yıl artarak devam edecektir.
Mütekabiliyet esaslı bu ek vergilerin de desteği ile Türk Tekstil ve Hazır Giyim yerli sanayimiz, 2012-2023 döneminde toplamda 200 milyar USD dış ticaret fazlası hedefini gerçekleştirecek, yüksek cari açığımızın kalıcı olarak azaltılmasında en büyük katkıyı sağlayacaktır.
Adil ve mütekabiliyet esaslı dış ticaret politikamız açısından önem taşıyan bu kararnamenin yürürlüğe girmesi için desteklerini esirgemeyen ve Türk sanayisinin gelişmesi ve sürdürülebilir rekabetçiliği için yerli üretimi, yerli malı kullanımını, istihdamı ve katma değeri yüksek ihracatı her platformda teşvik eden Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile cari açığın kalıcı olarak azaltılmasında önemli faydalar sağlayacak olan Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) çalışmalarını da başlatan Ekonomi Bakanımız Sayın M. Zafer Çağlayan’a, bu mütekabiliyet esaslı Ek Vergi Kararnamesi’ne destek veren tüm Bakanlarımıza, Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Sayın Ahmet Yakıcı’ya,Ekonomi Bakanlığımızın değerli Bürokratlarına ve çok yüksek istihdam vergilerine ve enerji maliyetlerine rağmen ülkemizin geleceğine ve hükümetimizin yeni sanayi stratejisine güvenerek ithal ikâmesi sağlayacak olan yeni yatırımlar, yerli üretim, istihdam ve katma değeri yüksek ihracat yapmaya devam eden Türkiye’nin fedakâr yerli sanayicilerine ve müteşebbislerine Türk kamuoyunun huzurunda bir kez dahateşekkür ederiz.
Türkiye içinüretiyor ve Türkiye için ihraç ediyoruz!
Türkiye Tekstil ve Hazır Giyim Yerli Sanayicileri ve Çalışanları adına
“Türkiye’nin Üretimi Türkiye’nin İhracatı Platformu”