Çitil'in açıklamasından bazı satır başları şöyle;
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından "Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi" olarak tanımlanmaktadır. Yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilen obezitenin sebeplerinin tam olarak açıklanmamakla birlikte aşırı ve yanlış beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivite yetersizliğinin de önemli nedenler arasındadır. Ayrıca genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktörün obezite oluşumunu tetiklemektedir.
Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, bazı kanser türleri, kas-iskelet sistemi problemleri, eklem kireçlenmesi, felç, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, astım, solunum zorluğu, gebelikte yüksek tansiyon ve diyabet gibi problemler, ruhsal sorunlar ve toplumsal uyumsuzluklarobezitenin neden olduğu başlıca sağlık sorunlarıdır.
2010 yılında Bakanlığımızca yapılan Türkiye, Beslenme ve Sağlık Araştırmasına göre ülkemizde kadınların % 40’ı, erkek nüfusunun ise yaklaşık %20’si obezdir.
Obeziteyi belirlemek için Dünya Sağlık Örgütü'nün obezite sınıflandırması kullanılmakta ve genellikle Beden Kitle İndeksi (BKİ) esas alınmaktadır. BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m) karesine (BKİ=kg/m2 ) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. Beden kitle indeksinin yanı sıra bel çevresi ölçümü de, obezite tehlikesinin düzeyini belirlemede kullanılan yöntemlerdendir. Erkeklerde bel çevresi 102 cm'yi geçerse yüksek riskten; kadınlarda ise bel çevresi 88 cm'i geçerse yüksek riskten söz edilmelidir.
Bu amaçla obezite ile mücadele, anne karnından başlayarak hayatın sonuna kadar sürdürülmesi gereken bir zorunluluktur. Bu nedenle, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması, gerek önleme gerekse tedavide önem taşımaktadır.
Yağ ve şeker oranı düşük, lifli besin değeri fazla olan gıdalar tercih edilmeli, fastfood tüketimi azaltılmalıdır. Gece yatmadan önce kalori bakımından yüksek yiyecekler tüketilmemeli, yiyecek ve içeceklerin bilgisayar ya da televizyon karşısında tüketilmesi engellenmeli, televizyon izleme, bilgisayar oyunları gibi pasif ev içi faaliyetler kısıtlanmalı, televizyon ve bilgisayar çocuğun yatak odasına konulmamalıdır. Asansör yerine merdiven kullanılmalı, günde 8-10 bardak su içilmeli ve günlük aktiviteler arttırılmalıdır.