Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Eğitim Fakültesi öğrencileri, cadde ortasında okuma eylemi düzenleyerek, vatandaşlarda kitap okuma sevgisi oluşturmayı amaçladı.
Özel İdare İş Merkezi önünde toplanan öğrenci grubu, yanlarında getirdikleri kitapları okuyarak yoldan geçen vatandaşları okumaya teşvik etti. Vatandaşların dikkatini çekmeyi başaran öğrenciler, açtıkları dövizlerle de okumanın önemine vurgu yaptı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Züleyha Karaman, geçmişten bu yana okumayan bir toplum şikayeti yapılmasına rağmen, okuyan ve okumayan arasındaki çizginin belirginleştirilmesinden çekinilmediğini söyledi.
İnsanların her yerde ve her zaman okumaya yönelmesi gerektiğini işaret eden Karaman, “Okumak için yer ve zamana koşullanmak gerekmez. Evde, okulda, otobüste, sabah, akşam, öğle. Biz öğrenciler okuma kotamızı ders kitaplarıyla doldurduğumuzu düşünüyoruz. Hayatı elimize verilen kitapları ezberleyerek, sığ bir bakış açısıyla, at gözlükleri rotasında yetişiyoruz. Oysa kütüphaneler bin bir çeşit meyve ağacını içinde barındıran bahçelere benzer.” diye konuştu.
Dünya ülkelerinin okuma oranları hakkında da bilgiler veren Karaman, “Nüfusa göre okuma oranları Japonya’da yüzde 14, ABD’de yüzde 12, Almanya ve İngiltere’de yüzde 11, Türkiye’de ise yüzde 0,01’dir. 8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 2 bin-4 bin dolayında. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı ortalama 70 bin. Ülkemizde kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor. Günde ortalama 5 saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayrılıyor. Ülkemizde bulunan kütüphane sayısı bin 412, kahvehane sayısı ise 570 bin. Buna göre 49 bin 500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir" dedi.
Toplumun, zaman yokluğu, ekonomik sıkıntılar, internet, oyun ve televizyon bağımlılığı gibi nedenlerle okumadığını vurgulayan Karaman, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnsanlar tarihleri boyunca sadece bilgiye ulaşmak için değil, kendilerinden başlayarak yaşadıkları evreni anlamak, düşüncelerini anlatmak, daha geniş kitlelere ulaşmak için kitapları kullandılar. ‘Okumak, kurtulma, özgür olma gücü kazandırır. Okumayanlar, dar çevrelerin kısır düşünceleri, gelenek ve göreneklerin yetersizlikleri içinde kapalıdır. Okumayı sevenler, evrensel düşüncelerin mutlu iklimine yükselirler.’ ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ diyen insan kelimelerle düşünür. Kelime haznesinin genişliğini belirleyen ise okuduklarıdır. Öyleyse ne kadar okuyorsak, o kadar varız.