Asrın felaketinin ardından birçok kurum, kuruluş ve STK gibi DEÜ de büyük acıların yaşandığı bölgeye destek için çalışma başlattı. Önce 20 doktor, 17 hemşire ve paramedikten oluşan ekip deprem bölgesine gitti. İlk haftada 120'den fazla ekibiyle depremzedelere yardım ulaştıran DEÜ'lü gönüllüler, arama ve kurtarma çalışmalarına da destek oldu.
DEÜ ekipleri bölgede 7 su arıtma tesisi kurdu. Malatya'da oluşturulan 2 barınma, etkinlik ve uzaktan eğitim ve mutfak konteynerleri halen çalışmalarını sürdürüyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi öğretim üyeleri ile öğrencilerin çalışmalarına devam ettiği Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ise "Dokuz Eylül Çarşı Yaşam Alanı" oluşturuldu. DEÜ gönüllüleri, Adıyaman'daki Altınşehir konteyner kentindeki sağlık, eğitim ve atölye çalışmalarını sürdürüyor. Birer haftalık görevlendirmelerle bölgedeki konteyner kentlere giden üniversite çalışanları, burada farklı etkinliklere imza atıyor.
Gaziantep'de de çalışmalar yürüten DEÜ gönüllüleri, 7 bin 602 yapının kontrolünü sağladı, ayrıca deprem atıklarının bertarafı konusunda çalışmalar yaptı.
"EKİPLERİMİZ HİÇBİR KARŞILIK BEKLEMEDEN YAPTI"
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, AA muhabirine, depremin ardından aylar geçmesine rağmen bölgenin yaralarının sarılması için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Aralarında öğretim üyesi, öğrenci ve teknik personelin olduğu yaklaşık 2 bin kişinin birer haftalık süreler halinde bölgeye gitmeyi sürdürdüğünü anlatan Hotar, "Ekiplerimiz hiçbir karşılık beklemeden yaptı. Bu anlamda hepsine tek tek yürekten teşekkür ediyorum. Zor zamanlarda bir araya gelmek, kenetlenme, elinden gelen her şeyi yapma örneğinin en güzellerinden birini de biz Dokuz Eylül Üniversitesi olarak bu felakette kurumsal olarak gösterdik." diye konuştu.
Hotar, kendisinin de 6 kez bölgeye giderek depremzedelere ve gönüllülere destek verdiğini anlattı.
Devletin ilgili kurumlarının talepleri hızlıca karşıladığını dile getiren Hotar, şunları kaydetti:
"Üniversite olarak özel dokunuşlar yaptık. Örneğin ilk etapta bir glutensiz mutfak kurduk. Şeker hastası olan depremzedelerin hızlıca bu tür özel ürünlere ulaşmaları önemliydi. Geçen sürede gelişimi de izleme şansımız oldu. Onların tekrar moral kazandıklarını, hayata bağlandıklarını, kendilerine yeni hedefler oluşturduklarını ve kendi dünyalarında yaşadıkları bu olumlu değişmeyi birebir izleme şansımız oldu. Olayın en şiddetli yaşandığı ilk günden bugüne geçen sürede o olumlu değişimi yaşıyor olmak çok kıymetli. Buna katkı sunabildiysek ne mutlu. Depremzedelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bir anda kesip dönmek istemiyoruz. Gönüllülerimizin bu çabası devam ettiği sürece üniversite yönetimi olarak depremzedelerin yanında olacağız."
Deprem bölgesinde görev alan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Hacı Ahmet Yarar da bu süreçte afetzedelerin yaralarına merhem olmaya çalıştıklarını dile getirdi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Sare Aydın ise aslen Malatyalı olduğunu, depremin ardından hemşehrilerinin yardımına koştuğunu, özellikle çocukların yüreklerini dokunarak yaşadıkları travmayı atlatmaya çalıştıklarını ifade etti.