Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i şerifte, “Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin” buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa edeptir. Hadis-i şerifte, “Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır” buyuruldu. Hazret-i Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu. Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu. Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı.
Bazı görgü kuralları:
Eve girerken:
Evimize Besmele ile ve İhlas suresini okuyarak girmeliyiz! Sağ ayakla içeriye girip, selam vermeliyiz! Her işe Besmele ile başlamaya alışmalıdır! Birinin evine girerken, izin istemek gerekir. Kapının zilini çalarak veya seslenerek, izin istemelidir! İzin üç defa olur. Birincisinde ses verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa da ses çıkmazsa, üçüncü defa zile basmalı, yine ses yoksa, dört rekat namaz kılacak kadar bekledikten sonra gitmelidir! Burada tarihî bir olayı hatırlatmakta fayda vardır: Bir gece Sır katibi bir devlet evrâkını imzalatmak için II. Abdülhamid Han’ın kapısına gelir ve usulüne uygun şekilde aralıklarla üç defa kapıyı çalar. Peşkirle kollarını silmekte olan II. Abdülhamid Han kapıyı açar ve secdede uyuyakaldığını söyler. Bu yüzden abdest aldığı için kendisini beklettiğini belirterek kusura bakmamasını ve ömrü boyunca hiç bir devlet evrakına abdestsiz imza atmadığını dile getirir. Kapı aralanırsa, aradığını sormadan önce, kendini tanıtmalıdır!
Zaman kıymetlidir. Öyle söylemek zamanı boşa harcamak olur. Bize de telefon edilince, müsait olup olmadığımız soruluyor. Biz de, (Müsait olmasaydık, telefonu açmazdık) diyoruz. Tanımadığı hâlde, hâl ve hatır soranlar da oluyor. Bazen de, (Bir şey sorabilir miyim?) deniyor. Uzun bir şey anlatılmayacaksa, böyle söylemeye, giriş yapmaya gerek yoktur. Söyleyeceğimiz şeyi lafı uzatmadan hemen söylemelidir.
İbni Âbidin’de, “Büyükler geldiği zaman kalkarak karşılamak müstehaptır.”buyuruluyor.
Bu konuda Hadîka adlı eserde şöyle denilmektedir:
“Birinin evine, odasına, bahçesine girileceği zaman izin istemek vaciptir. Kapıya vurarak, zili çalarak veya seslenerek, mesela selam vererek izin istemeden içeri girmemelidir. Ana baba, çocuğunun, çocuk, bunların odasına gireceği zaman da izin istemelidir. İzin üç defa istenir. Birincisinde izin verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa istemeli, yine verilmezse, üçüncü defa istemelidir. Yine izin verilmezse, dört rekat namaz kılacak kadar beklemiş ise, içeri girmemeli, gitmelidir. Kapı aralanırsa, aradığı kimseyi sormadan önce, kendini tanıtmalıdır. (Telefon edince de, önce kendini tanıtmalıdır.) İçeri girmeye rızası olduğu bilinen kimsenin yanına izin almadan girilebilir.”
Allahü teâlâ cümlemize edep elbisesini giydirsin.