İran, Sünni grup Ceyş el Adl'ı hedef aldı. Ne yazık ki, saldırıda iki masum insanın trajik kaybına, üç kişinin de yaralanmasına yol açtı.Sözde bu yerde Mossad ajanı vurulmuş!
Pakistan da İran'daki Pakistan karşıtı Beluci isyancıların saklandığı yerleri hedef alarak aynı şekilde karşılık verdi.
Pakistan, bu saldırıyı derhal egemenliğinin sebepsiz bir ihlali olarak kınadı ve potansiyel yansımaları ve ikili güven üzerinde bir gerginlik olduğunu beyan etti.Ayrıca büyükelçisini geri çağırdı ve ikili ilişkileri askıya aldı.
Pakistan ve İran arasındaki ikili ilişkilerde onlarca yıldır yaşanan iniş ve çıkışlara rağmen, ortak sınırların ötesindeki güvenlik durumu iki taraf arasında tartışmalı bir konu olmaya devam ediyordu. İran'ın bu saldırısı Pakistan'ın itibarına büyük bir darbe indirmişti.
Zira Pakistan açısından bakıldığında iddia, Pakistan kolluk kuvvetlerine ve sivillere yönelik saldırılara karışan Beluc isyancılarının İran tarafında güvenli sığınaklara sahip olduğu yönünde. İran açısından bakıldığında, Pakistan'ın İran karşıtı Sünni Beluci militan gruplara sığınak sağlamaya devam ettiği iddia ediliyor. Ayrıca Hintli istihbarat görevlisi Kulbhushan Yadav'ın İran'dan Pakistan'a girerken tutuklanmasıda gerginliğin başka bir boyutuydu.
Yine İki taraf arasındaki başka çekişme noktası, İran'ın Suriye iç savaşına katılmak üzere Pakistan'dan 3000 kişiyi savaşçı olarak işe almasıydı.Pakistan’da Şii Müslüman sayısı çoktur. İran belki bu şiileri nasıl kullanabileceğini test ediyordu. Çünkü İran yayılmacı politikasıyla İslam ülkelerinde üs kurarak etkili olmaya çalışmaktadır.
Zainebiyoun milislerinin bayrağı altında toplananbu grup, Pakistan güvenlik teşkilatları tarafından kalkınmanın gerçek anlamda beşinci kolu ve ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak görmektedir.
Şimdilik bu süreç Pakistan genelkurmay başkanının İran'a ve İran silahlı kuvvetleri komutanının Pakistan'a resmi ziyaretleriyle, iki taraf arasında istihbarat paylaşımının yanı sıra terörle mücadele çabalarının koordine edilmesiyle sonuçlandı.
Bu vesileyle Pakistanlı yetkililer, İran'daki çeşitli grupların şemsiye örgütü olan BelucRajiAjoiSangar (BRAS) ile bağlantılı Beluc isyancılarının varlığına ilişkin de güvenilir istihbarata sahip oldu.
İran saldırıları, Pakistan'ın geçici Başbakanı'nın İran Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında gerçekleşti; İran'ın Afganistan özel temsilcisi Pakistan'daydı ve Pakistanlı yetkililerle not alışverişinde bulunuyordu ve Pakistan deniz filosu İran Donanması ile ortak deniz tatbikatları yürütüyordu. İki ülke arasında birçok resmi ve diplomatik iletişim kanalının aktif olduğu bir dönemde bu saldırıların gerçekleşmesi, Pakistanlı yetkililer açısından tuhafdurumdu.
Pakistan İran'la herhangi bir çatışma istemese bile, Pakistan'ın caydırıcı gücünü göstermek gerekiyordu. Pakistan'ın İran'a saldırı düzenlemesinin amacı gelecekte bu tür girişimlere son vermekti.
Akla şu soru gelmektedir; İlk saldıran Pakistan olsaydı, durum nasıl olurdu? İran dünya savaşını başlatır mıydı?
Her iki ülke Çin için çok önemlidir. Çin bu ülkelere büyük yatırım yapmıştır. İki ülkenin savaşmasıÇin’in işine hiç gelmez. Ancak İran, Gazze’de Rusya’yı ve Çin’i aldatmıştır ve ABD’nin politikasını izlemiştir. Belki İran Çin’i yine aldatabilir.
Herhangi bir saldırıda Türkiye, Pakistan’ın yanında yer alacağı bir gerçektir. Umut ederiz İran bir çılgınlık yapmaz.