Türkiye'nin hava kirliliği sıralamasında 44. sıraya yükselmesi, bu konunun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Kirlilik ölçümünde kullanılan ince parçacıklı madde (PM 2.5) yoğunluğu, belirlenen eşik değerlerin üzerinde seyretmekte ve hava kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Hava kirliliği, özellikle Iğdır gibi illerde alarm seviyesine ulaşmış olup acil kahverengi uyarılar verilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği PM 2.5 değerinin en fazla 5 μg/m3 olması gerektiği hatırlatılmasına rağmen bu değerlerin aşıldığı görülmektedir.
Hava kalitesi izleme istasyonlarından alınan verilere göre Türkiye genelinde havanın temiz olabilme şansı oldukça düşük seviyededir. Özellikle katı yakıtların uzun yıllar boyunca kullanılması, hava kirliliğinin artmasında etkili olmaktadır. Kentler arasında en kirli havaya sahip olan Iğdır ve Osmaniye gibi illerde doğalgaz kullanımı dahi sorunu çözememiştir.
Hava kirliliği, solunması halinde birçok sağlık sorununa yol açabilecek parçacıkların atmosferde artışına neden olmaktadır. Astım, kanser, akciğer hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunları, hava kirliliğine maruz kalan kişilerde artış gösterebilmektedir. Hava kirliliğinin azaltılması, toplumun genel sağlığının korunması ve yaşanabilir bir çevrenin sağlanması açısından önem arz etmektedir. Bu konuda halkın ve kamu kurumlarının birlikte hareket ederek çözüm arayışına girmesi gerekmektedir.