Bu anlamda yazıp çizerken sorun birse onu konuşuyoruz. ikinci sorun geldiğinde ikinciyi konuşup birinciyi unutuyoruz. Sonra mı üçüncü sorun baş gösteriyor ikinci kalıyor kaldığı yerde ve üçüncü sorun ya da sorunlar gündemi teşkil ediyor. Bu kısır gidişat kimseye bir şey kazandırmadığı gibi toplumsal bir şişkinlik yaratıyor .
Nasıl mı? Yapılması gereken her neyse yapılmadığı için ya da üstün körü yapılmışsa yanardağ misali birikim yapıyor. Toplum içine atıyor .Patlak verir bu durum. Ya da en korkuncu oluyor boş vermişlik.
Boşvermişlik çok tehlikeli. Bananeciliktir. O yapmamış ben de yapmam. O çöpünü apartman boşluğuna atmış ben de atarım. Boşver ben mi düzelteceğim dünyayı, anlayışı olması gerekenin tam tersi bir durum.
Diğer türlüsü ise toplumsal yaraları çoğaltıyor. Mesela adına Aksu denen akarsu artık kara akıyor. Ama adı gerçekten Aksu işte.Suyun kara renginden kurtulması için kim ne yaptı acaba?
Memleketin içinden geçen ve su bolluğu olan bir yerleşkeden bahsediyoruz. Sorunun giderilmesi için hangi belediye ne yaptı? Sorunun büyük olduğu gerçeğini kim başkanla görüşüp gönüllü bir grupla işin takibini üstlendi? Hep bir belediye yapsın anlayışı ile bir arpa yol gidilmez Azizim!
Taşın altına halktan birileri de el koymalı.Yaşadığın memleketi sahiplenmek böyle olur. Sevmek diyorsun sevgi emek ister, yürek ister. Gerektiğinde rakiplerinle yarışmak ister.
Sahi rakip deyince suyu bol olan memleketin suyu Gaziantep’e gönderiliyor, su desteği sunuluyor.
Kıskanç olanlar aaaa ! Antep gönderdiğimiz sudan suni göl yapmış. Yapar tabi Kıymet bilmiş yapmış. Nimet demiş hakkını vermiş iyi fikir ve projenizle hanginiz belediyenin kapısından geçtiniz.
Aydın insanlarımıza her zamankinden çok ihtiyaç var.
Her şey bir adımla başlar. Seyirci pozisyonunda kalındığı sürece kalenize gol atan çok olur.Hele ki bu zor günlerde birlik ve dirlik içinde gerekirse kapı kapı dolaşıp güzel mahalle ya da güzel sokak kampanyası ile yarışsın.
Suların ehil ellerde müdürlüklerde, turizmin canlanmasında,temizlik anlayışının gelişmesinde, her sabah yaşam alanlarındaki sularla belediye araçlarının yolları yıkanmaya devam edilmesi gibi kolay işleri takip etmek,sivrisineklere karşı ilaçlanmanın devam etmesi, hava limanının sürekliliği konusunda el çekmeden olayı takip etmek.
Ne demektir ki memlekete gelmek için gidip Antep’te inip tekrar kara yolu ile ancak memleketime gelicem.Bu utanç verici bir şey.
Oy verip seçtiğimiz belediyemiz başta olmak üzere, seçilen milletvekillerince duruma el konulması gerekir.Milletvekili bizi temsil edemiyorsa sorunlarımıza eğilemiyorsa neden seçildi ki?
İyi maaş alsın,iyi yaşası,iyi gezsin diye seçilmedi.Biz de yapardık onu. Memlekete faydası olsun, kalkınalım diye seçildi.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.Öyleyse ses alalım. Neler oluyor ey halkım? Neden bu sessizlik !
Kalın Sağlıcakla…