Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dün sezaryen konusunda yaptığı açıklamanın bazı gazetelerde "sezaryen bir suçtur" olarak yansıdığını belirterek, "Halbuki benim bahsettiğim, "gereksiz yere yapılan, tıbbi gereklilik olmadan yapılan bir sezaryen suçtur" ifadesidir" dedi.
Sağlık Bakanı olduktan sonra Erzurum'a ilk ziyaretini yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gazeteci ve köşe yazarlarıyla Olimpiyat Parkında düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi. Konuşmasına, yaşanan terör saldırılarını ve Almanya Parlamentosu'nda kabul edilen sözde "soykırım" tasarısını kınayarak başlayan Bakan Akdağ, "Sakın aldırmayın, ne Almanya'nın en son aldığı karar ne de başkalarının yaptığı yanlışlar bizi yolumuzdan bir dakika bile alıkoyamayacaktır. Daha dün Almanya'nın parlamentosunda alınan karar aslında bizlere Erzurum'da nenelerimizin dedelerimizin bizzat benim kendi nenelerimin dedelerimin anlattıklarıyla örtüşmüyor. Onlar burada zamanında Ermeni çetecilerin zulmünü nasıl yaşadıklarını bize o olayların birinci şahitleri olarak anlattılar. Tarih birilerinin siyasi maksatlarla parlamentolarında parmak kaldırmalarıyla değişmez. Tarih kendi hükmünü icra eder. Ve herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti dün kurulmuş bir devlet değildir. Bu milletin tarihi binli yılları aşmış bir tarihtir. Ve biz alınan yanlış kararlardan etkilenecek bir ülke değiliz, yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
"TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN SAĞLIK BAKANI OLARAK BEN SEZARYEN İLE SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dün sezaryen hususunda yaptığı açıklamanın bazı gazetelerde "sezaryen bir suçtur" olarak görüldüğünü belirterek, "Halbuki benim bahsettiğim gereksiz yere yapılan, tıbbi gereklilik olmadan yapılan bir sezaryen suçtur ifadesidir" dedi.
Bakan Akdağ, "Bugün de bu ifadeyi tekrarlıyorum, hukukumuz, kanunlarımız önünde de bu bir suçtur. Bir taraftan tıbbi bir yanlış öte taraftan tıp etiğine, tıp ahlakına uymayan bir davranış, bir istismarcılık, bir menfaat arzusu öte yandan da ifade ettiğim gibi hukukumuza göre de suçtur. Bugün Türkiye'de özel hastaneler ve özel sağlık kuruluşlarında sezaryen oranı yüzde 65'e çıkmıştır. Bütün hastaneleri topladığınızda toplam oran bütün doğumları aldığınızda yüzde 50'dir. Özel sağlık kuruluşlarında yüzde 63'e çıkmıştır. Ben bunu söylerken bütün özel sağlık kuruluşlarını yapılan bütün sezaryen işlemlerini ya da bu işlemleri yapan değerli sağlıkçıları töhmet altına sokmuyorum. Her kim gereksiz yere tıbbi bir ihtiyaç olamadan korkutarak, endişeye sevk ederek kendi bilgi üstünlüğünü kullanıp bilgi asimetriği dediğimiz durumdan faydalanarak bir hamile anneyi sezaryene sürüklemişse yanlış yapmaktadır. Tıp etiğine aykırı davranmaktadır. Suç işlemektedir. Türkiye Cumhuriyetinin Sağlık Bakanı olarak ben bununla sonuna kadar mücadele edeceğim."
"TÜTÜN KULLANIMI, ŞİŞMANLIK, HAREKETSİZLİK. TOPLUMLARIN SAĞLIK GELECEĞİNİ KARARTAN ÜÇ ÖNEMLİ PROBLEM"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, toplumların sağlık geleceğini karartan üç önemli problemin var olduğunu sağlık programları kapsamında mücadele edeceklerini belirterek, "Sağlık programlarımız bir kısmını geçmişte başlattığımız bir kısmını yeni başlatacağımız programlarla devam edecek. Bütün bunların içerisinde en fazla önem verdiğimiz husus şişmanlık ve hareketsizlikle mücadele olacak. Çünkü gerçekten üç ana problem tütün kullanımı, şişmanlık, hareketsizlik. Toplumların sağlık geleceğini karartan üç önemli problem var. Tekrar ifade ediyorum, tütün kullanımı, şişmanlık ve hareketsizlik. Tütünle mücadelemiz başarılı bir şekilde devam ediyor. Dünya sağlık örgütü bu konuda ödüllendirmiştir bizi" şeklinde konuştu.
"HASTANELERİMİZDE EN SON VATANDAŞIMIZIN ISTIRABI DİNENE KADAR BİZİM GÖZÜMÜZE UYKU GİRMEYECEKTİR"
Bakan Akdağ, "Amacımız, hastalanan bir kişinin bir hastanenin kapısında boynunun bükülmesine mani olmaktır. Hastanelerimizde en son vatandaşımızın ıstırabı dinene kadar bizim gözümüze uyku girmeyecektir" diyerek konuşmasını tamamladı.
Bakan Akdağ basın toplantısının ardından cuma namazını Ulu Cami'de kılarak Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'i makamında ziyaret etti.