İlçeye 20 kilometre mesafedeki Durak Jandarma Karakolu önündeki kontrol noktasına PKK'lı teröristlerce patlayıcı yüklü araçla yapılan saldırının üzerinden 6 yıl geçti.
Kontrol noktasında görev yapan 10 asker ile farklı araçlardaki 8 sivilin şehit olduğu saldırıda yakınlarını teröre kurban veren ailelerin acısı, aradan geçen zamana rağmen dinmedi.
Ailelerinden birçok kişiyi kaybetmenin üzüntüsünü ilk günkü gibi yaşayan yakınları, yıllardır bölgedeki sivil halkı hedef alan terör örgütü PKK'yı ve saldırılarını lanetledi.
Saldırıda eşini kaybeden 4 çocuk annesi Saniye Sönmez, devletin hiçbir zaman kendilerini sahipsiz bırakmadığını söyledi.
Çocuklarıyla hayatını sürdürdüğünü anlatan Sönmez, şöyle konuştu:
"Eşimden ayrı kalmanın acısı çok büyük. İşitme engelli bir oğlum var. Bazen gece yarısı babasının fotoğrafını getirir, 'nerede' diye sorar. Küçücük çocuk bile unutamamış. Eşimin kimseye zararı yoktu. İyi bir insandı. Ocağımızı niye yaktılar? Diğer şehitlerimize de Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Aynı acıyı yaşadığım için onları da çok iyi anlıyorum. Allah kabul etmesin. Çocuklar yetim, eşler sahipsiz bırakıldı. Acımız çok büyük. Çocuklarım baba sevgisi görmedi. Onun hatıralarıyla avunuyoruz."
"İNŞALLAH KİMSE BİZİM YAŞADIĞIMIZ ACILARI YAŞAMAZ"
Bir ağabeyi şehit olan biri de yaralanan Seyfullah Uysal da tüm şehitlere rahmet diledi, terör saldırısını kınadı.
Aile olarak büyük bir acı yaşadıklarını dile getiren Uysal, şunları kaydetti:
"Şehit olan ağabeyimle arkadaş gibiydik. Büyük zorluklarla okuttuk. Onun okuması için 4 yıl İstanbul'da çalıştım. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Mezun olduktan sonra ücretli öğretmenliğe başlamıştı. Saldırı sırasında iki ağabeyim de araçtaydı. Biri ağır yaralandı, biri de şehit oldu. Ocağımıza ateş düştü. Allah belalarını versin. Ateş düştüğü yeri yakar. İnşallah kimse bizim yaşadığımız acıyı yaşamaz."
Anne Fehime Uysal da her gün oğlunun fotoğraflarına bakarak özlemini gidermeye çalıştığını belirterek, "Bu masum insanlara yazık değil mi? 16 yıl boyunca bizden uzakta yaşadı. Bizimle yaşamaya başladığı yıl bu olay yaşandı. Oğlumun eğitimine destek olmak için kışın yün çorap örüp satıyordum. Bu büyük bir zulümdür. Çok fakirlik gördük, çok acı çektik. Oğlum çok çalışkandı. Okusun diye bütün zorluklara göğüs gerdik. Allah kabul etmesin. Bu acı hiç bir zaman unutulmaz. Devletimiz bize yardımcı oldu. Allah razı olsun." ifadelerini kullandı.
Kerimhan Erbaş da oğlunun sınav için il merkezine giderken şehit olduğunu aktardı.
Devletin kendilerine sahip çıktığını dile getiren Erbaş, "Oğlum gencecikti, hayalleri vardı. Hiçbirini yaşayamadan aramızdan ayrıldı. Acımız çok büyük. Oğlumun acısını her zaman yüreğimizde hissedeceğiz. Mezarını da sürekli ziyaret ediyoruz. Kendi halinde, efendi biriydi. Evlat acısı hiçbir zaman bitmiyor." dedi.