Türk mühendislerin ilk yerli otomobil serüveni, eski adı Eskişehir Demiryolu Fabrikaları olan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketi'nde (TÜRASAŞ) başladı.
Bu fabrikada 1961'de Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in talimatıyla yaklaşık 200 mühendis ve işçi tarafından "Siyah", "Beyaz", "Mavi Boncuk" ve "Gecekondu" isimleriyle 4 otomobil üretildi.
Ankara'ya götürülen ve adı "Devrim" olarak değiştirilen araçlardan biri, 29 Ekim 1961'de Cumhuriyet Bayramı törenlerinde Cumhurbaşkanı Gürsel tarafından test amacıyla kullanıldı. Bu sırada benzini biten Devrim, daha sonra trenle Eskişehir'e getirilerek bir süre fabrika içinde kullanıldı, ardından TÜRASAŞ tesislerinde sergilendi.
TÜRASAŞ tesislerinde 3 Mart 2018'de ziyarete açılan "Devrim Otomobili Müzesi"nde sergilenmeye devam eden 0002 şasi ve 0002 motor numaralı otomobile güvenlik gerekçesiyle benzin konulmuyor, aküsü ise sökülü halde bulunuyor.
Müzede, aracın yapımında kullanılan kaynak motoru, matkap ve torna tezgahları, yapım aşamalarının çekildiği fotoğraf makinesi, kumpas, pergel, cetvel, çizim masası, kireç taşından maketi, yedek parçalar, Sivas'ta demir yollarında dökülmüş orijinal motor bloku ve çalışmaların görselleri de sergileniyor.
Bursa'nın Gemlik ilçesinde inşa edilen fabrikası yarın açılacak TOGG dolayısıyla son yıllarda daha fazla ilgi gören "Devrim", yeni müzesinde yaklaşık 470 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
FAR BLOKLARI YETİŞSİN DİYE DÜĞÜNÜNÜ ERTELEDİ
Müzenin kurulmasında görev alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden emekli öğretim üyesi Dr. Cezmi Karasu, AA muhabirine, Devrim otomobilleri hakkında çok şeyler söylendiğini anlattı.
Direksiyonu sürücüye çok yakın olan araçtaki sorunu halletmek için proje mühendislerinin kırmalı direksiyon tasarladığını belirten Karasu, "Kırmalı direksiyonun maliyetinin ve uygulanmasının zor olacağı düşünüldüğü için bu uygulamadan vazgeçiliyor ancak iki yıl sonra çok ünlü bir otomobil markası kırmalı direksiyonun, yani yukarı aşağı yönde hareket edebilen direksiyonun patentini aldı, uygulamasını yaptı. Bugün pek çok otomobilde bu uygulamayı görmekteyiz." dedi.
Karasu, Devrim'in sadece Eskişehir Demiryolu Fabrikalarının üretimiyle yapılmadığını, dışarıdan yerli katkılar alındığını dile getirdi.
Aracın far gruplarının üretimi hakkında bilgi veren Karasu, şunları kaydetti:
"Far üretimi Türkiye'de 1961 yılında yok ancak bu sinyal grubunda kullanılan far grupları yerli imkanlarla yapılabilecek bir iş. Bunu İstanbul'da bir polyester fabrikası kendi talepleri üzerine üstleniyor. Devrim otomobillerinde yerli far gruplarının kullanıldığını görüyoruz ki Devrim Otomobil Müzesi'nde bu far gruplarının ham halleri de bulunuyor.
Bu yerli üretime katkı o kadar önemli bir coşku yaratmış ki biz bu far bloklarını yapan aileye ulaştık. Maalesef yapan kişi şu anda hayatta değil ancak eşi ve çocukları hayatta. Eşi bir ilginç hikaye anlattı bize. Devrim'in imalatı sürecinde evlilikleri söz konusu ancak far bloklarını yapan kişi bu yerli üretime yapacağı katkı heyecanıyla düğünlerini ertelemiş. Projenin başındaki kişi olan Emin Bozoğlu bıraktığı belgelerde, sonuç raporlarında eğer bir takdirname ya da taltif yapılacaksa projenin sonunda bu kişinin ve bu ailenin de unutulmaması gerektiğini bize not olarak bırakmış."