Türkiye'nin devlet eliyle kurulan ilk kütüphanesi Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Sultan 2. Abdülhamid'in direktifleriyle 24 Haziran 1884 tarihinde, Beyazıt Külliyesi'nin imaret kısmında hizmete açıldı. Açıldığında "Kütüphane-i Umumi-i Osmani" olan adı, 1961 yılında toplanan 7. Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararla "Beyazıt Devlet Kütüphanesi" olarak değiştirildi.
Raflarına yerleştirilen birtakım "Naima Tarihi" ile hizmete açılan kütüphane, daha sonra Beyazıt Camisi'nden getirilen, etraftan toplanan, satın alınan ve bağış yoluyla gelen kitaplarla kısa bir sürede doldu. 1934 yılında Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle çıkartılan "Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu" gereğince Türkiye'de basılan her türlü yayından bir tanesi kütüphaneye verildiğinden yer sıkıntısı başladı. Bu nedenle 1948 ve 1953 yılarında imaretin diğer bölümleri de kütüphaneye dahil edildi.
Koleksiyonun hızla zenginleşmesi ve okuyucu sayısının da artmasıyla hizmet alanlarının genişletilmesine ihtiyaç duyuldu. Bu nedenle bitişikte bulunan, 1867-1876 yılları arasında yapılmış eski Dişçilik Okulu binası da kütüphanenin o zamanki müdürü Muzaffer Gökman'ın çabalarıyla kütüphaneye tahsis edildi.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi, ilk cilt atölyesi, ilk tam donanımlı çocuk kütüphanesi, ilk modern kataloglama çalışmalarıyla da kütüphanecilik alanında Türkiye'nin pek çok ilklerine imza attı.
"PANDEMİ NEDENİYLE DÖRTTE BİR KAPASİTEYLE HİZMET VERİYOR"
AA muhabirine çalışmalar hakkında bilgi veren Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdür Vekili Ramazan Minder, Türkiye'nin kurumsal anlamdaki ilk kütüphanesi olduklarını, ülkede yayımlanan her türlü kitap, kitap dışı materyal, gazete ve dergilerin birer nüshasının kanun gereği kütüphanelerine geldiğini söyledi.
Kütüphanenin koleksiyon sayısının çok ileri düzeyde olduğunu kaydeden Minder, şöyle konuştu:
"En son 1 milyon 200 bininci kitabın girişini yaptık. Kitap haricinde gazete ve dergi koleksiyonları çok büyük. Hakkı Tarık Us gibi önemli bir gazetecinin biriktirmiş olduğu gazete ve dergi koleksiyonu da kütüphanemizde bulunuyor. Kütüphanemize gelen her araştırmacı, Osmanlıca süreli yayınlar, kitaplar, Türkçe kitaplar, gazete ve dergileri kütüphanemizde bulma şansına sahip. Pandemi öncesinde 7 gün 24 saat hizmet veriyorduk. Salgın hastalık nedeniyle kütüphanemiz sadece hafta içi 10.00-16.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Hastalık bittikten sonra umuyoruz ki 7 gün 24 saat hizmet vermeye devam edeceğiz."
Pandemi nedeniyle kütüphanenin 160 okuma kapasitesinin dörtte biri kadar okuyucu kabul ettiklerini belirten Ramazan Minder, içeriye HES koduyla ziyaretçi kabul ettiklerini bildirdi. Kütüphane girişinde dezenfektan cihazları olduğunu, içeride de temizlik ve hijyen çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Minder, bugüne kadar kütüphane içinde herhangi bir olumsuzluğa rastlamadıklarının altını çizdi.
"KOLEKSİYONLAR DİJİTAL ORTAMA AKTARILACAK"
Ramazan Minder, kütüphanenin çoğunlukla üniversitede okuyan veya üniversite sınavına hazırlanan gençler tarafından ziyaret edildiğini, ana salonu ise yerli ve yabancı araştırmacıların daha çok kullandığını anlattı.
Zengin gazete ve dergi koleksiyonu dolayısıyla yurt dışından çok sayıda araştırmacının kütüphanelerine geldiğini ifade eden Minder, şöyle konuştu:
"Kütüphanemizin özellikle gazete ve dergi koleksiyonu çok zengin, Osmanlıca gazete ve dergiler... Bunları çalışmak için yerli ve yabancı araştırmacılar, üniversiteden akademisyenler veya bu tarzda çalışma yapan kişiler kütüphanemizi sıklıkla ziyaret ediyorlar. Kaynakları zengin olmasına rağmen dijital ortama tam olarak aktarılmadığı için eksikliğimiz var. Bu yıl İstanbul Kalkınma Ajansına 3,5 milyon lira değerinde bir proje hazırladık. Özellikle Hakkı Tarık Us'un koleksiyonlarının tam olarak dijital ortama aktarılması, künyelerinin yapılması, tamiratlarının yapılması gibi bir proje hazırlıyoruz. Bunları da bilgisayar ortamına aktarıp internetten okuyucu hizmetine açtığımız zaman, okuyucularımızın artık kütüphaneye gelmesine gerek kalmayacak, oturduğu mekandan bize ulaşması mümkün olabilecek."
Derleme Müdürlüğünden her yıl yaklaşık 70-75 bin kitabın girişinin yapıldığını da belirten Minder, bu kitapların zaman kaybetmeden künyelerinin çıkarılması, kataloglanması ve bilgisayara giriş işlemlerinin yapılması gerektiğini anlattı.
Ayrıca yüzbinlerce gazete ve derginin de kütüphanelerine geldiğini aktaran Minder, "Bütün bunların hepsi personelimiz vasıtasıyla kataloglanıp okuyucu hizmetlerine sunuluyor. Bu gazete ve dergilerin ciltlenmesi gerekiyor. Burada bu işlemler de yapılıyor." dedi.
Ramazan Minder, kütüphanelerinden ödünç kitap verilemediğini, araştırmacıların kaynaklardan ancak yerinde yararlanabildiklerini sözlerine ekledi.