MÜSİAD’ın bu yıl ilk kez hayata geçirdiği VİZYONER’15 Sektörler Zirvesi’nin ikinci günü “Gelecekte Teknoloji” oturumuyla açıldı. Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin ve T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin konuşmacı olarak katıldığı panelin gündem maddeleri Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen e-nabız sistemi, 5G ve teknoloji yatırımları oldu.
Moderatörlüğünü Altınay Robot Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Altınay’ın yaptığı oturumda sektörlerin geleceğine etki eden en önemli unsur olan teknoloji ve teknoloji yatırımları ile yeni ürünler, yeni ihtiyaçlar, pazarlar oluşturmada ve mevcut ürünlerin geliştirilmesinde teknoloji etkisi ele alındı.
TÜBİTAK’ta Fikri Mülkiyet yaklaşımı başlıyor
1960’lardan bu yana Türkiye’nin teknoloji yüzü olan TÜBİTAK’ın 2005 yılı itibariyle değişim sürecine girdiğini değinen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin, bundan sonra Ar-Ge süreçlerinin ticari yönünün de ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, yatırımcılarla yeni yaklaşımları paylaştı. Destek ve fonlama kısmının günümüzde teknoloji ve bilgi üretiminde tek başına sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Ergin, “Bugüne dek Ar-Ge kısmı fon ve desteklerle ilerledi. Ancak fikir ya da ürün ticari hayata geçemedi, altı hep boş kaldı. Bundan sonra Ar-Ge’den nasıl yüksek teknolojili ürün çıkarırız, ürünleri nasıl ticari hayata sokarız ve yüksek getiriler elde ederiz, buna odaklanmamız gerekiyor. Teknoloji üretiminde Fikr-i Mülkiyet yaklaşımını benimsemeliyiz. Uluslararası alanda savunabileceğimiz ve satabileceğimiz üretimler gerçekleştirmeliyiz. Ticarileşme ve markalaşma konusunda geride kalıyoruz. Ürünün haksız yere kullanılmasını engellemek için haklarımızı savunma platformunu oluşturmamış lazım. Böylelikle know how ihraç edebilir hale gelecek ve yüksek ekonomik değer oluşturacağız” dedi. Ergin, TÜBİTAK’ın finansör yapıdan çıkacağının belirterek, finans kısmını Devlet Kalkınma Bankası programları ve KOSKEB yaklaşımları ile bu ihtiyacın çözülebileceğini belirtti.
Türkiye’nin iletişim altyapısı herkese avantaj ve verimlilik getirecek
Türkiye’nin artık tüketen değil, üreten tarafta olması gerektiğine dikkat çeken Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, Turkcell Teknoloji Merkezi’nden çıkan ürünlerin Türkiye’de kullanılmaya başlandığını belirterek şunları söyledi: “Merkezimizde 800’e yakın mühendis bulunuyor. Burada üç ana amaç etrafında çalışılıyor. Birincisi Telekomünikasyon. Şirketlerin işletim ve yönetim sistemlerinin geliştirilmesi, ithalatı azaltmak üzerine çalışmalar yapılıyor. İkincisi altyapıya yönelik kendi Ar-Ge’mizi yapıyoruz. Amacımız az kaynak kullanımıyla verimliliği artırmak. Son olarak geleneksel hizmetlerin yanı sıra katma değerli hizmetler geliştiriyoruz. Daha çok tüketicilerimizi ilgilendiren bu çerçevede anlık mesajlaşma, görüntülü ve sesli konuşma teknolojileri üretiyoruz. Dünya ekonomisinde çok önemli olan bu uygulama ve fikirler Türkiye’den çıkıyor. Bu yazılımlar ve adapte edilmiş donanımları pazara sunuyoruz. Teknoloji verimlilik getiriyor. Verimlilik rekabetin ana unsurudur. Rekabet avantajı sağlar. İletişim teknolojileri de bunun için var. Türkiye’nin iletişim altyapısını kurarak, herkese rekabet avantajı sağlayan platformları kurmayı hedefliyoruz.”
5G bugünün buhar teknolojisi
Gelecek teknolojilerine de değinen Terzioğlu, “Turkcell olarak toplam spectrum’un %47’sini aldık ve 13 yıl içinde hayata geçireceğiz. 4.5 G bir altyapı olacak. 5 G buhar ya da elektrik teknolojisi gibi, nesnelerin interneti olacak ve 1 milyar cihaza hizmet verecek. 5G tüm iş yapış şekillerini değiştirecek. Yani makineler makinelerle konuşacak. Verimlilik artışı gelecek. Yaptığımız işin tanımı değişecek. Az kaynakla büyük üretimler gerçekleşecek. En yakın örnek sürücüsüz otomobil. Bu teknoloji baştan aşağı tüm sektörleri değiştirecek. Bunların başında da sağlık ve eğitim olacak” dedi.
T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ise Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan e-nabız sistemine ilişkin çok önemli bilgiler paylaştı. Mobil uygulamaların doktor ve hastalar için kolaylık sağladığına dikkat çeken Birinci, “Tedaviyi ölçmek için kayıt sistemi lazım, bunun için de teknolojiye ihtiyaç var. Bundan sonra hasta olmayı önlemek üzere yapılacak çalışmalar öne çıkacak. Hastaya anında müdahale edebilecek teknolojik altyapıyı kurmak ilk hedeflerimizden. Bireyselleşmiş sağlık modelleri akıllı telefon kullanımı ile birleşecek. T.C Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen e-nabız sistemi bun en iyi örnek olacak. Herkes kendi durumunu sistem üzerinden takip edebilecek, kendi doktorunu seçebilecek, doktora gittiğinde sil baştan hikayeye gerek kalmayacak. Yayladaki kişi de ev hanımı anne de bunu rahatlıkla kullanabilecek. Mesafelerin bir önemi kalmayacak ve birçok hastalık, tedavi ve tavsiyeler bu kanal üzerinden yürütülebilecek. Sporcular bile kendi doping kontrollerini bu kanal üzerinden gerçekleştirebilecek. Salgın hastalıklarda önlem almak konusunda bize çok büyük hız kazandıracak. Bölgesel aksiyon alabileceğiz. Bu da maliyetleri azaltacak” diyerek yeni nesil sağlık sistemini zirvede katılımcılara anlattı.
MÜSİAD Hakkında
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD); hakkın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal olmuş mahalli ve evrensel değerlerin gözetildiği, kendi içinde bütün, bölgesinde, ekonomik ve siyasi alanda etkin, dünyada saygın bir Türkiye hayaliyle yola çıkan hassasiyet sahibi iş adamlarının, 9 Mayıs 1990 tarihinde İstanbul’da kurdukları bir “İş Adamları Derneği”dir.
MÜSİAD, bugün itibariyle 11.000’i aşan üyesi ve 46.000 üye işletmesiyle, yurtiçinde 86, yurtdışında 65 farklı ülkede 168 irtibat noktasıyla, “kamu yararına dernek” statüsüne sahip güçlü bir “Sivil Toplum Kuruluşu” olarak; yaklaşık 1,600.000 kişiye istihdam sağlamakta, işadamlarımızın sorunlarını, beklenti ve kanaatlerini ilgili her platforma taşıyarak, kamu kurum ve kuruluşları nezdinde bunların çözümüne ilişkin gayret sarf etmektedir.