Umut fakirin ekmeği midir sadece ?
Sadece fakirin mi umuda ihtiyacı var?
Zenginin umudu yok mu ?
Umuda ihtiyaç duymaz mı ?
Ahh ! Umut sen nelere kadirsin !
Umutsuz insan olur mu ?
Her bireyin kendine göre vardır. Yaşamını kamçılayan, tutunmasını sağlayan, adım atmasında, işe başlamasında etkendir umut.
Umut edip toprağa ektiğimiz tohumun yeşermesini beklemek ve netice itibariyle kahverengi topraktan yeşil bir canlı bitkinin filizlenmesi umudun neticesidir. Yeni bir işe başlayıp, sonucun daha iyi olması için çalışmak ve umutla azmimizi bileyler. Sonuç iyi çalışılmışsa azmin ve umudun zaferi bir kez daha kendini ispat eder.
Hapishanedeki mahkumun umudu vardır ki, yaşama tutunmuştur. Dışarı çıkma umududur yaşamda onu besleyen. Af çıkabilir. Suçsuzsa suçsuzluğu ispat edilebilme umudu, iyi avukatın suçsuzluğunu ispatlama umudu, yeni bir şahidin lehine konuşacağı umudu… Umut her daim vardır. Yeter ki bileylensin.
Dersinden geçersiz not alan öğrenci dersini kurtarmak adına yeniden çalışıp dersini geçerli nota çevirme umudunu taşır. Üniversiteli yeni işi için hayal kurup umut eder. Bir hamile anne bebeğini kucağına alacağının umudunu taze tutar. Bir baba bir gün daha çok kazanma umudunu taşır. Yeter ki umut olsun insan çabalar ve umudunu yitirmezse menfaatine olur.
***
Umutsuz insanların çoğaldığını nereden anladım biliyor musunuz ? Akşam yedi haberlerini dinleyen insanlar yaşama umudunu kaybediyor ! Kime sorsam artık haber izlemiyorum diyor. Neden acaba? Açıyorsunuz ajansı hep öldürüldü, dolandırıldı, trafik kazası, hırsızlık, psikolojisi bozulmuş insanların dramı, gıdaya yapılan zam, benzine yapılan zam veya kuruşluk indirim, bozuk gıdaların vatandaşa nasıl kakalandığı, emekliye ve memura zam neden bu kadar az tartişması ve sonuçta tatmin edici bir sonucun olmaması, kendiliğinden yıkılan bina, kadına şiddet, kadın öldürülmesi ve daha konusunu sayamadığım bir çok olumsuz haber var. Ne olur bir tane iyi haber olsun . Yok ! Yok !
Sonrada gülümsemek veya mutlu olmak bize o kadar yabancı olarak kalıyor ki . Mutsuz ve umutsuzluğa doğru sürükleniyoruz.
Değişecek anlayış, dünya değişiyor. Değişecek insan umuduna sıkı sarılıp yaşama tutunacak ve hak ettiği günlere çabası neticesinde kavuşacak. Dünya insan için, umutta öyle.
Florya Aydın Üniversitesi kampüsünde kursumuz vardı. Ders arası kısa bir teneffüs verdi. Kantinde çay alıp, oturduk boş bir masaya Gönül’le. Sohbet esnasında Üniversitenin kendi öğrencileri o kadar karma idi ki. Yabancı öğrenciler yeni değildi. Sekiz yıl önce de vardı. Üniversitelerin onlara tanıdığı ve devletimizin yabancı öğrenci programına dahillerdi yine.
Teneffüs dakikası dolunca kalktık. Tam içeri girecekken bir esmer yabancı delikanlı gülümseyerek yolumu kesti. Yarı İngilizce yarı Türkçe konuşuyorduk. (O zamanlar İngilizce kursuna devam ediyordum). Merakı şuydu; Türk insanı neden gülmüyor? Otobüse biniyor asık surat, metroya biniyor, herkes üzgün, metrobüse biniyor kimse gülmüyor. Çok mutsuz. Neden ?
-Çünkü herkesin bir sorunu var. Bir derdi var. Nasıl gülsün?
-Ama siz gülüyor.
-Ben artık asık suratlı olmanın bir şey kazandırmadığını öğrendim,dedim.
(Hiç bir şey kalıcı değildir, “bu da geçer yahu” nun anlamlarını az da olsa öğrendim, üstelik gülümsemekte sadakadır, selam vermekte, deyip uzunca açıklama yapmadım.) Sınıfımıza çıkarken delikanlı gülümsüyordu, ben de selamını aldım, derse girdik.
***
Umut ekin Azizim aklınıza, beyninize en çokta yüreğinize. Bu dünyada hepimiz bir görev için geldik. Ve hiçbir şey kalıcı değil. Bir gün hepimiz bembeyaz kefenimizle uğurlanırken bitmeyen işlerimiz olacak, keşkeler olmasın onlar olması gerektiği için oldu. Teslimiyet ve umutlu bekleyişimiz Cennet olacak.
Amacımız insan olmak olsun. Gerisi kendiliğinden gelir, biraz çabayla. Yaşadığımız yerleri güzelleştirmek yolumuz ve umudumuz olsun. Yaradan bir kapıyı kapatırken başka kapıyı açıyor. Umut bitmiyor bitmeyecek. İyi insanlara çıksın yolunuz.
Kalın sağlıcakla…