Olayları büyümede, olduğundan fazla ya da eksik göstermede üstümüze yok. Teknoloji ve dijitalizmin her tarafımızı kuşattığı bir dünyada, biz hala birbirimizle uğraşmaktan hoşlanıyor ve farklılıklarımızı hoş görmemeden yana direniyoruz. Birimizin ötekini kabullenmek gibi bir kaygısı yok. Farklı düşünce ve fikirlere tahammülümüz yok. Yıllardır bu ülkede yılbaşı kutlaması yapılır.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yılbaşı ağacı süsleme etkinliği nedeniyle “karşıt görüşlü” öğrenciler arasında gerginlik çıkmış. Gerginliğin konusu, yaklaşan yılbaşı ve Noel ağacı"
Üniversite yönetimi etkinliğe izin vermiyormuş, bununla birlikte bir grup öğrenci ağaç süsleme etkinliğinden yine de vazgeçmemiş. Bir başka grup da tekbirlerle ağacın çevresini sarıp süslemek isteyenleri engellemiş. Ya da engellemeye çalışmış. Mesele bundan ibaret. Şimdi diyeceksiniz ki, burası Türkiye; ne var bunda şaşılacak? Her iki taraf da olup biteni anlamak ve birbirine saygı duymak yerine, birbirine saldırmayı tercih ediyor.
Ağacın süslenmesini savunanların bir kısmı bunun bir çeşit ‘laikliği savunma’ eylemi olduğuna inanabilir ama bunun laiklikle ne ilgisi var? Olsa olsa, bu meselenin dini boyutu olabilir. Neticede ağaç süslemek, yaklaşan yılbaşının yani Noel kutlamanın bir parçası. Hristiyan kültüründe zaten var. Meseleyi büyütüp, sırf protesto etmek adına, süslenen ağacın karşısında namaz kılanlar bile oldu.
Müslümanların sahiplendiği Ayasofya Hıristiyanların inşa ettiği bir yapı. Ayasofya’da namaz kılınca Hıristiyan olunmuyor. Bir Hristiyan camide ibadet etse Müslüman olur mu? Peki, ağaç süslemekle dinden çıkılır mı? Çıkılmaz ama bir Müslüman da Hristiyan kültürünü yaşatmaya çalışmaz. Türbelerin bir kısmında ve Alevi vatandaşların mekanlarının çoğunda ağaçları süsleme ve bez bağlama geleneği yaşatılıyor.
Birçok şeyimizle zaten batılılar gibi yaşıyoruz. Bir ağacın süslenmesinden mesele çıkarmak nedir? Varsın süslesin. Yahu yapmayın Allah aşkına, maksat çocukları sevindirmekse ağaçların hepsini süsleyelim, bunda ne var? Ağaç süslemekle kimse dinden imandan çıkmaz. Kimse daha Atatürkçü ya da laik de olmaz. Sen bunu Hristiyanlığın bir kültürü olarak görüp süslemeye bilirsin, buna eyvallah. Ama seküler hayat yaşamak isteyen insanların yaşantısına müdahale etme hakkını nereden alıyorsun?
Ağaç süsleyene müdahil olduğunda, süslemeyi bırakıp seninle birlikte tekbir getirip camiye mi gidecek? Yahu biz ne ara bu hallere düştük?
Öyle bir ülke olduk ki bir taraf Arapça kebapçı tabelası görünce köpürüyor, öteki taraf yılbaşı süslerinden nem kapıyor, ağaç süsleyenleri zındıklıkla suçluyor. Orta yolu yok mu bunun?