Hurdacılık yapan 2 çocuk babası 31 yaşındaki Tuzcu, yıllarca ailesi ve akrabaların da yaşadığı Ebrar Sitesi'ndeki Serdar Apartmanı'nda ikamet etti. Bir arkadaşının, "Ebrar Sitesi'ndeki binalar depremde yıkılabilir." sözlerinden etkilenen Tuzcu, depremden 5 gün önce başka bir binaya taşındı.
Depremden saatler önce Ebrar Sitesi'nde tamamen yıkılan Yavuz Apartmanı'nda yakınlarıyla bir araya gelen Mehmet Tuzcu, sitede babası Ali, annesi Kamer, kız kardeşi Seda, erkek kardeşi Talip ve babaannesi Hatice Tuzcu olmak üzere 69 yakınını kaybetti.
Akrabalarını enkazdan çıkarmak için 11 gün şirketlerine ait iş makineleriyle çalışan Tuzcu, günler sonra yeniden gittiği sitenin enkazında gözyaşlarına hakim olamadı.
Mehmet Tuzcu, AA muhabirine, üzerinden zaman geçmesine rağmen deprem anını hala unutamadığını söyledi.
Depremden 5 dakika sonra akrabalarının yaşadığı Ebrar Sitesi'ne geldiğini belirten Tuzcu, şunları anlattı:
"Elektrikler kesilmişti ama telefonlar çalışıyordu. Babamı aramaya çalıştım, ulaşamadım. Binanın yıkıldığını düşündüm. Benzinliğin köşesine geldiğimde sağ taraftaki binaların olmadığını gördüm. Havada toz bulutu vardı. Binaların tozun içinde olduğunu düşündüm. Babamın yaşadığı binanın yanına geldiğimde çatısının yolla bir olduğunu gördüm. Feryatlar, yaralı insanlar vardı. Çok kötü bir atmosferdi. Enkazın olduğu yere iş makinelerimizi getirdik. Babamı 8 saatlik çalışma sonucu enkazdan çıkardık. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti."
- "Veda yapmışız ama bilmeyerek"
Arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından ilk kez Ebrar Sitesi'nin enkazına geldiğini dile getiren Tuzcu, ailesiyle yıkılan binada yediği son yemeği hala unutamadığını vurguladı.
Tuzcu, "Annem, özellikle evladın kıymetli olduğuyla alakalı şeylerden bahsetti, nasihatte bulundu. Veda yapmışız ama bilmeyerek. Herkes uyudu ama sabaha kalkamadık. Sabaha birçok insan kalkamadı. Rabb'im inşallah bir daha kimseye göstermesin." ifadesini kullandı.
- "Müteahhitten şikayetçiyiz"
Ebrar Sitesi'ni yapan müteahhitten şikayetçi olduklarını, akrabalarının ölümünde kimin kusuru ve ihmali varsa en ağır cezayı almalarını istediğini anlatan Tuzcu, şunları kaydetti:
"Depremin ardından günlerce ağladım. Hangi birine üzüleceğim, 69 can ve birçok tanıdığım insan. Sabah akşam selamlaştığım kişiler. Artık üzülemiyorum çünkü çok üzüldüm ve ağladım. Bazen diyorum, Allah'ın gücüne gitmesin ama ben de mi gitseydim? Kendimi şanslı hissetmiyorum aslında, zaten çok şey kaybettim. Buraya geldiğim zaman babamın yorganı vardı, onu gördüm. Onun tarifi yok. Eşyalarla hatıralarımız vardı. Uyuyamıyorum, her gün biri aklımda. Bu döngü nasıl gidecek? Bu acıyla hisler ölünceye kadar içimizde kalacak."