Kahramanmaraş İTÜ Mezunları Derneği, 6 Şubat depremlerinden sonra İstanbul Teknik Üniversitesi bilim insanlarının hazırladığı rapor bilgilerinin ışığında, depremden önce yapılan araştırmalar ile, depremden sonra sahadaki çalışmaları da kapsayan teknik raporu basın ile paylaştı.
Toplantıda ortaya koyulan rapordaki açıklama gündeme bomba gibi düştü.
Raporda çarpıcı tespitlere yer verilirken, “Kahramanmaraş için yapılan Mikro Bölgeleme Çalışması hiçbir şekilde gerçekle bağdaşmamaktadır. Bu rapor Maraş’ı yaşanmaz ,tamamen özürlü bir hale getirmiştir.” Denildi.
KAHRAMANMARAŞ İTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ 6 ŞUBAT 2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİ RAPORU
6 Şubat 2023 saat 04.17 de Kahramanmaraş (Pazarcık-Türkoğlu) Hatay (Kırıkhan) ve 13.24 te Elbistan(Nurhak –Çardak) ta meydana gelen 7.8 ve 7.7 Mv büyüklükte gerçekleşen ve toplam on ilimizi etkileyen deprem felaketi tüm ülkemizi derin bir üzüntüye boğmuştur.Derneğimize kayıtlı İTÜ lü bilgi ve tecrübesi olan İnşaat, Mimar, Jeoloji, Makine, Şehir Plancısı ,Harita ve Çevre Mühendisliği gibi meslek disiplinleri hem depremi yaşadılar hemde mümkün mertebede sonuçlarını yerinde inceleyerek tespitler yaptılar. Bu tespitler sonucu elde edilen bilgiler ile birlikte değerlendirme yapamadığımız konularda İTÜ Rektörlüğünün , diğer Akademik ve Kamu kurumlarının çalışmalarıda kaynak kullanılarak değerlendirilmiş bu rapor hazırlanmıştır. Rapor içerisinde sadece Mühendislik disiplinlerini ilgilendiren teknik konular ele alınarak sonuçları değerlendirilmiştir.
Bu raporu hazırlarken depremden önce yapılan çok basit ihmallerle ne büyük felaketler ve acılar yaşandığını ,çok küçük maddi kazançlar uğruna insanların ve devletin ne büyük maddi bedeller ödediğini özellikle belirtmek istedik.
DEPREME DAİR JEOLOJİK, JEOFİZİK, JEODEZİ VE JEOMORFOLOJİK ÖN TESPİTLER
1.1.JEOLOJİK DEĞERLENDİRME
Depremleri üreten fayların bulunduğu bölge tektonik olarak Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerinde çok kritik bir konumda bulunmaktadır.Bu bölge Jeolojik zamanlarda Anadolu Levhası ile Arap Levhasının sıkışma rejimi ve Afrika Levhasının dalma –batma rejiminin etkisiyle ciddi bir tektonik evre yaşamıştır.Bu depremlerin sonucu resmi kurumlar tarafından yapılan çalışmalarla uydu görüntülerinde her iki fay zonunda yüzey kırığı tespit edilerek haritalanmıştır. Doğu Anadolu Fayıüzerinde ve çevresinde belirli kesimlerde yüzey kırığı gözlenmiştir. Tarafımızdan yapılan incelemeyle, Pazarcığın kuzey, kuzeybatı ve batısında Milyanlı, Çiğli, Tevekkeli, Kuyumcular mahallelerinde Doğu Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen kırılma ve atımlar takip edilerek incelenmiştir. DAF üzerinde meydana gelen kırılmalar yer yer bilinen hatlara yakın ve paralel izlenmiş yer yer de sekmelerve farklı noktalarda kırık izlerine rastlanmıştır.
Çardak Fayında ise kırılma izleri sırtlar ve yamaçlarda gözlenmiştir.Bu depremin arazi üzerinde gözlenenyüzey kırık haritası yepyeni bilgiler içermektedir.Birbiriyle ilişkili segmentlerinatım miktarı ve dağılımları,bölgede aynı andaAmanosSegmentinin 2,Çardak Fayının 2,Pazarcık segmentinin1, Gölbaşı segmentinin 1 bağımsız depremle aynı anda kırıldığını düşündürmektedir. Diğer bir husus Türkiye Aktif Fay haritası ile bu depremde görülen yüzey kırıklarının bazılarının örtüşmediği ve farklı alanlardan geçtiği görülmektedir (İTÜ Raporu).Jeolojik değerlendirmelere; 33 yıl DSİ de mühendis ve Jeoteknik Hizmetler ve YAS Şube Müdürü olarak çalışan , 1999 Marmara depremlerinden sonra 20 yıl boyunca Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilciliği yapan Jeoloji mühendisi Mehmet KURUÇAY ın tecrübe ve bizzat görevli olarak çalıştığı proje deneyimleriyle katkı sağlanmıştır.
1.2. JEOFİZİK DEĞERLENDİRME
İTÜ tarafından yapılan Jeofizikdeğerlendirmede; Uzak ve yakın alan sismolojik (BB ve SGM) ve jeodetik (GPS) veri ve gözlemlerin ortak ters çözümü ile 6 Şubat 2023 Nurdağı-Pazarcık ve Ekinözü depremlerine ait aletsel moment büyüklükleri (Mw) sırasıyla 7,8 ve 7,7 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan aletsel büyüklükler arasında uygulanan yönteme ve analiz edilen veri setine bağlı olarak çok küçük farkların bulunması beklenebilir. Çoklu veri setine bağlı olarak geliştirilenyırtılma-kayma modelleri, oluşan her iki deprem için birden fazla fay segmenti üzerinde yaklaşık 8-10 m arasında değişen ve arazi gözlemleri ile de uyumlu yer değiştirme değerleri vermektedir. Modelleme sonuçları Mw 7,8 Nurdağı-Pazarcık ve Mw 7,7 Ekinözü depremlerinin kırılma sürelerinin sırasıyla yaklaşık olarak 100 sn ve 60 sn olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır.
1.3. JEODEZİK DEĞERLENDİRME
İTÜ Rektörlüğünün hazırladığı rapora göre ; Depremler sürecince GNSS verisi toplamaya devam edebilen ANTE (Gaziantep), EKZ1 (Ekinözü), MLY1 (Malatya) ve ONIY (Osmaniye) isimli 4 adet TUSAGA-Aktif Sabit GNSS istasyonlarına ait gözlem verileri, ilgili depremlerin ko-sismik etkilerinin jeodezik olarak belirlenmesi için kullanılmıştır. Bu istasyonların deprem gününe ait 1 saniye aralıklı uydu gözlem verileri GNSS Hassas Nokta Konumlama tekniği kullanılarak mutlak yöntemle statik ve kinematik olarak değerlendirilmiş ve istasyonlarda meydana gelen yatay yer değiştirmeler elde edilmiştir. Statik değerlendirmeye göre, her iki deprem sonrasında en büyük yatay yer değiştirme 4,7 m ile EKZ1 istasyonunda elde edilmiştir. MLY1, ANTE ve ONIY istasyonlarındaki yatay yer değiştirme değerleri ise sırasıyla 69,9 cm, 39,6 cm ve 29,2 cm olarak bulunmuştur. Kinematik değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar ise genel olarak statik değerlendirme sonuçlarını desteklemektedir.
2. KUVVETLİ YER HAREKETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İTÜ nin hazırladığı değerlendirmeye göre ; Deprem sırasında ivme ölçerlerin ve/veya yerleştirildiği binaların hasar görmesiyle bazı istasyonlardan sağlıklı veri alınamamıştır. https://tadas.afad.gov.tr/ sitesinden 9 Şubat 2023 tarihinde indirilen ivme kayıtlarıkullanılarak hesaplanan spektral ivme, hız ve yer değiştirme büyüklükleri sunulmuştur. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 de “50 yılda aşılma olasılığı % 10 olan (dönüş aralığı475 yıl) deprem” durumunda ZC, ZD ve ZE zemin sınıfları için tanımlanan tasarım elastik ivme spektrumları, deprem kayıtları için oluşturulan spektral ivme grafikleri ile karşılaştırılmıştır. 3129 No’lu Hatay İstasyonunda;% 5 sönüm oranı için oluşturulan elastik ivme spektrumunun, geniş periyot bandında DD2 depremi spektral eğrilerinin oldukça üzerinde kaldığı dikkat çekmektedir.
3. YAPISAL HASARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde sırasıyla 7,8 ve 7,7 büyüklüğünde oluşan şiddetli depremlerde Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 10 ilde çok sayıda betonarme bina yıkılarak enkaz haline gelmiştir. Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları yıkım nedenlerinin başında gelmekte ayrıca ,İlgili hasarların önemli bir kısmının, taşıyıcı sistem elemanlarının özellikle işyeri cephelerinin geniş ve kullanışlı olması için perde ve kolonlarının aynı istikamette paralel dizayn edilmesi , asma katların tabliyelerle birleştirilmemesi ,iş yerlerinde her kiracı değişikliğinde yapılan dekorasyonlarda farklı zamanlarda taşıyıcılara matkapla delik açarak dübel yerleştirmelerinden dolayı meydana gelen deformasyonlar gibi nedenlerinde önemli olduğu ortaya çıkmıştır.
Yine ,düşük katlı yapılara zaman içerisinde kaçak olarak eklenen bir veya daha fazla kaçak katlara ,bina temeli ve zemin parametrelerinin uygun olup olmadığına bakılmadan imar affı veya ceza kesilerek Belediye meclisleri kararıyla ruhsat verilmesi , imar değişiklikleriyapılması gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür. Kahramanmaraş ta enkaz halindeki binaların büyük çoğunluğunun temel taşıyıcılarının veya ilk katlarının ya tamamen veya kısmen kat mekanizma durumuna gelerek tüm katların üst üste sandviç şeklinde ya da yan tarafa doğru toptan veya kısmen dönerek göçme durumlarının oluştuğugörülmüştür.
Kahramanmaraş merkezinde ve ilçelerde alüvyon ve taneli zeminlerde, kaya türü inşaat alanlarında depreme maruz kalan tüm mahallelerdeyıkılan ve ayakta kalan eski ve yeni yapıların tamamı gezildiğinde depremden etkilenmeyen mahalle bulunmadığı görülmüştür.
Alüvyon zeminler üzerine inşa edilen ,özellikle Maraş merkez ovası ve Türkoğlunda bulunan sanayi tesislerimizde yıkım ve hasarlar meydana gelerek çok büyük ekonomik kayıplar meydana gelmiştir.
4.DEPREMDEN ÖNCE VE SONRA YAPILAN YANLIŞLIKLAR
1999 Marmara depremlerinde yaşadığımız acılardan sonra bu tarih milat olarak değerlendirildi.1999 Marmara depremlerinden 6 Şubat depremine kadar ülkemizde yaşanan tüm depremlerin meydana geldiği aktif fayların geçtiği bölgelerde bilimsel çalışmalar yapıldı. İmar planları hazırlanırken İmara Esas Jeolojik–Jeoteknik Raporlar, mikrobölgeleme, paleosismoloji gibi bilimsel çalışmalar yapıldı. Depremle ilgili yapılması gereken çalışmalar, kanunlar yönetmelikler, genelgeler yayınlandı. Resmi kurumlar üniversiteler ve yerel yönetimler tarafından Ülkemizin heryerine sismik cihazlar, elektronik aygıtlar yerleştirilerek ölçümler yapıldı. İlk birkaç yıl deprem yıldönümlerinde UNUTMAYACAĞIZ!, UNUTTURMAYACAĞIZ !sloganları sık sık tekrar edildi.2004 yılında Jeoloji Mühendisler Odası K.Maraş il temsilciliği tarafından Deprem konferansı tertip edilerek bölgede çalışma yapan bilim insanları tarafından K.Maraşın depremselliği ile ilgilikonular ele alındı. Deprem tehlikesi yüksek olan kırsal alanlardaki konutların rehabilitasyonu projeleri (DEKAYAB) hazırlandı , tahmini deprem senaryoları yazıldı. Kentsel Dönüşüm Kanunu ve projeleri,genelgeleri hazırlandı.Son olarak 2020 yılında Türkiyede Kahramanmaraş pilot il seçilerek İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çalıştayı yapılarak Kahramanmaraşın depremselliği ile ilgili rapor hazırlandı.
Doğu Anadolu Fayı üzerinde ve yakınlarında meydana gelen küçük ve orta ölçekli depremlerde yine hatırlatmalar yapılarak depremin ciddiyeti anlatılmaya çalışıldı. Ama maalesef mahalli ve mülki idareciler, vatandaşlar depremi ciddiye almadı. Bilim insanları yetkileri ve imkanları dahilinde değişik platformlarda deprem uyarılarını defalarca yaptı.
17 Ağustos Gölcük depremi yaşandı, tüm bilim insanları bu depremi incelerken 2 ay 25 gün sonra 12 Kasım Düzce depremi meydana geldi.Ülkemizde yaşanan orta ölçekli ve büyük depremlerde ,1999 Marmara depremlerinde de belirgin olarak gözlendiği gibi en çok can kaybı ve maddi hasarın taneli zeminlerde yani Alüvyonlar üzerine inşa edilen yapılarda meydana geldiği yaşanmış ve görülmüştü. Maalesef 6 Şubat depremleriyle de çok daha acı bir şekilde bir kez daha tekrarlandı ,bu defa 50 binin üzerinde insanımızı yine kaybettik.
Deprem oldu binalar yıkıldı ,insanlar feci şekilde can verdi, devlete en az 150 milyar dolar maddi yük yüklendi. Yapılan çalışmalar önemsense de çalışmaları yapanlar yaptıkları çalışmaları istedikleri kadar başarı olarak değerlendirse de bir binanın yıkılması, bir insanın hayatını kaybetmesibile önlenememiştir.Yapılan bilimsel çalışmalar ve araştırmalar inkar edilemez. Bilimsel çalışmaların bir yaptırım gücü olmalıdır. Bu çalışmaların kağıt üzerinde kalması ve hiçbir işe yaramaması da düşünülmesi gereken önemli hususlar arasındadır. Kahramanmaraş ve tüm diğer illerin yaşadığı acı gerçek budur.
Kahramanmaraşta yaşanan büyük deprem felaketinin ve verilen acı kayıpların nedeni; 1970 li yıllara kadar sebze tarımı yapılan alüvyon arazilerin öce tek ve iki katlı olarak imara açılması ve daha sonraki yıllarda imar değişiklikleriyle ise 4-5-6-7-8 -10 12 katlıolarak imar değişiklikleri yapılmasıdır.9 saat arayla yaşadığımız 7.8 ve 7.7 büyüklükteki iki depreme rağmen alüvyon zeminler üzerine hiçbir önlem alınmadan ,zemin iyileştirilmesi bile yapılmadan inşa edilen 2-3-4 katlı binaların çok büyük bir kısmı hasarsız veya az hasarlı olarak ayakta kalmıştır. Alüvyonlar üzerine inşa edilen 8-10-12 katlı binaların çoğunluğu yıkılmış büyük can kaybı yaşanmış, ayakta kalanlarda ağır hasarlı olarak kullanılamaz hale gelmiştir. Buralarda inşa edilen binalar 4 kattan fazla olmasaydı bu kadar can ve mal kaybı olmayacaktı. Sadece inşaat hatası yüzünden binalar yıkılacak ,çok az can kaybı yaşanacaktı.
Depremlerin zamanı , büyüklüğü ve derinliği kesinlikle bilinememektedir. Ama nerede olabileceği bilinmektedir. Depremin büyüklüğü yine aktif fayın uzunluğuna göre ancak tahmin edilebilmekte iken 6 Şubat depremi bu düşüncenin de geçerli olmadığını ortaya koymuştur. DAF üzerinde Türkoğlu –Gölbaşı arasındaki yaklaşık 100 km uzunluğundaki sismik boşluğun kırılması tahmin edilirken yaklaşık 400 km uzunlukta bir zon kırılmış ve ezberleri bozan bu büyük felaket yaşanmıştır.
Zemin kapasiteleri yüksek olan bölgelerde projelerine azami ölçüde özen gösterilerek inşa edilen hastaneler ile bazı kamu binaları bile böylesine şiddetli depremler sonucunda binalarda oluşan yapısal hasarlardan dolayı hizmet verememiştir.Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi yapılmazdan önce yer seçimi ile ilgili uyarılar dikkate alınmamıştır. Hastane yıkılmamıştır. Ancak 6 Şubat gibi böyle büyük bir felakette maalesef bu hastane içerisindeki her türlü cihazlar ve ameliyathaneler hasar gördüğü için kullanılamamış, binlerce yaralı kurtarılamamıştır.
Zemin etütleri yapılarak hazırlanan projelerde , projeye göre tasarlanan temel hafriyatı yapıldıktan sonra karşılaşılan kötü zemin koşulları için projede yeniden tasarım yapılması düşünülmemiştir. Kötü zemin koşullarına aynı proje tatbik edilmiştir. Binaların kat yoğunluğu kot alınan cadde veya sokağa göre değişik uygulanmıştır. 5 kat olması gereken yapı 8-10 kata kadar yükseltilmiştir.
Belediyeler tarafından inşa edilen sosyal konut projeleri yanlış yerlere yapılan yüksek katlı binalar ağır hasar alarak yıkılmak zorunda kalınmıştır. Bu yapıların devlete çok büyük maddi zararı olmuştur. Alüvyon olmayan zeminlerde bile inşa edilen yüksek katlı binalarda ağır ve orta hasarlarla çok büyük maddi kayıplar yaşanmıştır.
Hasar tespit çalışmalarında yapılan acelecilikle, resmi kurumlara binlerce problem yüklenmiş, binlerce vatandaş mağdur edilmiştir. Hasar tespit kriterleri bir şartname veya genelgeye dayandırılmadığı için, tespiti yapanların da bu işin ehli olmaması nedeniyle yanlış tespitler ve uygulamalar sonucu binlerce vatandaş mağdur olmuş, Adliyelerde binlerce dosya oluşmuştur.
Yeni yerleşim yeri seçimlerinde de yine acele edilmiş, özellikle uygun olup olmadığı detaylı olarak araştırılmadan kamu arazilerine öncelik verilmiş, ekonomik, sosyolojik sonuçlar düşünülmeden karar verilmiş, bir kısım yerlerde yine sağlam olmayan zeminler seçilmiştir.
2014 yılında onaylanan imar planı hazırlanırken de Mikro Bölgeleme Çalışmaları da yapılarak İmara uygun, uygun olmayan , önlemli alan tespitleri o zamanda yapılmıştır. Maalesef depremden sonra son yapılan mikro bölgeleme çalışmalarında Kahramanmaraş merkezde sağlam kayaların bulunduğu alanlar bile önlemli alan olarak nitelendirilmiştir. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) nın Kahramanmaraş merkezine ve yakın çevresine yerleştirdiği MARAŞ FAY ZONU diye nitelendirilen fay haritasının ,diri fayların tanıtımı amaçlı sadece rehber niteliğinde olduğu ve yer seçimi amaçlı çalışmalarda resmi bir belge olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.MTA tarafından 2008 yılında bu harita yayınlanmıştır.Bu haritada Kahramanmaraş Fay Zonu diye bir fay yoktur.
Buna rağmen Paleosismoloji ve mikrobölgeleme adı altında yapılan çalışmalarda Kahramanmaraş’ın sağlam olan ve hasar dahi almayan binaların bulunduğu yerlere deprem üretecek aktif fay yerleştirilerek şehir faylarla donatılmıştır. Aktif olduğu iddia edilerek yerleştirilen bu fayların bulunduğu bazı alüvyon zemin olan bölgelerde hiçbir önlem alınmadan inşa edilen 4 kata kadar olan binaların büyük çoğunluğu, İki büyük depremi ve 3 büyük artçıları atlatarak hasarsız veya az hasarlı olarak ayakta kalmıştır. Bazı bölgelerde ise 4-6 katlı binaların tamamına yakınının az hasarlı ve hasarsız olarak ayakta kaldığı, 8-10-12-15 katlı binaların bulunduğu bölgede birtek binanın yıkılmadığı, iki büyük depremi orta ve az hasarlı olarak atlattığı bilimsel bir gerçek iken bu bölgeler uygun olmayan alan olarak raporlanmıştır.DSİ 20. Bölge Müdürlüğünün Kılavuzlu Barajından başlayarak Hatay Amik Ovasına kadar giden 50 m genişlikteki 80 m3/sn debili kanal güzergahının geçtiği bölgeye heyelan bölgesi diyerek uygun olmayan alan nitelendirilmesi yapılmıştır.
Kahramanmaraşı doğu Anadolu Fayında meydana gelen deprem yıkmıştır. Kahramanmaraş merkezde kırılan herhangi bir fay yoktur. K.Maraş merkezi; Ahırdağ Bindirme fayının etkisinde olan bir bölgededir. Bindirme fay zonlarında çizgisel bir yapı, bu zona bağlı bir sakınım bandı oluşturmak mümkün değildir. Burada Maraşı etkileyecek depremi üretecek fay bulunmamaktadır. 6 Şubatta meydana gelen 7.8 büyüklükteki Pazarcık odaklı ve 9 saat sonra meydana gelen Elbistan odaklı 7.7 lik depremden sonra DAF ve Çardak fayının her iki ucunda enerji transferiyle 60 binin üzerinde çok sayıda artçılar ve küçük depremler meydana gelmiştir. Maraşın merkezinde Maraş fay zonu diye belirlenen alanlarda bir tane küçük artçı bile kaydedilmemiştir. 6 Şubat 2023 gece 04.17 de meydana gelen deprem Kuş uçuşu yaklaşık 100 km uzaklıktaki Çardak fayını tetikleyerek kırmıştır. Eğer Maraş merkezde aktif fay olsaydı kuş uçuşu 10 km yakınımızda olan deprem bu fayları paramparça ederdi.
Maraşınmerkezi ; Ahırdağ bindirmesinin tektonik etkileriyle şekil kazanmıştır. Buralarda depolanan kalın alüvyal çökellerin olduğu yerlerde tüm fayların zonlarını tespit etmek oldukça zordur. Özellikle sıkışma ve çek ayır havzalarda depolanan kalın alüvyon çökellerinin olduğu bölgelerde fayzonu veya tampon bölge oluşturmak mümkün değildir. Doğrultu atımlı faylarda bile birkaç yüz metre sıçramalar olmuştur. Bindirme faylarda ve ters faylarda yüzey faylanmazonu veya sakınım bandı oluşturmak imkansız gibidir.
Kahramanmaraş için yapılan Mikro Bölgeleme Çalışması hiçbir şekilde gerçekle bağdaşmamaktadır. Bu rapor Maraş’ı yaşanmaz ,tamamen özürlü bir hale getirmiştir. Hiçbir şekilde dikkate alınmamalıdır. Kahramanmaraşta yerleşim alanlarının depremsellikle ilgili tüm parametrelerini, yaşanan deprem açık bir şekilde gözler önüne sermiştir. Bu deprem bize tüm mühendislik disiplinlerinin yaptıkları yanlış hesapların, yanlış uygulamaların sonuçlarını, yanlış imar planlarının, imar aflarının, imar değişikliklerinin sonuçlarını çak acı bir şekilde ikaz ederek ve yaşatarak göstermiştir. En çok yıkım olan alanları, en çok can kaybının nerelerde, ne özellikte yapılan binalarda olduğunu, her türlü mühendislik disiplinlerinde yapmamız gerekenleri bize maalesef yine acı bir şekilde göstermiştir. Aslında 1999 Marmara depremlerinde de göstermişti. Bizler de 24 yıl boyunca hep anlatmıştık ama maalesef anlaşılmamıştı. Ama deprem 90 saniyede anlattı, ve acı bir şekilde anlaşıldı.
SONUÇ VE ÖNERİLER
- Kahramanmaraşta meydana gelen deprem esnasında ve sonrasında, tüm meslek disiplinlerine ait meslektaşlarımız tarafından tüm mahalleler detaylı olarak incelenmiştir. Yaşadığımız iki büyük deprem ve büyük deprem niteliğindeki artçıları Kahramanmaraşı bir laboratuvar deneyi gibi performans deneyine tabii tutmuştur. Biz bilimsel ve teorik olarak hangi tespiti yaparsak yapalım, depremlerin ortaya koyduğu gerçekler hepsinden daha değerlidir. Çünkü depremin sonuçları somut veriler olarak yaşanarak görülmüştür.
- Kahramanmaraş ta 1999 Marmara depremlerinden sonraki yıllarda yapılan zemin etütlerinin tamamına yakını üyemiz olan ve 20 yıl boyunca İl Temsilciliği görevi yapan Jeoloji Mühendisi Mehmet KURUÇAY tarafından kontrol edilerek kayıt altına alınmıştır. Bu raporlara göre yapılan binaların depremden sonraki performansı incelendiğinde : Alüvyon alanlarda bile hiçbir önlem alınmadan normal inşaat teknikleriyle yapılan 2-3-4 katlı binaların % 90 a yakını hasarsız veya az hasarlıdır. Deprem sonrası şu durum ortaya çıkmıştır: Alüvyon zeminlerde tüm inşaat teknikleri ve zemin parametreleri uygulanarak dahi 4 katın üzerinde inşa edilen binalarda sıkıntı yaşanmaktadır. Bu bölgelerde en fazla zemin artı 4 kat bina inşa etmek mümkün görülmüştür. Bu alanlarda zemin güçlendirme gibi yöntemleri kullanarak daha yüksek katlı binalar inşa edildiğinde deprem ivme hızı, dalga hızları, depremin derinliği , zemin büyütmesi gibi parametreleri ne kadar doğru olarak tespit edersek edelim beklemediğimiz sonuçların ortaya çıktığı ve 8-10 katlı binaların yıkılarak binlerce insanımızı öldürdüğü bu depremle görülmüştür.
- Zeminleri uygun olmayan alanlarda maddi kazanç uğruna müteahhitler tarafından üretilen yüksek katlı binalar, sosyal amaçlı olarak Belediyelerin inşa ettiği kooperatifler, TOKİ tarafından inşa edilen binalar depremde yıkılmasa bile ağır hasar alıp yıkılarak yenisini yapmak, orta hasarlıları güçlendirmek, az hasarlıları tamir etmek gibi maddi kayıplar hem Devletimize hem vatandaşlarımıza büyük yük olmuştur.
- 30-40-50- 100 yıl sonra deprem olsa bile, imar planlarını yapıların yıkılmadan sağlam olarak ayakta kalmasını düşünerek hazırlamak ve uygulamak Devletin politikası olmalıdır.
- İnşaat temel kazılarının mevcut projeye göre açılmasından sonra eğer zeminde beklenmeyen menfi özellik ortaya çıktığında temel kazı derinliği ve temel proje hesapları yeniden değerlendirilerek revize edilmelidir. Maalesef eldeki onaylanmış ruhsatta ne varsa zemin özellikleri değişse bile o uygulanmaktadır.
- Yapılan Mikrobölgeleme ve Paleosismoloji çalışmaları sonucu ortaya atılan imar alanları tespit çalışmaları ve yerleştirilen faylar bilimsellikten uzak olarak değerlendirilerek hazırlanmıştır. Uygun olmayan alan denilen bölgelerde yüzlerce bina az hasarlı veya hasarsız olarak ayaktadır. Bazı bölgelerde birtek bina dahi yıkılmamıştır. Kahramanmaraş depremlerinde 60 binin üzerinde artçı ve depremler meydana gelmiştir. Kahramanmaraş merkezinde bir tek artçı kaydedilmemiştir. Heyelan bölgesi diye nitelendirilen bölgede Devlet Su İşleri tarafından 50m genişlikte ve 80 m3/sn debideki Kılavuzlu Sulama Kanalı inşa edilmiştir.
- Depremden sonra çok acele ile yeterli bilgiye ve deneyime sahip olmayan elemanlara hasar tespit çalışmaları yaptırılarak binlerce binaya yanlış tespit raporu verilmiştir. Bu tespitler her türlü donanıma sahip teknik elemanlarca yeniden değerlendirilerek vatandaşların mağduriyeti ve devlete yüklenecek büyük ekonomik yük ortadan kaldırılmalıdır.Orta hasarlı binaların güçlendirme yöntemleri belirlenirken sırf prosedürü tamamlamak için güçlendirme yapılmamalıdır. Binalar teknik açıdan çok ciddi incelenerek eğer yıkılması gerekiyorsa kesin yıkılmalıdır , ancak taşıyıcı sistemlerde insan hayatını riske atmayacak derecede deformasyon yoksa ciddi ve detaylı güçlendirme projeleri hazırlanmalıdır.8 katın üzerindeki 17-18 kata kadar orta hasarlı binalarda güçlendirme tekniklerinden biri olan kat kesme yöntemi uygulanmalıdır. Yatay mimar düzenlemeleri yapılarak arsa yoğunluklarında değişiklikler yapılmalı,yüksek kat imalatlarından uzak durulmalıdır.
- Deprem enkazları ; Kahramanmaraşmerkez ovasında önemli bir içme suyu ve sanayi suyu akiferi olan ,Büyükşehir Belediyesinin içme suyu kuyularınında bulunduğu alüvyon akiferin başlangıç noktasına Erkenez kum ocaklarının oluşturduğu çukur alanlara tam çay yatağına ve Kahramanmaraş merkez Ovası alüvyonundaki yeraltısuyuakiferini kirletecek yerlere depo edilmiştir. Her türlü hastalığa neden olacak olan bu enkazların ovadaki içme ve kullanma suyunu kirleterek gelecekte çok büyük hastalıklara yol açması önlenmelidir.
- Kahramanmaraş ı yıkan depremin olduğu Doğu Anadolu Fayında biriken enerji boşalmıştır. Bilimsel olarak bu fayın deprem üretecek enerjiyi biriktirmesi yüzyıllarca zaman gerektirecektir. Buna rağmen Kahramanmaraş merkezi ,tahmin edemeyeceğimiz,öngörülerimizin dışında meydana gelebilecek muhtemel depremlere dayanıklı ,olarak eski dokusuna uygun olarak yeniden inşa edilebilir. Şehrin merkezinde en kötü zeminlerinde bile hiçbir önlem alınmadan inşa edilen tek katlı veya 2-3-4 katlı binaların çok büyük bir kısmı hasarsız olarak depremi atlatmıştır.
- Kahramanmaraş merkez ovası ve Türkoğlu ilçemizde alüvyon zeminler üzerine inşa edilen fabrikalarımızın büyük bir kısmıağır hasar görmüş veya yıkılmış çok büyük ekonomik kayıplar meydana gelmiştir.Tüm sanayi bölgelerimizde inşa edilecek tesislerimizin projelendirilmesinde azami hassasiyet gösterilerek özellikle çelik konstrüksiyon yapılara öncelik verilmelidir.
- Alınan ve alınacak tüm tedbirlere rağmen,her türlü teknolojiyi kullanarak dahi yapılan imar uygulamaları olsa bile , meydana gelecek depremler hiç tahmin edemeyeceğimiz sonuçları doğurabilmektedir.Alınacak tüm önlemler bilimsel çalışmalarla planlanmalı, Kahramanmaraş ı tanımayan, şehrin mühendislik özelliklerini bilmeyen teknik kadrolara mümkün mertebe tek başına proje yaptırılmamalıdır.
Saygılarımızla
KAHRAMANMARAŞ
İTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ
Kaynakça:
İTÜ 6 Şubat Depremleri Nihai Raporu