Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde düzenlenen program, 6 Şubat depremleri sürecinde KAFSAD üyelerinin çektiği fotoğraflardan oluşan ve KAFSAD Başkan Yardımcısı Fatih Emre Asya’nın hazırladığı slayt gösterisi ile başladı. Hazırlanan slayt gösterisinde, yaşanan acı günlerden hafızalara kazınan unutulmaz kareler, katılımcıları yeniden o günlere götürerek duygu dolu anlar yaşattı.
Slayt gösterisinin ardından “Deprem Allah’ın Emri, Ölümler Olmasaydı” başlıklı panel oturumuna geçildi. TYB Kahramanmaraş Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Yaşar’ın oturum idareciliğini yaptığı panelde TYB Kahramanmaraş Şube Başkanı Enver Çapar, TYB Erzincan Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir, TYB Gaziantep Şube Eski Bakanı Mustafa Yıldız ve TYB Hatay Temsilcisi Mustafa Turan konuşmacı olarak yer aldı.
Oturum idarecisi Mehmet Yaşar, farklı zamanlarda ve farklı mekanlarda depremi yaşamış TYB şube başkanlarının (Erzincan, Sakarya, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay) şubeler buluşması vesilesi ile bir araya geldiklerinde depremle ilgili ortak bir çalışma yapmaya karar verdiklerini ve bu panelin böyle bir fikirle ortaya çıktığını açıkladı. Yaşar, ayrıca panel metinlerinin önceden kaleme alınarak “Deprem Allah’ın Emri, Ölümler Olmasaydı” ismiyle kitaplaştığını, 5 ilin deprem fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf albümünün de “Zilzal” ismiyle basıldığını ve bu eserlerin panel öncesinde katılımcılara dağıtıldığını aktardı.
Panelde ilk konuşmayı TYB Erzincan Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir yaptı. Erzincan depremleri ile ilgili bilgiler aktaran Özdemir, genelde ülke olarak özelde ise Erzincan olarak deprem gerçeğiyle her an yüz yüze yaşadıklarını ifade etti. Gerek 1939 gerekse 1992’de yaşanan depremlerin Erzincan’da tarifsiz yıkımlara ve can kayıplarına sebep olduğuna dikkat çeken Özdemir, konuşmasında mezkur depremlere ilişkin çeşitli hatıralara da yer verdi. Özdemir, “Mustafa Kutlu, Erzincan için ‘talihsiz ve tarihsiz şehir’ ifadesini kullanmaktadır. Talihsizliği, depremlerle her zaman yüz yüze kalmasından, tarihsizliği de geçmişten bugüne kalan bir tarihi eserin bulunmaması anlamındadır. Depremler sebebiyle Erzincan’da ‘babadan oğula kalan bina yoktur.’ Bu ifade, bugüne kadar önemli ölçüde doğrulanmış olsa bile bundan sonra bunun böyle gitmemesini diliyoruz.” dedi.
TYB Gaziantep Şube Eski Başkanı Mustafa Yıldız konuşmasında depremin ruh, gönül ve zihin dünyamızda açtığı yaraları, bıraktığı izleri değerlendirdi. Hiçbir tabii afetin deprem kadar insana tesir etmediğini ileri süren Yıldız, depremleri yangın, sel vb. diğer afetlerden ayıran en temel özelliğin insanın yeryüzündeki ontolojik güvenlik algısını sarsması olduğunu söyledi. Deprem esnasında insanın yaşadığı olayın dehşetiyle rasyonel davranışlar sergilemekte zorlandığı tespitinde bulunan Yıldız, “Bu esnada insan bastığı yerin de üstündeki çatının da güvenli olmadığını fark edip de ölümle yüz yüze geldiğinde, televizyonlarda deprem konusunda ahkâm kesen profesörleri ve deprem uzmanlarını değil Allah’ı hatırlar. Çünkü o an Allah’tan başka sığınacak hiçbir güvenli sığınak kalmamıştır. Allah’ın adından başka hiçbir şey onu teskin etmeye yetmez” değerlendirmelerinde bulundu.
TYB Kahramanmaraş Şube Başkanı Enver Çapar da konuşmasında “Edebiyat, deprem yarasına merhem olur mu?” sorusuna cevap aradı. “Yazar ve şair yaşadığı çağın tanığıdır.” diyen Çapar, böyle bir felaket karşısında kayıtsız kalınamayacağını, insanların hayata tutunacak cümlelere ihtiyaç duyduklarını, sözün ve edebiyatın iyileştirici bir gücü olduğunu ve bu süreçle birlikte yazılanlardan hareketle bir deprem edebiyatı ortaya çıktığını belirterek “Göç ve Edebiyat”, “Savaş ve Edebiyat” gibi başlıkların yanına “Deprem ve Edebiyat” adında yeni bir başlığın eklendiğini belirtti. Çapar, “Bir araya gelerek, konuşarak, dertleşerek, okuyarak, yazarak iyileşmeye çalışıyor insanlar. İnsanlar şifalarını her zaman olduğu gibi yine insanda ve kelimelerde arıyor.” dedi. “Şiirin ve edebiyatın merkez noktalarından biri olan Kahramanmaraş, şimdilerde acının merkezi oldu.” diyen Enver Çapar, depremde birbirinden kıymetli pek çok şair ve yazarın da hayatını kaybettiğini hatırlatarak edebiyatın da ağır yara aldığını ifade etti.
Panelde son olarak TYB Hatay Temsilcisi Mustafa Turan söz aldı. Depremin Hatay cephesiyle ilgili bilgiler veren Turan, konuşmasında 6 Şubat depremleri ile ilgili kaleme alınan bazı şiirleri‘korku, endişe ve teslimiyet’ bağlamında değerlendirdi. Bazı tarihlerin unutulmasının mümkün olmadığını, 6 Şubat 2023 tarihinin de depremi tecrübe edenler için bir milat olduğunu, kıyamete dair numune teşkil edecek bir dehşeti yaşadıklarını vurgulayan Turan “Yaşadıklarımız elbette çok dehşetli şeyler. Ancak insanoğlu ne yaşarsa yaşasın unutuyor. Zira insan, nisyan ile mâlûldür. Bunun için eli kalem tutan, gönlündeki yangını yazarak söndüren kalem erbabına bakmak elzem. Depremi yaşamış şairlerin dilinden ‘endişe, korku ve teslimiyet’ çerçevesinde konuyu ele almak yaralarımıza merhem olabilir belki de.” ifadelerini kullandı.
Program sonunda konuşmacılara Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan bir kitap seti hediye edilirken, panel hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.