Sivaslı Ressam Hüseyin Şahbudak, Sanko Sanat Galerisi’nde "Anadolu’dan İzler” adını verdiği 23’üncü kişisel resim sergisini açtı.
Sergi açılışında konuşan ressam Şahbudak, resimlerinde geometrik çizgiler kullandığını, ilk çağların çizgilerini modernize ettiğini söyledi.
Eski ve yeni tekniklerden büyük ölçüde yararlandığını ve resimlerinde ağırlıklı olarak hayvanları konu edindiğini belirten Şahbudak, “Bunların içinde atlar ve köpekler ön sırada yer alıyor. Atlara karşı ayrı bir ilgim var. Atların benim için ayrı bir yeri bulunuyor. At zarif ve estetik bir hayvandır. Eski dönemdeki at, bugünün arabası hatta uçağı durumundadır” dedi.
Resim yapmanın kendisi için var olma mücadelesi, yaşamın anlamı ve yaşama katlanabilme olduğuna dikkat çeken Şahbudak, “Resim aslında renktir, kurgudur, armonidir. Resim bir dengedir. Atmosferdir. Boş ile dolunun ilişkisidir. Bir felsefedir” diye konuştu.
ASLINDA AT BİR FİGÜRDÜR
Çalışmalarını Ankara'da bulunan atölyesinde sürdürdüğünü anlatan Şahbudak, şöyle devam etti:
“Eserlerimdeki atlar kimi yerde başını yem torbasına sokar, sırtında yerel motiflerle süslü heybe taşır ve çoğu zaman bir göz yanılmasını da beraberinde getirir. Resim sanatında konu seçenekleri, genellikle sanatçının kişisel tercihleri doğrultusunda biçimlenir. Yunan mitolojisinde Zeus’un bir kuğu kılığına girmesi gibi, benim resimlerimde de at, kendi içinde gizlediği bir insan suretine gönderme yapar. İzleyiciye atın temsil ettiği sevecenliğe ek olarak, bu temsilin de ötesinde ‘sıcak’ görünmesinin nedeni budur. Aslında buradaki at bir figürdür.
Az da olsa soğuk renklerle sıcak renkleri birleştiriyorum. Tuval üzerine akrilik ve yağlı boya tekniği kullanıyorum. Somut veriler içinde soyutlamaları gizliyorum. Hayvanların duruş biçimlerine, görüş ve düşüncelerimi katarak yeni duruşlar oluşturarak resmediyorum. Onları kendi algı dünyamda yorumluyorum. Koşar gibi yahut durur gibi ya da düşünür gibi. Resimlerimi çocuk resimlerine yakın çiziyorum. Bu uğraşta çokça yol kat ettim.”
“Resimlerimi kimi zaman dingin, kimi zaman başkaldırı, kimi zaman durgunluk, kimi zaman da öfke içinde verdim. İnsanların, insanlaşamadığını yansıttım. Her zaman aydınlığı, sevgiyi, güzelliği, insanlığı öne çıkarmaya çalıştım” diyen Şahbudak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Varlıkları bir bütün olarak ele aldım ve işledim. İçsel, dışsal, akılsal ve beyinsel düşünüleri anlatmaya uğraştım. Buluşların, hizmetlerin, dayanışmaların bütün dünya varlıklarını yaşatmaya yönelik olmasını istedim. Her varlığın, her yaratığın dünyaya bir hizmet için geldiğini anlatmaya uğraştım. Bunlara sanat yoluyla daha kolay, daha çabuk varılacağına inandım ve tüm insanların sanatsever olmasını istedim.”
Galerinin 13 yıldır sanatçıların buluşma noktası olduğunu ve şimdiye kadar 200’ün üzerinde sergi açıldığını anımsatan Sanko Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Üyesi Murat Köylüoğlu ise Türkiye genelinde önemi bilinen bir galeri olduk ve bu anlamda çok mesafe kat ettiklerinin altını çizdi.
Sergi açılışına, Sanko Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Halil Çiçek, Sanko Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Üyesi Murat Köylüoğlu, Sanko Park yetkilileri, sanatçılar ve sanatseverler katıldı.
Konuşmalardan sonra, Gaziantepli sanatçı Remziye Oğan, SANKO Holding tarafından bastırılan ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin bilimsel yayını olan “Belkıs Zeugma ve Mozaikleri” isimli bilimsel yayını sanatçı Hüseyin Şahbudak’a taktim etti.
Şahbudak’ın 20 eserinin yer aldığı sergisi Sanko Sanat Galerisi’nde, 1 Aralık’a kadar her gün 10.00 – 22.00 saatleri arasında gezilebilecek.
HÜSEYİN ŞAHBUDAK
Sivas Divriği’de 1964 yılında dünyaya gelen Şahbudak, 1985 yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu, 1990’da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalında yüksek lisans yaptı.
Kişisel etkinliklerinin yanında çeşitli karma ve grup sergilerine de katıldı. Çalışmalarını Ankara’da özel atölyesinde sürdüren Şahbudak, 1987-2017 yılları arasında Ankara, İstanbul, Adana ve Mersin’de 22 kişisel sergi açtı.
Şahbudak, 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi Gençlik Yılı Resim Yarışmasında Başarı Ödülü, 1986’da Türkiye Jokey Kulübü Resim Yarışmasında 3’üncülük Ödülü ve 1991 yılında Devlet Resim-Heykel Sergisinde Mansiyon ödülü aldı.